Dün gece rahatsızlanarak Beşiktaş'ta bir hastaneye kaldırılan Yeşilçam'ın usta oyuncusu Cüneyt Arkın, 85 yaşında hayatını kaybetti.
Birçok unutulmaz filme imza atan Türk sinemasının efsane ismi Cüneyt Arkın, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Usta oyuncu Arkın, dün gece saatlerinde rahatsızlanarak Beşiktaş, Ulus'ta bulunan özel bir hastanede tedavi altına alındı. Eşi Betül Cüreklibatır ve yakınları hastaneye geldi. 85 yaşındaki oyuncu burada hayatını kaybetti. Türk sinemasına damga vuran, yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın'ın çok sayıda ödülü bulunuyordu.
HASTANEDEN AÇIKLAMA
Arkın'ın vefat ettiği hastaneden yapılan açıklamada, "Türk sinemasının değerli oyuncusu Sayın Cüneyt Arkın kalbinin durması sebebiyle ambulansla geldiği Liv Hospital'da bütün yeniden canlandırma çabalarına rağmen hayatını kaybetti. Liv Hospital Ailesi olarak Türk sinemasının dev oyuncusunu kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. Cüneyt Arkın'ın ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz" denildi.
DOKTOR FERAH ECE'DEN AÇIKLAMA
Usta oyuncunun tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Ferah Ece, "Dün gece yarısından sonra ambulansla kalp durmasıyla hastanemize başvuran sanatçımız maalesef yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Ailesi başta olmak üzere sevenlerine baş sağlığı diliyoruz" dedi.
"BÜYÜK İHTİMALLE KARDİYAK BİR PROBLEM"
"Kalp durmasıyla geldiği için büyük ihtimalle kardiyak bir problem olmuştur" diyen Ece, "Belli bir yaştan sonra kalp kasları da çok kuvvetli olmadığı için kardiyak bir sebep daha doğrusu hem solunum hem kardiyak sebep diye düşünebiliriz. Akciğerlerin hasarlı olması kardiyak olarak da yük bindiriyor kalbe. Bu nedenle yaşlılığın verdiği etkiyle de organlar genç olduğu gibi kuvvetli değil" dedi.
CENAZE PROGRAMI BELLİ OLDU
Usta isim Arkın için Perşembe günü saat 10.00'da Atatürk Kültür Merkezi'nde tören düzenleneceği, ardından usta oyuncunun Teşvikiye Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlanacağı öğrenildi.
VASİYETİ ORTAYA ÇIKTI
Türk sinemasına damga vuran, yüzlerce filmde rol alan Cüneyt Arkın'ın vefatı sonrası vasiyeti ortaya çıktı. Daha önce Bilal Özcan'ın 'Laf Aramızda' programına katılan Arkın, sohbet esnasında vasiyetini açıklamıştı.
Kazandığı paralarla hiç yatırım yapmadığını söyleyen Akın şu ifadeleri kullanmıştı:
"Biz paranın da şöhretin de kıymetini bilmedik. Bir dükkan bir şey yapmadık. Bilmiyorum çok uzun yaşarsam sefalet içinde kalabilirim, ölebilirim. Ya çalışacaksın ya bir yerden para gelecek. Yalnız benim bir huyum vardır babamdan kalma, '3 kuruş kazanırsan bir kuruşunu biriktireceksin' derdi. Biriktirdim.
Ancak bir yatırım yapmadık, akıllılık yapmadık. Hazır para ne kadar dayanır ki. İyi ki biriktirmişim iyi ki. Levent'te oturduğum eve güveniyordum. Onu sattığım zaman karı-koca başımızı sokacağımız bir ufak yerimiz olabilirdi.
Kalan parayla da yaşardık. Sit alanı ilan etmişler orayı. Yani benim evim 5 liraysa 1 liraya satamıyorsun şimdi alan da bir şey yapamaz çünkü. Yalnız bir şey var. Ben köylüyüm zorluklarla baş etmeyi severim...
"ANNE BABAMIN YANINA..."
Atlara olan düşkünlüğü bilinen Cüneyt Arkın "Atım Hasretim'in yanına gömülmek istemiştim. Ama sonra çok yanlış anlaşılır diye korktum. Beni 'Anne babamın yanına gömün' dedim" şeklinde konuşmuştu.
CÜNEYT ARKIN KİMDİR?
Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır olan Cüneyt Arkın, 8 Eylül 1937 tarihinde Eskişehir'in merkezine bağlı Karaçay köyünde doğdu. Babası Kurtuluş Savaşı'na katılmış Hacı Yakup Cüreklibatur'dur. Aslen Nogay Türkleri'ndendir. Eskişehir Atatürk Lisesi'nde öğrenim gören Arkın, 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu.
Memleketi Eskişehir'de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy'un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ'in dikkatini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve civarında doktorluk yaptı. 1963 yılında Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir süre iş arayan Arkın, 1963'te Halit Refiğ'in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve 2 yıl içinde 30 kadar film çevirdi.
1964 yılında oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın'ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ'in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi.
Bu dönemde İstanbul'a gelen Medrano Sirki'nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi.
Kısa sürede avantürlü filmlerin en çok aranan isimlerinden biri haline geldi. Kariyeri boyunca westernden komediye, macera filmlerinden toplumsal filmlere değişik türlerde filmler çekti.
12 Mart dönemi sırasında, 4. Altın Koza Film Festivali'nde (1972) jürinin ilk oylamasında Yılmaz Güney'i Baba filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçmesine rağmen daha sonra siyasi baskılarla Güney'in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın'ı en iyi erkek oyuncu seçti. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti.
Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç'ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zamanla bir kült film haline geldi. 1980'li yıllarda Ölüm Savaşçısı, Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990'lı yıllarda polisiye dizilere yöneldi.
Cüneyt Arkın, at binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir. Oyunculuğun yanı sıra televizyon izlenceleri sunmuş ve kısa bir süre gazetelerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı yapmıştır. 2009 yılında omurgasındaki sinir sıkışmasından dolayı yaklaşık üç ay hastanede tedavi gördü.