Gazeteciliğin duayenlerinden, düşünce dünyamızın usta kalemlerinden 79 yaşındaki Mehmet Cemal Çiftçigüzeli için ‘Ustalara Vefa’ etkinliği düzenlendi. Etkinlikte usta yazarın kurucusu olduğu Mehmet Akif Ersoy Fikir ve San’at Vakfı adına konuşan Tahsin Yıldırım: “Bir vefa abidesi olan Akif’e Çiftçigüzeli sahip çıkmıştır. Bugün onun vefa bayrağını taşıyan çağımızın Mehmed Akif’i olarak gördüğüm Mehmet Ağabeydir.”
SALİHA SULTAN
Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM), Telif Hakları Derneği ve Türk Edebiyatı Vakfı (TEDEV) iş birliğinde düzenlenen ‘Ustalara Vefa’ etkinliğinin ikincisi 16 Mart’ta gerçekleşti. Geniş bir dinleyici kitlesinin katılımıyla gerçekleşen etkinliğin ikinci onur konuğu ise düşünce dünyamızda kendisine özellikle Türk coğrafyalarına yönelik fikirleri ve yazıları ile saygın bir yer edinen usta gazeteci, yazar ve televizyoncu Mehmet Cemal Çiftçigüzeli oldu.
Sultanahmet’teki TEDEV Salonu’nda düzenlenen ve kendisinin de katıldığı etkinlikte Çiftçigüzeli’nin şahsiyeti, eserleri ve zaman zaman siyaseti de etkileyen öncü fikirleri konuşuldu. Etkinliğin moderatörlüğünü İLESAM İstanbul Şube Başkanı Cafer Vayni yürütürken, bugünlerde 79 yaşını süren Çiftçigüzeli’ni Prof. Dr. Aziz Akgül, Prof. Dr. M. Niyazi Eruslu, Prof. Dr. Murat Yalçıntaş, Dr. Mustafa Tekçe, Oğuz Çetinoğlu ve Tahsin Yıldırım gibi yakın çevresinden isimler anlattı. Anlamlı etkinliğin fotoğraflarını ise edebiyat dünyamızda son otuz yıldır bütün kıymetli buluşmaları objektifiyle kayıt altına alan gazeteci Ahmet Dur çekti.
ÇETİNOĞLU: GAZETECİLİĞE DEMOKRASİNİN HANÇERLENDİĞİ YILLARDA BAŞLADI
‘Ustalara Vefa’ etkinliği moderatör Vayni’nin, Çiftçigüzeli’nin katıldığı her etkinlikte not tutma özelliğini kayıt altına alan bir video gösterimiyle başladı. “Konusu olsun olmasın katıldığı her programda not tutar ve o mutlaka bir yazıya dönüşür” ifadeleriyle usta kaleme hayranlığını dile getiren Vayni ardından sözü ilk olarak yazar Oğuz Çetinoğlu’na verdi. Konuşmasında Çiftçigüzeli’nin velud bir yazar olduğunu vurgulayan Çetinoğlu, “Gazete ve dergilerde yer alan binlerce yazı, yüzlerce makale ve yayımlanmış 25 kitapla adını kültür dünyamıza nakşetmeyi başarmıştır” ifadeleriyle eserlerinden bahsetti. Çiftçigüzeli’nin gazeteciliğe ‘demokrasinin hançerlendiği’ 1960’larda başladığını belirten Çetinoğlu, henüz memleketi Kilis’te lise talebesiyken tahkikata maruz kaldığını ve 15 gün kadar hapis yattığını aktardı.
Çetinoğlu, usta yazarın kitaplarında dile getirdiği fikirlerinin zaman zaman siyaset dünyasına yön verdiğini vurgulayarak, 1967 tarihli ilk kitabı ‘Milli Bir Eğitime Doğru’ kitabının bu yönüne dair de şunları söyledi:
“Ülkede olup bitenlerin öğrencilere milli bir eğitimin verilmemesi düşüncesiyle yazdığı kitapta çözümün Gençlik Bakanlığı kurulması olduğunu yazıyor. Ardından 2011’de Türkiye’de Gençlik Bakanlığı kuruluyor. Eserleri yazıldığı günün değil tarihin derinliklerinde ve gelecekte ele alınacak meselelerin müjdesini vermektedir. Kitaplarında ileri sürdüğü nice tekliflerin sonraki yıllarda hayata geçtiği görülecektir.”
PROF. DR. YALÇINTAŞ: İYİ BİR MÜSLÜMAN VE ENTELEKTÜEL
Türk siyasetinde iz bırakan isimlerden merhum Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın oğlu Prof. Dr. Murat Yalçıntaş da konuşmasında babasının yakın dostu olan Çiftçigüzeli’ni babasının vefatının ardından dostlarının kendisiyle anılarını anlattıkları ve Hayat Yayınları’ndan çıkan ‘Hocam’ kitabını hazırlarken yakından tanıma fırsatı bulduğunu belirtti. Yalçıntaş, şunları dile getirdi: “Mehmet Ağabey o kitapta yazılamayanları yazdı. Çok ses getirdi, hatta davalık oldu. Kitapta babam hakkında yazdığı ‘Bir Alimin Ölümü’ yazısı beni en çok düşündüren yazılardan biridir. Birkaç kez okudum. Babamın öyle insani özelliklerini yazdı ki yazıda, her okuduğumda babam gözümün önüne geldi, sayesinde rahmetli babamın anısı canlı kalacak.”
Kitabın hazırlığı sürecinde Çiftçigüzeli ile birlikte çalışma şansı bulduğunu belirten Yalçıntaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bana derseniz ki nasıl biri Mehmet Ağabey, iyi bir araştırmacı ve gazeteci, konusuna çok hakim ve çok çalışkan bir insan diyebilirim. Ben onun kadar değilim. Bunun yanında, geçinmesi, beraber çalışması kolay insan, sevecen, isteseniz de onunla kavga edemezsiniz. İyi bir Müslüman iyi bir entelektüel.”
PROF. DR. AKGÜL: YARAMIZA PARMAK BASARKEN ÇÖZÜM ÖNERİSİNİ DE İHMAL ETMEZ
Eski Milletvekili Prof. Dr. Aziz Akgül de, Çiftçigüzeli ile 41 yıldır dost olduğunu, bunca yıllık süreçte olumsuz hiçbir davranışını görmediğini belirterek “Kendisini nezaket ve kibarlığı, şefkatli ve merhametli kişiliği ile kötülüğün hakim olduğu bir dünyada iyi bir kişi olmayı seçen biri olarak tanıdım” görüşünü dile getirdi. Çiftçigüzeli’nin Türkiye Yazarlar Birliği ve Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfının kurucularından olduğunun altını çizen Akgül, “İçinde yaşadığı toplum ve insanlık için değerler üreten bir düşünce insanıdır. Geçen gün sosyal medyada Doğu Türkistan’da yaşayan soydaş ve dindaşlarımızın ızdırabını hatırlatarak, yaramıza parmak basarken, her zamanki gibi çözüm önerisini de dile getiriyor. İsa Yusuf Alptekin, Mehmet Emin Buğra gibi kahramanların hayatının TRT tarafından belgesel yapılması gerektiğini söylüyor ve acilen Doğu Türkistan Enstitüsü kurularak bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmesini belirtiyordu. Mehmet Ağabey daima mazlumların, kimsesizlerin yanında yer aldı.”
PROF. DR. ERUSLU: DOSTLARININ KUSURLARINI DEĞİL MARİFETLERİNİ GÖRÜR:
Yalova Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. M. Niyazi Eruslu’da Çiftçigüzeli’nin Kilis’ten İstanbul’a uzanan detaylı biyografisini konuklarla paylaştı. Eruslu, usta yazar için şunları söyledi: “İnsanlarla münasebeti kuşlarla olan gibidir. Eğer kuşu çok sıkı tutarsan ölür, gevşek tutarsan kaçar. Fakat onları ihtimamla tutarsan ebediyen seninle beraber kalır. Onun için dostlarının kusurlarını değil marifetlerini görür. Sürekli arar, ziyaret eder, faaliyetlerine destek verir.”
‘BABAM GİBİ TÜTÜN TABAKAM YOK AMA EFKARLI BİR HAVAYA İHTİYACIM OLACAK’
‘Ustalara Vefa’ etkinliğinde konuşmacıları dikkatle dinleyen usta yazar Çiftçigüzeli ise etkinlik sonunda yaptığı konuşmada, Türkiye’ye, Türk dünyasına ve İslam coğrafyalarına bakışını belirleyen tarihi olayları babası ve ailesi özelindeki tanıklıkları üzerinden adım adım betimlediği ‘Babamın Tütün Tabakası’ adlı yazısını okudu.
Konuşmacılara ve dinleyicilere ise şu ifadelerle teşekkür etti:
“Tarık Buğra ustaya 75. Yaş Günü programı yapmıştık Ankara’da. Sürpriz olmuştu kendisine. Milli Kütüphane’de ‘Ben sulu gözlüyüm, demek 75 yaşına geldim!’ deyip göz yaşı döktü irticalen konuşmasında. Bendeniz de aynı duyguyu taşıyorum. Yazarlık böyle bir şey demek. Ustalara Vefa programında başta Cafer Vayni olmak üzere emeği geçen herkese minnettarım. Babam gibi tütün tabakam yok ama, galiba benim de bol dumanlı efkarlı bir havaya ihtiyacım olacak. Kürdilihicazkar ‘Bir yıl daha, bir anda mazinin malı oldu’ ile Alaeddin Yavaşça’yı dinleyecek, meşk zincirine tutunacağım.”
DR. TEKÇE: ULU CAMİİ’NİN SOKAKLARINDA ADI BİR EFSANE GİBİ DOLAŞIRDI
Çiftçigüzeli’nin hemşehrisi olan Dr. Mustafa Tekçe de etkinliğin konuşmacıları arasındaydı. Dr. Tekçe, aralarındaki yaş farkından dolayı çocukken kendisiyle şahsen tanışmadığını ancak Kilis’teki Ulu Camii çevresinde oynadığı sokaklarda adının bir efsane gibi dolaştığını, ardından İstanbul’da tıp okurken kendisiyle tanışma fırsatını bulduğunu anlattı.
Çocukken Çiftçigüzeli’nin annesinin sokakta düşen ve yaralanan bir çocuğa kendi çocuğu gibi merhametle ilgi gösterdiğine, yaralarını temizlediğine şahit olduğunu aktaran Tekçe, usta yazarın merhamet özelliğine dair şu değerlendirmeyi yaptı:
“25 yıldır dahiliye uzmanıyım, bunun dışında genetikle ilgileniyorum, beşeri genetiğin manevi genetiğe iz düşümüne dair yazılarım var. Mehmet Ağabeyi tanıdıktan sonra annesinin o hareketinin bu ailedeki manevi genetiği ortaya koyduğunu düşünüyorum.”
İSTİKLAL MARŞI’MIZIN ŞAİRİNE SAHİP ÇIKTI’
Etkinlikte Çiftçigüzeli’nin kurucusu olduğu Mehmed Akif Ersoy Fikir ve San’at Vakfı adına bir konuşma yapan yazar Tahsin Yıldırım da, şunları dile getirdi: “Çoğunuz bilir, Mehmed Akif’in İslimyeli Hasan Tahsin isimli bir arkadaşı var, bu arkadaşı öldükten sonra onun çocuklarına sahip çıkıyor. Mehmed Akif’in ‘Vefa şiarımız olmalıdır’, ‘Bu gençler vefayı dümdüz etti’ gibi sözleri vardır. Bir vefa abidesi olan Akif’e, ondan aldığı bayrakla, çağımızın Mehmed Akif’i olarak gördüğüm Çiftçigüzeli sahip çıkmıştır. Bugün Mehmed Akif’in vefa bayrağını taşıyan Mehmet Ağabeydir.”
Yıldırım, Çiftçigüzeli ile İstanbul’da öğrenci olarak geldiği 2001 yılında tanıştığını aktararak, son olarak şunları söyledi:
“İstanbul’a yeni gelmiştim, kendime çevre oluşturmaya çalışıyordum. Sağolsun beni Mehmet Rüya Soydan ve arkadaşları ile tanıştırdı ve onun rahle-i tedrisi ile Bismillah dedik. Üzerimizde ciddi emekleri var. Bir gün ‘Tahsincim, genç adamsın, işim gücüm var deme bu yoğunluk arasında iş üret’ demişti. Mehmet Ağabeyin o sözü beni çok etkilemiştir.”
Etkinlikte kültür sanat dünyasından Şerif Aydemir, Prof. Dr. Erman Tuncer, Seraceddin Zıddıoğlu, Hayati Bayrak, Gazi Altun, Bekir Salih Tunceroğlu, Serhat Kabaklı, Hüseyin Sarıkoç gibi birçok isim dinleyiciler arasında yer aldı. ‘Ustalara Vefa’ etkinliğinin üçüncüsü 30 Mart’ta gerçekleşecek, onur konuğu ise usta yazar Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan olacak.