Yeni bir araştırmaya göre, "işe zamanında gelmek" her kuşak için farklı bir anlam taşıyor. Z kuşağının neredeyse yarısı, işe on dakika geç gelmenin, zamanında gelmekten hiçbir farkı olmadığını düşünüyor. Yaş ilerledikçe ise geç kalmaya tolerans azalıyor.
Her alanda olduğu gibi iş hayatında da kuşak çatışması gözle görülür bir şekilde yaşanıyor. Eski nesiller için işe vaktinde gitmek önemliyken, Z kuşağı için on dakika geç kalmak, dakikliğe eş değer. Ancak bu yeni dakiklik anlayışı, diğer nesiller tarafından kaba bir davranış olarak görülebiliyor.
Sözcü'de yer alan habere göre; yeni bir araştırma, kuşaklar arasındaki bu zaman anlayışını inceleyerek her kuşağın "zamanında" ve "dakiklik" durumuna yaklaşımını gözler önüne seriyor.
YAŞ BÜYÜDÜKÇE DAKİKLİK ÖNEM KAZANIYOR
16 ila 26 yaşları arasındakilerin neredeyse yarısı (yüzde 46), beş ila on dakika arasında geç kalmanın tamamen kabul edilebilir olduğunu ve hatta dakik olmakla aynı olduğunu söylüyor.
Ancak araştırmaya göre yaş ilerledikçe geç kalmaya tolerans azalıyor. Y kuşağının (27 ila 42 yaş arası) yaklaşık yüzde 39'u, arkadaşlarının veya meslektaşlarının on dakika geç kalmasını affediyor; bu oran X kuşağı (43 ila 58) için yüzde 26'ya ve 'baby boomer'lar (59 ve üzeri) için yüzde 20'ye kadar düşüyor.
Z KUŞAĞININ YÜZDE 79'U GEÇ KALMAYA TOLERANSLI
Aslında boomer'ların onda yedisi herhangi bir gecikme düzeyine sıfır tolerans gösterdiklerini söylerken, yüzde 69'u "geç, geç demektir" diyor. Oysa Z kuşağının sadece yüzde 21'i buna katılıyor.
Genel olarak, tüm yaş gruplarının yalnızca yüzde 38'i geç kalmayı kabul edilemez buluyor. Yaş ayrımı gözetmeksizin katılımcıların yüzde 33'ü birinin beş ila on dakika geç kalmasını kabul ediyor. Yüzde 9'u ise 11 ile 15 dakika arasında geç kalmayı kabul edilebilir buluyor.