Her depremden sonra yapılan ‘İstanbul için kaybedecek bir saniye yok’ açıklamaları hep unutuldu. Şehircilik Bakanı’nın iki ay önceki ‘Hazırlığı başlatıyoruz’ sözleri 25 yılda bir arpa boyu yol alınmadığının ifadesi oldu. İPA’nın raporu ise dönüşümde riskin değil rantın gözetildiğini gösterdi: 4 Son 11 yılda 2000 öncesi 800 bin binanın yüzde 10’una kepçe vuruldu. Dönüşüm rantı yüksek alanlarda yürütüldü.
Kahramanmaraş’ın ardından hükümet kanadından “İstanbul’da deprem olursa devlet kalmaz” açıklamaları gelirken Şehircilik Bakanı Özhaseki’nin iki ay önceki “Hazırlıkları başlatıyoruz” sözleri 25 yılın boşa geçirildiğini gösterdi. İBB Başkanı İmamoğlu ise “Bu hızla kenti 80 yılda dönüştüremeyiz” uyarısı yaptı. En hayati meselenin siyasi kavga konusu yapılmaması gerektiği belirtilirken gelinen noktadaki vahim tablo İstanbul Planlama Ajansı’nın raporuna yansıdı.
İPA: KENTSEL DÖNÜŞÜMDE RANTA ÖNCELİK VERİLİYOR
Çalışmaya göre, son 11 yılda İstanbul’daki 2000 yılı öncesi 800 bin binanın yalnızca 84 bini kentsel dönüşüme girdi. Raporda ‘İlan edilen riskli alanlar çoğunlukla tek katlı yapıların bulunduğu ya da rantı yüksek alanlardan oluşuyor’ denildi. Küçükçekmece, Zeytinburnu, Güngören gibi ilçelerde duyurulanın beş katı dönüşüme ihtiyaç olduğu vurgulandı. Kanal İstanbul’un 2 milyon yeni nüfus artışını getireceği, bunun da afette riski artıracağı kaydedildi.
İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) ‘Kent Gündemi Serisi’nin son raporunda geçtiğimiz Kasım ayında yapılan değişikliklerin ardından yeniden gündeme gelen rezerv alan ve riskli alan kavramları ile bu kavramların İstanbul’daki yansımaları incelendi.
Hazırlanan raporda şu ifadelere yer verildi:
“‘2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, kentsel dönüşümde önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar kanundaki ‘riskli alan’, ‘rezerv alan’ ve öncelikli dönüşüm alanlarına yönelik tartışmaları beraberinde getirmektedir. Son olarak 6306 sayılı kanuna yönelik 9 Kasım 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren değişikliklerin ardından bu tartışmalar yeniden gündemde yer bulmuştur. Kentsel Dönüşümde Rezerv Alan ve Riskli Alan Kavramlarına Dair Değerlendirme’ raporu bu kavramlara ışık tutarken İstanbul’daki uygulamaları da incelemektedir.
800 BİN BİNANIN 84 BİNİ DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Hazırlanan rapora göre: ‘’İstanbul’da 6306 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 70 adet riskli alan, 152 adet rezerv yapı alanı ve yaklaşık 84 bin riskli yapı ilan edilmiştir. İlan edilen riskli alanların çoğunlukla kamu mülkiyetinde bulunan, genellikle tek veya iki katlı düzensiz yapıların bulunduğu ya da rantı yüksek alanlardan oluştuğu belirtilmektedir. Son 11 yılda İstanbul’da bulunan ve 2000 yılı öncesi yapılmış 800 bin binanın yalnızca 84 bini dönüşmüştür.
38 KATI BÜYÜKLÜKTE DÖNÜŞÜM GEREKLİ
Öncelikli ele alınması gereken Büyükçekmece, Güngören, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Tuzla ve Zeytinburnu’nda ilan edilenin beş katı dönüşüme ihtiyaç vardır. Sadece Tuzla ilçesinde Bakanlığın ilan ettiğinin 38 katı büyüklükte bir alanda kentsel dönüşüm ihtiyacı mevcuttur.
KANAL İSTANBUL 2 MİLYON YENİ NÜFUS
Rezerv alan konusuyla ilgili öne çıkan en önemli ve en tehlikeli alanların başında Kanal İstanbul güzergahı gelmektedir. Kanal İstanbul güzergahındaki rezerv alanlarda merkezi yönetim tarafından yapılan açıklamalara göre 500 bin, İPA’nın analizine göre 2 milyon yeni nüfus artışı öngörülmektedir. Önceki uygulamalara bakarak yeni düzenleme incelendiğinde; gelir adaletsizliği, mülksüzleşme ve barınma hakkına dair sorunların derinleşeceği, afete dayanıklı kentlerden ziyade finansal kaynak oluşturmaya yönelik adımlar atılacağı değerlendirilmektedir”
‘650 BİN YENİ KONUT VAADİ: KENTİN NÜFUSUNU ARTIRACAK
Uzmanlar ise binaları güçlendirmek yerine tamamen yıkıp yeniden yapmak ve ilave konutlar üretmenin İstanbul için hatalı olduğunu savunuyor. Şehir Planlamacısı Buğra Gökçe, yüz binlerce yapıyı tamamen yıkıp yeniden yapmak yerine, önce ‘güçlendirme’ seçeneğine önem vermesi gerektiğini savunuyor. AK Parti İBB Başkanı Adayı Murat Kurum, göreve seçilmesi halinde İstanbul’da 300 bini KİPTAŞ tarafından olmak üzere 5 yılda 650 bin konut inşa edileceğini ve ödemenin yarısının İBB tarafından yapılacağını söyledi. Ancak İPA’ya göre, İBB’nin 2024 yılı için belirlenen 516 Milyar TL’lik toplam bütçesi göz önünde bulundurulduğunda, 2023 maliyeti üzerinden ve maliyetin yarısının devlet tarafından karşılanması durumunda dahi İBB tüm bütçesiyle ancak ortalama 5 bin konut yapabiliyor.
Buğra Gökçe ise rant içeren yanlış politikalar sebebiyle İstanbul’un nüfusunun 1999 depreminden bu yana 8 milyondan 16 milyon çıktığını, kente ilave 650 bin konut yapılmasının da en az 2,5 milyon daha fazla nüfus anlamına geldiğini söylüyor. Yine İPA’ya göre, önceki projelerin verimliliği hesaba katıldığında, “Kentsel Dönüşümde Yarısı Bizden” kampanyası kapsamında 400 bin yeni konutun üretilebilmesi için 60 yıl gerekiyor.