DEVA Partisi lideri Ali Babacan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Konya Sarayönü’ndeki çiftçi kadınlarla bir araya geldi. Çifçilerin sorunları dinleyen Babacan, iktidarın tarım politikalarını eleştirek, çiftçiye üretim için devlet tarafından daha fazla destek verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Konuşmasında emekli maaşlarına da değinen Babacan, "‘Emekliye para yok’ diyor. Kendi yediklerinden biraz kıssınlar. 2-3 yerden maaş verdiler bir kişiye. Onları kıssınlar, emekliyi doyursunlar" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Konya'nın Sarayönü ilçesinde çiftçi kadınlarla buluştu. Burada çiftçilerle sohbet eden Babacan, mevcut tarım politikalarını eleştirerek, partisinin çözüm önerilerini anlattı.
Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Biz Türkiye'nin her yerine, her bölgesine gidiyoruz. Artık isyan çok büyümüş durumda. Çifçilerimiz her yerde isyan ediyor. 'Üretimden vazgeçiyoruz' diyorlar. 'Bir hayvanı kesiyoruz, onun parasıyla diğerlerine yem alıyoruz. Daha sonra bir tane daha kesiyoruz, onun parasıyla da diğerlerine yem alıyoruz' diyorlar. Böylelikle azalıyor, azalıyor sıfırlanıyor. Ondan sonra bu koskoca ülke gidip başka yerden ithalat yapmak zorunda kalıyor.
Bizim aslında tarımda yapılması gereken; mutlaka gübreyle yeme destek vermektir. Bizim tarım politikamızda; gübre ve yemin yarısını devlet karşılayacak."
'MAZOTUN YARISI VERGİ'
Babacan, mazot desteği isteyen çiftçi kadınlara ise; "Mazotun kabaca yarısı vergi. Biz diyoruz ki; çiftçimiz mazot kullanırken o vergiyi vermesin. Vergi bir şekilde iade edilsin, bir çözüm bulunsun. Yani mazotu çiftçimize daha uygun fiyata vermek lazım. Tarımda kullanılan elektriği de daha ucuza vermek lazım" dedi.
'SULAMALI TARIMA GEÇMELİYİZ'
Babacan'ın konuşmasının geri kalanı şu şekilde:
Türkiye'deki sulama yatırımlarını 5 yılda tamamlamak mümkün. Yani bütün barajlar, göletler, kapalı basınçlı sistemlerin hepsini 5 yılda yapmak mümkün. Bütün Türkiye'nin sulu tarımının sulamalı tarıma geçtiğini düşünün; verim kat kat artacak. Ondan sonra ithal değil, ihraç eden ülke haline geleceğiz.
Kendi nüfusumuz var, bir de sığınmacılar var, derken; ülkenin bütün imkanları daha büyük bir nüfus tarafından paylaşılacak. Ama bunun yolu daha çok üretmek. Daha çok üretmek için de devletin daha çok destek vermesi gerek.
'PARASI OLANA DAHA FAZLA DESTEK VERİLİYOR'
Bir rakam vereyim; şu anda tarıma verilen desteğin tamamı bu yılın bütçesinde 91 milyar lira. Yani milyonlarca çiftçimize devletin bütçeye koyduğu desteğin tamamı 91 milyar lira. Faiz ödediği 1 trilyon 254 milyar.
Peki bu faizi kim alıyor? Parası var, faize koyuyor, devlet ona faiz veriyor. Yani parası olana 1 trilyon 254 milyar veriyor, çiftçimizin tamamına ise 91 milyar lira veriyor. Bu ülkede tarım kalkınır mı? Ondan sonra ithal eden ülke haline geliriz.
'2-3 YERDEN MAAŞ VERDİLER 1 KİŞİYE'
"‘Emekliye para yok’ diyor. Kendi yediklerinden biraz kıssınlar. Kendileri 2-3 yerden maaş verdiler bir kişiye. Yani 2-3 yerden maaş veriliyor. Onları kıssınlar, emekliyi doyursunlar.”
“Son 15 yılın özelliği bu 2018’de biliyorsunuz Başkanlık Sistemi uygulanmaya başlandı. Başkanlık Sisteminin özü: tek imzayla aklına gelen yap. Bu ne demek? İstişare yok, fikir danışmak yok. Devletin istişare mekanizması olmayınca kararları yanlış oluyor.
'NUTUK ATIYORLAR, GİDİYORLAR'
Şu anda mesela yerel seçmen için çalışıyoruz. Hükümet yetkilerinin ne yaptığına bakın, Sayın Erdoğan başta olmak üzere; geliyorlar, uçakla helikopterle iniyorlar. Bir nutuk atıyorlar, tekrar gidiyorlar. Yani halkımızın zorunu anlamaya çalışma, öyle bir dertleşme, esnafın halini anlama, çiftçinin halini anlama yok. Anlat, emekliye şöyle bir gelip ‘Durumunuz nedir?’ demek, kalmadı artık.”
