Bankacılık sektörü, Eylül sonu itibarıyla artan kredi kartı batıkları nedeniyle yeniden yapılandırma talebinde bulunuyor. Banka yöneticileri, Merkez Bankası’na kredi artış sınırlarının esnetilmesi ve kredi kartı borçları için yapılandırmanın uzatılması konusunda taleplerini ilettiler. Ancak Merkez Bankası'nın, talepleri şu an için kabul etmediği öğrenildi.
Bankacılık sektörü, Eylül sonu itibarıyla artan kredi kartı batıklarıyla karşı karşıya kaldı. Bankalar, mevcut yeniden yapılandırma uygulamasının yeterli olmadığı görüşünde birleşerek, yapılandırmanın uzatılmasını talep etti. Sektör yetkilileri, özellikle kredi kartlarında yaşanan artan batıkların, bankaların karlılıklarını olumsuz yönde etkilediğini ve finansal zorlukları derinleştirdiğini belirtiyor.
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu yayımlandı: Küresel belirsizlikler sürüyor
Bankacılık sektörünün önündeki en büyük sorunlardan biri, Eylül ayı itibarıyla batık hale gelen kredi kartı borçları oldu. 10 Haber'de yer alan habere göre; bankacılar, yapılan ilk yapılandırmanın, yılın son üç ayında daha da artan borçları karşılamada yetersiz kaldığını belirterek, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) yeniden yapılandırmanın uzatılması için başvuracaklarını duyurdu. Banka yöneticileri, Merkez Bankası ile görüştüklerinde, yapılandırmanın uzatılması konusunda itiraz edilmeyeceğini öğrendiklerini ifade etti.
Banka yönetimleri, Eylül sonu itibarıyla oluşan borçların yeniden yapılandırılmasının yetersiz olduğunu belirterek, yılın son üç ayında batık hale gelen kredi kartı borçlarının da yapılandırılması gerektiğini savundular. Ancak bankacılar, bu talebin bir süre daha Merkez Bankası ve BDDK’nın dikkatli değerlendirmeleri sonrasında şekilleneceğini düşünüyorlar.
MERKEZ BANKASI’NIN YAKLAŞIMI VE KREDİ ARTIŞ SINIRLARI
Bankacılar, kredi kartı borçlarının yapılandırılmasının yanı sıra, TL kredilerindeki %2, döviz kredilerindeki %1,5'lik aylık kredi artış sınırlarının esnetilmesi konusunda da taleplerde bulundular. Ancak Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, bu konuda bankaların taleplerine olumlu bir yanıt vermedi. Karahan, kredi artış sınırlarının şu anda yumuşatılmasının planlanmadığını belirterek, sıkı para politikasının devam edeceğini ifade etti.
Bankacılar, bu kısıtlamaların kaldırılması yönünde aceleci bir yaklaşım sergilenmeyeceği görüşünü benimsediklerini söylüyorlar. Ancak bankalar, karlılıklarının azalmasından ve marjlarındaki baskıdan dolayı bu kısıtlamaların esnetilmesini istiyorlar.
Merkez Bankası PPK özetini yayımladı: 'Sıkı para politikası duruşu sürdürülecek'
KREDİ KARTI BORÇLARINDAKİ BÜYÜYEN SORUN VE KOBİ KREDİLERİ
Banka yöneticilerinin yanı sıra, kredi kartlarındaki batıkların yanı sıra KOBİ kredileriyle ilgili yaşanan sorunlar da gündeme geldi. Bankacılar, KOBİ kredileri için esneklik talep ettiler. Merkez Bankası Başkanı Karahan, bu konuda yeni düzenlemelerin üzerinde çalışıldığını, ancak genel aylık artış sınırlarının değiştirilmesinin şu an için gündemde olmadığını açıkladı.
Ayrıca, KKM (Kur Korumalı Mevduat) ürünlerindeki erimenin yavaşladığı ve bu sürecin uzun bir zamana yayılacağı belirtiliyor. Bankacılar, KKM’nin erimesinin hızlanması için daha fazla düzenleme yapılmasını talep ettiler, ancak Karahan, bu konuda acele edilmeyeceğini söyledi.
BANKALARIN KARLILIK BASKISI VE FAİZ MARJLARI
Bankalar, karlılıklarının büyük oranda azaldığını ve faiz marjlarındaki baskıların arttığını belirtiyorlar. Banka yöneticileri, nominal karlar üzerinden vergi ödediklerini, ancak enflasyon muhasebesinin devreye girmesiyle karlarının sıfırlandığını ifade ettiler. Bankacılar, sermayelerini faize yatırmış olsalar çok daha yüksek bir getiri elde edebileceklerini belirterek, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını söylüyorlar.
YÜKLER BÜYÜYOR, ŞİKAYETLER ARTIYOR
Bankacılar, mevcut ekonomik programın bankalar üzerindeki yükünü artırdığını ve bu durumun programın devamını tehlikeye atabileceğini belirtiyorlar. Banka yöneticileri, mali ayağın güçlendirilmesi ve yapısal tedbirlerin hızla uygulanması gerektiğini vurguluyor. Bankacılar, programın kararlılıkla devam etmesi gerektiği konusunda güven verilemezse, maliyetlerin daha da artacağını ve şikayetlerin çoğalacağını, bunun da programın hedeflerine ulaşmasını zorlaştırabileceğini ifade ettiler.