Murat Ülker, Ülker CEO'su Mete Buyurgan ile gerçekleştirdiği röportajda, şirketin başarı sırlarını ve liderlik anlayışını ele aldı. İnovasyon tutkusu ve verimli çalışma stratejilerinin önemine vurgu yapılan görüşmede, Ülker’in 80 yıllık büyüme yolculuğundaki stratejik adımlar öne çıktı.
İş insanı Murat Ülker’in kişisel blogunda, Ülker CEO’su Mete Buyurgan ile gerçekleştirdiği özel röportaj, iş dünyasına dair önemli ipuçları sunuyor. Röportajda, Ülker’in başarı formülleri, liderlik anlayışı ve inovasyon stratejileri üzerinde durulurken, Murat Ülker'in “İşin sırrını mı faş ettik?” diyerek esprili bir şekilde ifade ettiği paylaşımda, özellikle verimlilik ve inovasyon vurgusu dikkat çekiyor.
Mete Buyurgan, Ülker’in CEO’su olarak hem yerel hem de uluslararası alanda büyük bir sorumluluk taşıyor. Murat Ülker, Buyurgan’ın bu sorumluluğu, işi kendi işi gibi sahiplenerek büyük bir özveriyle yerine getirdiğini ifade ediyor. Ülker’in büyüme yolculuğu İstanbul’daki bir bisküvi atölyesinden başlayıp, günümüzde Kazakistan’dan Mısır’a, Romanya’dan Suudi Arabistan’a kadar uzanan uluslararası bir başarıya dönüşmüş durumda.
Ülker’in bu başarıyı elde etmesinin altında yatan temel unsurlardan biri, şirketin stratejik hamleleri ve sürekli inovasyona olan bağlılığı. Bu süreçte dikey entegrasyonun da önemine dikkat çekiliyor; Ülker’in ambalaj, yağ ve süt gibi ana girdilerin üretimine yönelik yatırımları, şirketin sürdürülebilir büyüme yolculuğunun önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.
İNOVASYON: ORTAK AMAÇ İNSANLARI MUTLU ETMEK
Buyurgan, inovasyonun Ülker’in DNA’sında yer aldığını belirtiyor. Ülker’de yeni bir ürün ortaya çıktığında bunu bir “çocuk doğmuş” gibi gördüklerini dile getiriyor. Şirketin temel amacının tüketicilere her lokmada mutluluk sunmak olduğunu söyleyen Buyurgan, bu mutluluğu yaratmak için sürekli yeni lezzetler ve deneyimler sunmanın gerekliliğini vurguluyor. İnovasyonun sadece yönetim kadrosunun değil, herkesin katılımıyla sağlandığı bir yapı oluşturduklarını belirten Buyurgan, çalışanların özgürce fikirlerini paylaşabileceği bir ortam yaratmanın önemine değiniyor.
Son yıllarda Ülker’in rekabet avantajının inovasyona dayandığını dile getiren Buyurgan, örnek olarak Dubai esintili Ülker Çikolata’yı gösteriyor. Sosyal medyada viral olan bu ürünü kısa sürede üretip milyonlarca tüketiciye ulaştırdıklarını belirten Buyurgan, inovatif fikirlerin hızlı bir şekilde sahada uygulanmasının başarının sırrı olduğunu ifade ediyor.
LİDERLİK: EMPATİ VE VİZYON ŞART
Röportajda liderlik üzerine de derin bir sohbet gerçekleşiyor. Buyurgan’a göre iyi bir liderin en önemli özelliği empati yeteneği ve vizyon sahibi olması. Liderlik, sürekli gelişen ve öğrenmeye açık bir süreç olarak tanımlanıyor. Ayrıca liderin, her durum için farklı şapkalar giyebilmesi ve duruma göre esneklik göstermesinin önemine dikkat çekiliyor.
Buyurgan, liderliğin, kısa vadeli hedefler kadar uzun vadeli stratejik vizyon gerektirdiğini ve liderlerin sadece sonuçlara değil, ekosistemlerine de hakim olmaları gerektiğini belirtiyor. Özellikle küresel organizasyonlarda farklı kültürlerle uyum içinde çalışmanın liderlik açısından büyük bir zenginlik olduğuna inanıyor.
VERİMLİ, KISA TOPLANTILAR BAŞARIYA GİDEN YOLUN ANAHTARI
Hem Ülker hem de pladis organizasyonlarında, zaman yönetimi ve verimli çalışma konusunda net bir strateji izleniyor. Murat Ülker, verimli ve kısa toplantıların, Sabri Ülker’in miras bıraktığı bir çalışma disiplini olduğunu dile getiriyor. Buyurgan, iş dünyasında zamanın çok değerli olduğunu ve etkili zaman yönetiminin sadece planlamayla değil, aynı zamanda öncelikleri belirleyip onlara odaklanmakla mümkün olduğunu vurguluyor. “Ajandamı yılın başında planlıyorum, ama gündemi detaylar yönetiyor,” diyen Buyurgan, organizasyonun esnekliğini ve ekibin iş birliğine dayalı yapısını başarılarının temel taşlarından biri olarak görüyor.