Dünyada en çok üreticisi olduğumuz fındık, incir, üzüm ve kayısı üreticilerine büyük şok! Bu durum resmen hem çiftçiye hem tüketiciye darbe olarak nitelendiriliyor. Yalnızca ülke içinde değil dışarıya satışlarda da tarım ve gıda tehlike altında. İşte detaylar…
ZEYNEP ORHAN
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Verileri kapsamında Şubat ayındaki aylık enflasyon oranı yüzde 4,53 olurken yıllık ise yüzde 67,7 oldu. Öte yandan sadece Şubat ayında bir aylık gıda enflasyonu yüzde 8,25 olarak kayıtlara geçerken gıdadaki yıllık enflasyon ise yüzde 71,2 olarak hesaplandı. Açıklanan veriler kapsamında Şubat ayında fiyatı en çok artan 10 üründen 9’u gıda ürünleri oldu. Bu kapsamda enflasyonun en çok etkilediği alanlardan birinin gıda sektörü olduğunu söylemek çok mümkün. Bununla beraber fındık, incir, üzüm ve kayısı gibi ülkemizin en çok ürettiği gıdalarda enflasyon yüzünden yüzde 100 fiyat artışları yaşandı. Ayrıca yalnızca ülke içinde değil dış ülkeler de enflasyonla beraber artan fiyatlardan dolayı alımı durdurmuş durumda.
TARIM YAZARI DURUMU GÖZLER ÖNÜNE SERDİ
Ekonomi ve Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, söz konusu bu durumu inceleyen bir yazı yayınladı. Bu yazısında “Nitekim dolar bazında, Euro bazında bile son 1 yılda bazı ürünlerimizin fiyatı yüzde 100 arttığı için Avrupa’daki ihracat pazarları tehlikeye girdi. Türkiye ihracat pazarlarını kaybedebilir” diyen Yıldırım, konuya ilişkin ihracatçılarla görüştüğünü de belirtti.
Yıldırım, ihracatçılarla yaptığı görüşmelerden sonra Türkiye’de artan gıda fiyatlarından dolayı ihracat pazarlarında yaşanılan sorunlara ilişkin şu tespitlerin yer aldığını belirtti:
“Türkiye ekonomisinin özellikle emlak, gayrimenkul, araba ve diğer tüketim mallarında yaşadığı hızlı fiyat artışları, tarımsal ürünlere biraz geç yansıdı. Özellikle de üretici tarafında 1 – 2 sene önceye kadar çok şahit olmadığımız olaylar gözlemleniyor.
Finansal gücü yerinde olan büyük üreticilerden bazıları ile tarım ürünlerini çiftçiden, üreticiden sezon ya da sezon sonunda satın alan tüccar/sanayiciler bu ürünleri satmak yerine “üret – satma”, “üret – elinde tut” , “üret – stokla” şeklinde bir koruma yöntemine girdiler.
Burada amaç; enflasyonun ve doların hızlıca yükseleceği, ekonominin daha sıkıntılı günlere gideceği beklentisi ile sezonda üretilen ve depolanabilir tüm ürünleri (kuru meyve, bakliyat, yağ vb.) gelecekte daha yüksek fiyattan satacağı beklentisi ile bugünden satmadan depolamak ya da satışını yavaşlatmak (sadece peşin ödeme kabul etmek) suretiyle ürünlerin satışından imtina etmektir.”
FİYAT ARTIŞLARI TEMEL SORUN
Yıldırım’ın Yazısından edinilen bilgilere göre ihracatçıların önemle üzerinde durduğu konulardan biri ve ilki iç pazarda artan fiyatlar olarak karşımıza çıkıyor. İhracat pazarlarında döviz bazında yüzde 100’ün üzerinde fiyat artışlarının yaşanması ihracatçıların belini bükerken son dönemde açıklanan enflasyon değerleri alışık olmadıkları bir durum olarak belirtiliyor.
Yıldırım, bu konuya ilişkin olarak, “Bazı ürünlerin üretiminde, ihracatında özellikle kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm gibi ürünlerde Türkiye’nin belirgin bir üstünlüğü var. Ancak bu ürünlerde üretim azalınca ve iklime bağlı sorunlar yaşanınca üretici veya üreticiden ürünü alan tüccar elindeki ürünü satmıyor, bekletiyor. Fiyat artacak diye bekletenler de bugüne kadar karlı çıktı” açıklamasında bulundu.
Bunları bir örnekle sıralayacak olursak geçtiğimiz sene kilosu 4 dolar olan kuru incir bu sene 9 dolar seviyesinde satılıyor. Akşam fındık ise 5 dolardan 11 dolara kadar çıkmış durumda. Yine Türkiye’de üretimi fazla olan kuru kayısının fiyatı ise 4 dolardan 8 doların üzerine çıktı. Bu örneklere bakıldığında son bir yıl içinde dolar bazında yüzde 100 artış yaşandığını söylemek mümkün.