BBDK Başkanı Akben, döviz varlığı 15 milyon TL’yi aşan şirketlere kredi kullanım sınırlaması getirilmesinin 'sermaye kontrolü ile alakasının olmadığı' belirterek "İhtiyacı olmayan şirketlerin de döviz aldığını gördük. Bu düzenlemenin sermaye kontrolü ile alakası yok. Bu finansal istikrarın sağlanması konusunda önem arz ediyor. Bankacılık Kanunu bize bu yetkiyi veriyor. Kararın iyileştirilmesi gereken yanları olacaktır. Uygulamayı piyasayı daha rahatlatıcı bir hale getireceğiz." diye konuştu.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), geçtiğimiz günlerde döviz varlıkları 15 milyon lirayı aşan şirketlere kredi kullandırım sınırlaması getirdiğini açıkladı.
BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, 'ticari kredide döviz şartı' düzenlemesiyle ilgili olarak açıklamalarda bulunurken söz konusu düzenlemenin sermaye kontrolü ile alakasının olmadığını dile getirdi.
NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtlayan Akben, geçen hafta ticari krediler ile ilgili yapılan düzenleme ile ucuz kredinin döviz yerine yatırıma yönlenmesini amaçladıklarını belirtti. Mevcut durum itibariyle düzenlemenin 300 civarında şirketi kapsadığını kaydeden Akben, "Kararımız KKM'ye yönelik değil, kredilerin yatırıma, istihdama yöneltilmesine ilişkin" dedi.
"HIZLI KREDİ ARTIŞI RİSKLERE YOL AÇIYOR"
Piyasayı rahatlatıcı bir hale getireceklerini kaydeedn BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Hızlı kredi artışı ve kredilerin verimli alanlarına yönlendirilmemesi bazı risklere yol açıyor. Bu çerçevede istihdama katkı sunan sektörleri desteklemek için biz bunları selektif alanlara katkı sağlasınlar diye buralara yönlendirdik. Kredileri ekonomiye katkı sağlayacak alanlara yönlendirdik.
BU DÜZENLEMENİN SERMAYE KONTROLÜ İLE ALAKASI YOK
İhtiyacı olmayan şirketlerin de döviz aldığını gördük. Bu düzenlemenin sermaye kontrölü ile alakası yok. Bu finansal istikrarın sağlanması konusunda önem arz ediyor. Bankacılık Kanunu bize bu yetkiyi veriyor. Yeminli mali müşavirler rapor için sisteme dahil olabilir.
300'ÜN ÜZERİNDE ŞİRKETİ KAPSIYOR
Biz kararı alırken şöyle şartlar getirdik;
-Bunlar bağımsız denetime tabi şirketler olsun.
-Bilançodaki değer 15 milyon TL'nin üzerinde döviz karşılığı ifade etsin.
-Aktif toplamının yüzde 10'undan fazlası hangisi ise bunlar olsun. Bu 3 şartı taşımak zorunda. Bu, şirketler bazında uygulanan bir karar. Şahısları ilgilendiren bir karar değil. Muhtemelen 300'ün üzerinde şirketi kapsıyor.
PİYASAYI DAHA RAHATLATICI BİR HALE GETİRECEĞİZ
Kararın iyileştirilmesi gereken yanları olacaktır. Uygulamayı piyasayı daha rahatlatıcı bir hale getireceğiz. İsteğimiz şu; ucuz TL kredi ile döviz alıp altın alıp bunları pozisyon tutmayın, yatırım yapın, istihdam üretin bu alanlarda kulanın. Gerekli gördüğümüz düzenlemeleri yapacağız.
MERKEZ BANKASI'NIN KUR KORUMALI ÜRÜNÜ TARAFINDA BİR HAREKETLİLİK OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ
300'ün üzerinde şirketin döviz pozisyon fazlalıkları var. 15 milyar dolardan fazla bir fazlalık var. Kontrol altına almak döviz kuru ile birebir ilintili. Yatırımların sekteye uğramasını beklemiyoruz.
Merkez Bankası'nın kur korumalı ürünü tarafında bir hareketlilik, oraya bir akış olduğunu görüyoruz. Büyük taban bu işten memnun. Kur korumalı mevduattta 1 trilyonun üzerinde bir büyüklüğe ulaşıldı. Bizim aldığımız karar, bu alana destek vermek için yaptığımız bir uygulama değil. Kredilerin yatırıma ve istihdama yönlendirilmesini sağlamak için alınmış bir karar. Bu kararlar sürekli devam etmeyecek.
BANKALARIN FAİZ ORANININ MAKUL SEVİYEDE KALMASI ÖNEMLİ
Böyle bir ortamda bankacılıkta çok yüksek karlılık rakamlarına ulaşılması, hem piyasaları hem kamuoyunu biraz olumsuz manada etkiliyor. Bankaların faiz oranının makul seviyede kalması önemli
Bankacılık sektöründe Haziran 2022 itibariyle tahsili gecikmiş alacak oranı yüzde 2,5 civarında. Tahsili gecikmiş alacaklar için bankaların ayırdığı karşılık oranı da yüzde 80'lerin üzerinde, ikinci gruptaki alacaklılar için de karşılık oranı da yüzde 20'lerin üzerinde. Şu anda bankaların bilanço aktif kalitesi ve likidite durumunda herhangi bir problemle karşı karşıya değiliz. Bu alanlarda güçlülüğümüz halen devam ediyor."