Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti MYK'nın ardından çarpıcı açıklamalar yaptı. Davutoğlu seçim kararını Cumhurbaşkanı yerine Meclis'in almasının daha demokratik olduğunu belirterek Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye Cuma'dan sonra üçlü görüşme çağrısı yaptı.
Davutoğlu konuşmasından bazı satırbaşları:
AK Parti kadrosu olarak ülkede oluşan yönetme sorumluluğunu çok iyi yönettik. Aynı anda 3 terör örgütüne karşı yürüttüğümüz mücadeleyi de kararlılıkla sürdüreceğiz.
Devlet yönetiminde hiçbir zaafa mahal vermedik. Gerekli adımları attık, atmaya da devam edeceğiz.
Bazı liderler gelecek seçimlere yönelik sürekli polemik yaparken biz koalisyon için uğraştık hem de ülkeyi yönetmeye çalıştık.
Hükümet kurma sorumluluğunu yerine getirme için ilkeli tutumuzdan hiç vazgeçmedik. 7 Haziran'dan bu yana ne söylediysek onu yaptık.
Kılıçdaroğlu'na "Koalisyon teklifi gelmedi" yanıtı
CHP ile çok detaylı görüşmeler yaptık. Ama hiçkimse bize koalisyon görüşmesi ile gelmedi diyemez. Biz orada istikşafi görüşmeler yapıldı. Sürecin nerelerde zorlanacağını gördük. Ortaya çıkan görüş ayrılıkları nedeniyle bir reform hükümeti kurulması teklifi yapıldı. Onlar kabul etmedi. Biz bunu da yanlış bulmadık. Kılıçdaroğlu ile görüşmemizin daha başında Kılıçdaroğlu hemen başında görüşmelerin 4 seçeneğin de önünü tıkadı.
"Sıkı yönetim istemek siyasi sorumsuzluk"
Sıkıyönetim daveti siyasi sorumsuzluktur. Burada siyasi olarak masaya yatırmak varken bunları yapması gerekenlerin daha bu sorumlulukları yerine getirmeden sıkı yönetim istemesi siyasi sorumsuzluktur. Sıkı yönetim günleri geride kalmıştır. Terörle mücadele bütün dünyada yürütülüyor. Ama hiçbir ülke demokrasiden ödün vermez. Örneğin ABD'de bazı olaylar oldu. Orada da sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Ama kimse de orada çıkıp sıkı yönetim ilan edilsin demedi.
Her türlü önlemi alacağız ama asla demokrasiyi askıya almayacağız. Türkiye'de demokrasi kendi içinde çözümü üretir. Şunu ifade etmek isterim. Olağanüstü durumlarda en doğru çözüm olağan bir hareket sergilemektir. Benim hiçbir ifademde fevri bir adım olmamıştır.
Ben egolarımı bırakıp kapılarını çaldım. Ama şimdi herkese soruyorum. Ne çözüm ürettiler? Ne yaptılar?
Hükümeti Meclis'ten çıkaralım
24 Ağustos gelmeden görevimizi yapalım. Meclis içinden bir hükümeti çıkaralım. Seçim kararını biz alalım. Gelin erken seçime Cumhurbaşkanı'nın kararıyla değil biz beraber çıkaralım.
En kısa zamanda Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile biraraya gelmeye hazırım. Yeter ki millet görevden kaçtılar demesin. Üçlü olarak oturmaya, yasal ve anayasal reform düşüncelerini dinlemeye hazırım. Bahçeli hep mübarek Cuma günü diyordu. Yarın mübarek Cuma işte, buluşalım. İlk Meclis'te buluşalım.
Artık uzun süreli bir koalisyonun imkansızlığı ortaya çıkmıştır. Gelin gövdemizi taşın altına koyalım. Son derece düşük seviyedeki polemiklere girmek yerine beraber terörle mücadele edelim. Terörle mücadele edilen bu günlerde halktan pozitif bir şekilde oy isteyelim. İka ay birbirimize tahammül edemeyecek miyiz? Bu olursa milletimize ümit gelir, ekonomiye cansuyu olur. Birinci yol budur.
Eğer Cumhurbaşkanı karar alırsa bütün partiler hükümette yer alması çağrısında bulunuyorum.
Anayasayı tekrar okuyun
MHP katılmayacağını ilk anda ifade etti. CHP'den de dün geldi. Çok üzüntü duydum. Ama kimse gelmezse gelmesin biz teröre karşı elimizden geleni yaparız. Biz sorumluluğumuzun gereğini yaparız. Bize sürekli Anayasa'yı hatırlatan CHP ve MHP'ye Anayasa'nın 114 ve 116'ncı maddelerini tekrar okumalarını tavsiye ediyorum.
Anayasa size o hükümette yer alın diyor. Siz almam diyorsunuz. Çünkü şu partiyle yan yana durmam diyorsunuz. Ama Meclis'te yan yana duruyorsunuz. Hatta iç güvenlik yasasında yaptığınız işbirliğini gördük. Anayasa'nın amir hükmü bu böyle olur diyor. Ama hükümet kurulması için her siyasi partiden oranına göre üye alınır diyor. 12 Eylül Anayasası'nın 1970'lerdeki azınlık hükümetlerinden aldığı tecrübeyle aldığı doğru bir tedbirdir bu. Oylarımızın düşecek olacağını bilsek bile bu karardan geri atmayacağız. Cumhurbaşkanlığı makamını tartışmaya açanlar sorumluluktan kaçanları milletimiz unutmaz. Sayın Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'na Pazartesi'den önce nerede ve nasıl olursa olsun bir araya gelmeye ve ülkeyi birlikte omuz omuza seçime götürmek için görüşmeye çağırıyorum. Cumhurbaşkanımız karar verirse eğer o zaman hükümete üye versinler. Yoksa tarihten kaçamazlar.
Soru ve Cevap
HDP geçici hükümete verilecek üyelerin isimlerini kendimiz belirlemezsek üye vermeyiz dedi. Halen aynı fikirde misiniz?
Anayasal ve yasal çizginin dışına çıkmadık, çıkmayız. Meşruiyet ve yasallık çizgisi dışına çıkmadık. Anayasa'nın ilgili maddeleri açıkca şunu söylüyor. Cumhurbaşkanı bir başbakan atar. Meclis başkanı başbakana parti temsil oranlarını bildirir. Başbakan içerden veya dışardan isimleri atar. Yorumsuz bir yasa bu. HDP'nin son açıklaması olmasaydı belki bir istişare yapardım. Ama bana hakaret ettikten sonra bunu beklemeye hakları yok. Anayasa ne diyorsa onu yaparım. Tekliflerimizi yaparız. Kabul edenler eder. Nezaket görmek isteyen nezaket gösterecek.
Şehitlere saygı göstermiyor dediğiniz HDP'nin hükümet ortağı olmanız bir siyasi güvenlik riski doğurur mu?
HDP'nin Meclis'te olduğunu reddedebilir misiniz? Bunun müsebbihi kim olur? Çağrılarıma yanıt vermeyen CHP ve MHP olur. İsteniyorsa ikili bir hükümet kuralım. Hesap şuysa "Biz çekilelim AK Parti ve HDP yan yana olsun. Seçmen de bunları böyle görsün oy vermesin onlara". Bu kurnazlıktır. Ha HDP ile birlikte hükümet kurulursa herhangi bir kararı vermekten asla geri dönmem. Ne olursa olsun.
Star Gazetesi Genel Müdürü'ne yapılan suikast girişimiyle ilgili Murat beyle ne görüştünüz?
Terörün adresi olmuyor. Bütün medyaya geçmiş olsun. Basın özgürlüğüne hepimizin sahip çıkması lazım.
Okulların tatillerinin uzamasıyla ilgili ne karar vereceksiniz?
Turizm ve Milli Eğitim Bakanımızla görüştük. Arada kalan bir hafta ve bir haftalık tatil nedeniyle okulların 28 Eylül'de açılmasına karar verdik. İnsanlar yollarda daha fazla cefa çekmesin. Ama bu eğitimizin mahiyeti ve temposunu etkilemeyecektir.