Yüzyılın anlaşması değil yüzyılın tokadı

Filistin Merkez Konseyi toplantısından, ABD ile Suudilerin dayatmaya çalıştığı ‘çözüm’ planına sert tepki çıktı. Mahmud Abbas, ‘yüzyılın tokadı’ olarak nitelediği planda Filistin’e başkent olarak Dis kasabasının önerildiğini, ayrıca bir Arap devletinin kendilerine planı kabul etmeleri için para teklif ettiğini anlattı.

Filistin Kurtuluş Örgütü’ne (FKÖ) bağlı Filistin Merkez Konseyi’nin pazar günü başlayan oturumu sürüyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ilk oturumun ardından yaptığı açıklamada ABD’nin Suudi Arabistan ve İsrail işbirliğiyle gündeme getirdiği ‘çözüm’ planına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Abbas, İsrail’in, 1993’te Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile İsrail arasında yapılan Oslo Barış Anlaşması’nı “sonlandırdığını” belirterek, anlaşmanın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Abbas, Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı Filistin Merkez Konseyi’nin, işgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentinde, “Kudüs, Filistin’in Ebedi Başkenti” temasıyla düzenlenen 28. Dönem Çalışma Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “İsrail Oslo’yu bitirdi. Dolayısıyla yeniden gözden geçirilmesi için masaya konulmalı” dedi.      

Filistin yönetiminin işgal gücü egemenliğinde varlığını sürdürmesinin kabul edilemez olduğuna dikkati çeken Abbas, “Egemen olmayan bir Filistin otoritesi, hiçbir bedeli ödemeyen külfetsiz bir işgal gücünün egemenliğini kabul etmez” vurgusunu yaptı.      

Abbas, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devleti esası üzerine iki devletli çözüm taleplerine bağlı kaldıklarını ifade ederek, Filistin yönetiminin ABD’nin vetosuna rağmen Birleşmiş Milletler’e (BM) tam üyelik için BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) gideceğini bildirdi.       

ABD’nin, Filistin-İsrail barış görüşmelerindeki arabuluculuğunu ve ABD’nin Filistin-İsrail barış sürecine temel olması için hazırladığı ve ‘yüzyılın anlaşması’ olarak isimlendirdiği planı kabul etmediklerini vurgulayan Abbas, “Biz, davamızla ilgili olan hiçbir konuda, kimseden talimat almayız” diye konuştu.      

Abbas, ABD Başkanı Donald Trump’ın, “Kudüs masadan kaldırılmıştır” yönündeki sözlerine gönderme yaparak, “Kudüs şehri, Filistin coğrafyasının dini ve siyasi başkentidir. Filistin yönetimi, Kudüs’ü yalnızca Filistin’in başkenti olarak kabul eder” ifadelerini kullandı.      

ABD’nin, Filistinli mülteciler konusunu da gündemden kaldırmaya çalıştığına dikkati çeken Abbas, İngiltere’nin de “Balfour Deklarasyonu” sebebiyle Filistin halkından özür dilemesi ve tazminat ödemesi gerektiğini, ABD’nin o dönem de Balfour Deklarasyonu’nun yürürlüğe geçirilmesi konusunda ısrarcı olduğuna işaret etti.      

Abbas, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley ile Filistin’in işgal altında olmadığını söyleyen ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman için “Bunlar kendine saygı gösteren bir ülke için utanç kaynağı” değerlendirmesinde bulunarak, ABD’nin şimdiye kadar Filistin davasına ilişkin BMGK’ya gelen 43 kararı veto ettiğini belirtti.      

“Arap baharı”nın ABD’den “ithal” ve Arap ülkelerinde yaşanan sorunların kendi içişleri olduğunu söyleyen Abbas, “Biz hiçbir Arap ülkesinin içişlerine karışmayız, kimsenin de bizim içişlerimize karışmasını kabul etmeyiz” dedi.

7 MADDEDE ABD’NİN FİLİSTİN PLANI

ÇÖZÜM GÖRÜNÜMLÜ İŞGAL

* Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan ABD yönetiminin Filistin planına dair bugüne kadar Arap ve Amerikan medyasında birçok iddia ortaya atıldı. Mahmud Abbas’ın açıklamaları, bu iddiaların bir kısmını teyit etmiş oldu.

* ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldikten sonra Ortadoğu danışmanı olarak tayin ettiği damadı Jared Kushner’a Filistin sorununu çözme görevi verdi.

* Trump yönetiminin Kushner öncülüğündeki çalışması, Suudi Arabistan’dan da destek gördü. Arap medyasında, Kushner’ın planı Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a gönderdiği, Selman’ın da Abbas’a ilettiği öne sürüldü.

* Mahmud Abbas, kendilerine Filistin’in başkenti olarak Batı Şeria’daki Dis kasabasının önerildiğini ve ‘bir Arap ülkesinin’ planı kabul etmeleri halinde kendilerine maddi yardım teklif ettiğini açıkladı. Bu gelişmeler, Arap medyasında iddia olarak yer almıştı.

* Planda Kudüs İsrail’in başkenti olarak tanınmakla beraber, Doğu Kudüs ve Müslümanların kutsal mekanları üzerindeki hak ve sorumluluklar konusunun müzakerelerle netleştirileceği ifade ediliyor. İsrail ana muhalefet lideri Herzog, bu mekanlar üzerindeki hakkın Ürdün’den Suudi Arabistan’a devredilmesini önermişti.

* Plandaki bir başka önemli konu da Filistinli mülteciler. İsrail, 1967 işgalinden sonra Ürdün’e kaçan Filistinlilerin geri dönüşünü kabul etmiyor. ABD’nin planı da beş milyondan fazla mültecinin Ürdün’de kalması yönünde. Bu iddia da Abbas’ın konuşmasıyla teyit edilmiş oldu.

* Batı Şeria’daki işgal yerleşimlerinin boşaltılmasına ilişkin bir konu da planda yer almıyor.

Sonuç olarak, planın Kudüs’ün statüsü, Filistinli mülteciler ve işgal yerleşimleri konusunda İsrail’in talepleriyle uyumlu olduğu görülüyor.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Filistinli Ahed Tamimi’nin gözaltı süresi uzatıldı
Filistin lideri Abbas'tan Trump'a sert tepki: Hiç kimseden talimat almayız

Dünya Haberleri