[Karar]
Yunanistan'ın geleceği için bir dönüm noktası olacak olan 5 Temmuz referandumuna saatler kaldı. Ülkede en son 1974’te yapılan halk oylamasında oy kullanan Yunan halkı, 39 yıllık aradan sonra ülkenin geleceğiyle ilgili kritik bir konuda görüş belirtecek.
Kreditörlerin şartlarının kabul edilmesi ya da edilmemesi için yarın oy kullanacak olan yaklaşık 10 milyon Yunan vatandaşı "Evet"çiler ve "Hayır"cılar olarak ikiye bölünmüş durumda. Tansiyonun oldukça yüksek olduğu ülkede, yarın sonuç "Evet" de çıksa "Hayır" da çıksa Yunan halkı için öngörülen senaryolarda halkı zor günlerin beklediği açık bir şekilde görülüyor.
Peki böyle bir ortamda, Yunanistan'da referanduma çok kısa bir süre kala neler yaşanıyor, neler konuşuluyor?
Referandum için bir engel kalmadı
Le Figaro'nun haberine göre, dün, Yunanistan’ın yargı alanındaki en büyük otoritesi Danıştay, biri mühendis, biri de avukat olan iki kişinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle referandumu durdurma başvurusunu reddetti. Böylece, Yunanistan’da yarın gerçekleştirilecek olan referandumun önünde herhangi bir engel kalmadı.
IMF Raporu: Borçların bir kısmı silinmezse Yunanistan yaşayamaz
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından Yunanistan'ın borçlarına ilişkin dün yayınlanan raporda, ülkenin borçlarının bir kısmı silinmediği takdirde ülkenin yaşama şansı olmadığı ortaya kondu. Bununla birlikte, söz konusu raporda, önümüzdeki üç yıl boyunca Yunan ekonomisinin ayakta kalabilmesi için 50 milyar euroya ihtiyacı olduğu dile getirildi.
IMF'nin yayınladığı raporun dünya basınında yankı bulmasının ardından, dün akşam bir televizyon programında konuşan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, söz konusu raporun "siyasi anlamda çok önemli bir rapor" olduğunu ifade etti ve Çipras, borçlarının bir kısmı silinmediği takdirde zaten iflasa gitmesi beklenen Yunanistan'da kreditörlerin sunduğu şartlar için halka bir kez daha "Hayır" çağrısı yaptı.
Varoufakis, kreditörleri terörizm ile suçladı
Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, bugün kreditörlerle ilgili sert açıklamalarda bulundu. Kreditörleri terörizm ile suçlayan Varoufakis, anlaşmazlıkla sonuçlanan son toplantıda kreditörlerin Yunan halkını aşağıladığını ileri sürdü.
Varoufakis AB'nin üye ülkelerde demokrasi istemediğine işaret ederek "Onlar biz ne istiyorsak onu yapın diyorlar. Bize paket sunuyorlar onu yürürlüğe koymamızı istiyorlar. Biz bağımsız bir ülkeyiz. Yunanistan'ın geleceği ile ilgili kararları Yunan halkı verir. Ancak bu isteğimize sıcak bakmıyorlar. Bize danışma hakkı vermiyorlar" dedi.
Konuyla ilgili olarak Varoufakis şöyle konuştu: “Kreditörlerin Yunanistan ile yaptıkları şeyin adı terörizm. Bugün Brüksel ve Troyka’nın istediği şey, Yunan halkını aşağılamak için referandumdan “Evet”in çıkması.”
El Mundo'ya da konuşan Varoufakis, referandumdan çıkabilecek "Evet" sonucunun demokrasiyi tehdit edeceğini savundu.
Bununla birlikte, Varoufakis, Daily Telegraph'a verdiği röportajda, Yunanistan'daki nakit sıkıntısına rağmen ülkenin daha 6 aylık yakıtı ve 4 aylık ilaç stoku bulunduğunu dile getirdi ve Yunanistan'ın "uzun bir kuşatmaya dayanabilmek için yeterince stok yaptığını" vurguladı.
Boldrini ve Bartolone: “Doktor yanlış ilaç yazdı şimdi hastasına saldırıyor”
Fransa ve İtalya Ulusal Meclisleri Başkanları Laura Boldrini ve Claude Bartolone'un, Yunanistan konusunda yaptıkları açıklamalar dikkat çekti. Boldrini ve Bartolone, “Doktor yanlış ilaç yazdı ama şimdi hastasına saldırıyor. Hatta hayati tehlikesi var mı, yok mu ona bile bakmıyor!”
Tusk: "Hayır"ı dramatikleştirmeyin
Le Figaro'nun haberine göre, Yunanistan'da referanduma çok az zaman kala AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da önemli değerlendirmelerde bulundu. Yunanistan'da yarın gerçekleşecek olan referandumda "Hayır" sonucu çıktığı takdirde, Avrupa Birliği'nin dramatik mesajlar vermekten kaçınması gerektiğini söyleyen Tusk, "Bu sonuç, Yunanistan için ne Euro Bölgesi'nin, ne görüşmelerin kapısını kapatır" dedi.
Yunan halkının "Hayır" demesinin sadece görüşmelerin alanını daraltacağını ifade eden Tusk, "Hayır sonucundan sonra, herhangi bir dramatik mesaj vermemize gerek yok. Bizim amacımız Euro Bölgesi'ni birlik içinde tutmaktır. Referandum, Yunanistan'ı Euro Bölgesi'nde de tutmaz, Euro Bölgesi'nden dışarı da çıkarmaz" diye konuştu.
Freedman: Referandum kararı ve bankaların kapatılması güç oluşturma girişimi
Yunanistan ile ilgili bir değerlendirme de Müzakere Teknikleri Uzmanı ve Eğitimcisi Mike Freedman'dan geldi. "Müzakere, bir pazarlık sürecidir ama Yunanistan ve Avrupa arasındaki gerçekleşen görüşmelerde gördüğümüz daha ziyade pozisyon almak, güç yarışı ve bunların akabinde atılan geri adımlar" diyen Freedman, aylar boyunca devam eden çok taraflı karmaşık müzakerelerde Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras'ın referandum kararı alması ve bankaları kapatmasını "hem içeride hem de dışarıda bir güç oluşturma girişimi" olarak değerlendirdi.
"Amaç, öncelikle, Avrupa’da daha ileriye gidebilecek bir esneklik arayışı içinde olmaları ve sonra da referandumda 'hayır' oyunu teşvik etmek" diye konuşan Freedman, kreditörlerin Yunan adalarında KDV'nın ülkenin diğer bölgelerindeki gibi eşit uygulanması koşulunun, ülkedeki koalisyonu bozabileceğini belirterek, şunları söyledi:
"Koalisyonun küçük ortakları için bu konu bir ‘tabu’ olduğundan bu hususta gösterilen ısrar bende şüphe ve merak uyandırıyor. Eğer her iki taraf için bir 'olmazsa olmaz' ise o vakit kimse için bir anlaşma mümkün olamayacak. Yunanlıların geri bir adım atmasının ve bunun referandumun zamanlamasına denk gelmesi müzakereden ziyade bir paniğin göstergesidir. IMF Başkanı Christine Lagarde, Yunanlıların gösterdiği tutumu 'müzakerelerde masanın etrafında yetişkinlerin' oturması gerektiğini belirterek en iyi şekilde özetlemiş aslında. Eğer bir müzakere olacaksa, kişiler kendilerini problemden ayırmalı ve Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis'ın karakteri bu iş için pek de uygun görünmüyor."
Katseli: Birikimlerden yüzde 30 kesinti yapılması söz konusu değil
Financial Times tarafından Cuma günü yapılan bir haberde, Yunanistan'daki bankacılık sisteminin batmaması için bankalarda halkın 8 bin euro üzerindeki birikimlerinden en az yüzde 30 kesinti yapılacağı ifade edilmişti. Bu iddia ile ilgili konuşan Yunanistan Bankalar Birliği Başkanı Louka Katseli, böyle bir senaryonun olmadığını dile getirdi.
Schelling: AB, ekonomik olarak Grexit ile karşı karşıya kalacak
Avusturya Maliye Bakanı Hans Jörg Schelling, Yunanistan’ın mevcut durumu ve Euro Bölgesi’nden çıkma ihtimalini değerlendirdi. Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkmasının bölgeyi biraz etkileyeceğini dile getiren Schelling, aynı durumun Atina için çok ciddi sonuçları olacağını vurguladı.
Die Presse’e konuşan Schelling, “Propaganda savaşının içindeyiz. Tüm Yunan halkının sokaklarda kalacağını ve sağlık hizmetlerine ulaşamayacağını düşünmek abartılı olur” dedi.
Stiglitz: Troyka'nın kaosta ölümcül bir sorumluluğu var
Dünya Bankası'nın eski başekonomisti ve 2001 yılı Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, Yunanistan'ın mevcut durumuna ilişkin olarak, Avrupa tarafından ülkeye hiç bu kadar "büyük bir depresyon" dayatılmadığını savundu. Time'a verdiği röportajda, "Ekonomiden çok güç konuşuyor" diyen Stiglitz, yüzde 60 işsizlik olan Yunanistan'ın yaşadığı şu anki kaosta Troyka'nın ölümcül bir sorumluluğu bulunduğunu belirtti. Kreditörlere tavsiyede bulunan Stiglitz, kreditörlerin Yunanistan'ın borçlarını silmesi ve Yunanistan'a fon sağlaması gerektiğini vurguladı.
Krugman: Yunanistan'ın ekonomisi tedbirler yüzünden çöktü
2008 yılında ekonomi alanında Nobel ödülü alan Paul Krugman da Yunanistan'ın ekonomik durumuna ve yarınki referandumla ilgili düşüncelerini açıkladı. New York Times'daki köşesinde Krugman, Yunan halkını referandumda "Hayır" demeye çağırdı. Yunanistan'ın ekonomisinin alınan tedbirler yüzünden çöktüğünü ifade eden Krugman, ülkenin üzerindeki baskının daha da artması halinde Yunanistan'ın daha büyük bir çıkmaza gireceğini, zaten hiç bir zaman şu an olduğu kadar zayıflamamış olduğunu dile getirdi. Bununla birlikte, Krugman, bankacılık sektöründe büyük bir panik yaratacak olsa da Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nden çıkmaya hazırlanmasını da sözlerine ekledi.
Mustafa: Güçlü bir “hayır” oyu ile destek vermek istiyoruz
Radikal Sol İttifak (Syriza) Rodop Milletvekili Mustafa Mustafa, Yunanistan’da yarın gerçekleşecek olan referandum ile ilgili görüşlerini paylaştı. Söz konusu referandumun AB veya Euro Bölgesi’nden ayrılıp ayrılmama sorunu olmadığını belirten Mustafa, Avrupa Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve IMF tarafından hükümete sunulan ağır koşulların halkın onayına sunulup, halkın karar vermesinin sağlanması olduğunu” kaydetti.
Kreditörlerin ülkeye sunduğu şartlarla ilgili konuşan Mustafa, "Yunan hükümeti sürdürülebilir bir program ve toplumu içine sürüklendiği ekonomik bunalımdan kurtarmak için namuslu bir uzlaşma önerdi.
Buna rağmen 25 Haziran'da Başbakan Aleksis Çipras'a daha kötü şartlar içeren bir teklif sunuldu. Çok ağır şartlar içeren ve daha fazla kemer sıkmaya iten bu teklifi Yunan ve Türk toplumunun kabul etmesi imkansız. Hükümet bu programı referanduma sundu. Referandumda sorulan soru AB'den veya eurodan ayrılıp ayrılmamak değil, sadece bu sunulan ağır koşulları taşıyan paketin kabul edilip edilmemesine halkın karar vermesi"
Avrupa Birliği'nin geri kalmış bölgelerinden birinde yaşadıkları için, Yunanistan'ın son beş yıldır uyguladığı kemer sıkma politikalarından en ağır etkilenen kesimlerden birisinin ülkede yaşayan Türk toplumu olduğunu söyleyen Mustafa, "Bundan dolayı Türk toplumu olarak referandumda güçlü bir 'hayır' oyu ile hükümetin müzakere gücünü desteklemek istiyoruz.
Niyetimiz bu referandum sonuçlarından bağımsız olarak kreditörle hemen görüşmeleri başlatıp, sürdürebilir, toplumsal adaleti sağlayacak ve ülkenin ekonomik olarak önünü açacak bir anlaşma için masaya oturmak. Bütün dünya halkının olduğu gibi Türkiye halkının bize karşı gösterdiği dayanışmadan mutluluk duyuyoruz. Bize cesaret ve mücadele azmi veriyor."
Zeybek: Hayır çıkarsa daha sürdürülebilir bir reform paketi görüşülecek
Syriza’nın üç Türk milletvekilinden biri olan İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek de Yunan halkının yarın kendi geleceği için çok önemli bir karar vereceğini belirtti.
Son 5 yıldır uygulanan kemer sıkma politikalarının ağırlaştırılmasının kreditörlerle tarafından dikte edildiğini ifade eden Zeybek, "Sunulan ekonomik reform programı halkımız için ağır şartlar içermektedir. Emekli maaşları başta olmak üzere maaşlar azalacak, halihazırda yüksek olan işsizlik daha da artacak, hedeflediğimiz ekonomik refaha nesiller boyunca ulaşamayacağız" diye konuştu.
Referandumda "hayır" sonucu çıkması halinde, kreditörlerle daha sürdürülebilir bir reform paketinin görüşülmesinin söz konusu olacağını bekleyen Zeybek, "Kreditörler emekli maaşların yüzde 40 kesintiye gidilmesini, çiftçiye sağlanan destek fonların sona ermesini ve vergilerin artırılmasını istiyor. Bunu kabul etmek imkansız. Temel hedef ülkenin borcunun tekrar yapılandırılması ve ödenebilir bir duruma getirilmesi" diye konuştu.
25 bin "Hayır"cı, 20 bin "Evet"çi Atina sokaklarındaydı
Öte yandan, dün akşam “Evet”çiler ve “Hayır”cılar olarak ikiye bölünen Yunan halkı Atina sokaklarındaydı. Şehirde 25 bin Yunan vatandaşı “Hayır” diye sloganlar atarken, karşı taraflarında da 20 bin kişilik bir diğer grup kreditörlerin şartlarına “Evet”i savundu.
Parlamentonun aşağısında bulunan Syntagma Meydanı’nda ise, “Hayır” diyen Yunan vatandaşları, “Geri adım atılmayacak”, “Şantaja hayır”, “Memorandumlara hayır”, “Son ana kadar hayır” diye sloganlar attılar. Meydana gelen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, kreditörlerin şartlarını onaylamayı düşünmeyen vatandaşlara destek çıktı ve "demokrasi"yi kutlayan açıklamalar yaptı.