Yunanistan’ın avrodan çıkışının gündemde olduğu şu günlerde krizin bulaşma riskinin en yüksek olduğu ülkeler arasında Portekiz, İspanya ve İrlanda gösteriliyor.
Bu konuda gösterilen riskler arasında, her ne kadar bazı analistler bunun geçici olacağını düşünse de, bu üç ülke tarafından ihraç edilen tahvil faizlerinin artan risk algılaması nedeniyle sert yükseliş gösterme ihtimali ilk sırada yer alıyor.
Analistler, Yunanistan’ın eurodan muhtemel çıkışına yatırımcıların vereceği tepkiler konusunda da kaygı taşıyor.
Portekiz, İspanya ve İrlanda tahvilleri ile Almanya gösterge tahvili arasındaki fark haziran ayında genişledi. Ancak aradaki bu fark 2012 yılında görülen seviyelerin oldukça altında bulunuyor. Bir önceki Yunanistan krizinde tahvil faizleri arasındaki fark 200 baz puandan daha fazlaydı.
"Tahvil sahipleri daha yüksek getiri talep edebilecek"
First Class Analytics Analisti Michael Grogan, “İspanya ve Portekiz'i bekleyen en büyük tehlikelerden biri Yunanistan’ın eurodan olası çıkışı sonrası borçlanma maliyetlerinin artacak olmasıdır. Buna bağlı olarak, krizin yayılacağına, bu iki ülkenin de eurodan çıkabileceğine ilişkin tehlike algılamalarına istinaden tahvil sahipleri daha yüksek getiri talep edebilecek” ifadelerini kullandı.
İlk senaryonun sadece kısa dönemli riskleri içerdiğini, fakat uzun dönemde daha önemli risklerin olduğuna dikkati çeken Grogan, “Uzun dönemli risk, İspanya ve Portekiz’in avrodan ayrılmaya karar vermesi olacaktır. Bu da Yunanistan avrodan çıkarsa hali hazırda baskı altında olan avro üzerindeki kur riskini artıracaktır” diye konuştu.
Capital Economics Gelişmekte Olan Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Neil Shearing ise, "Yunan krizi, yatırım destinasyonları olan gelişen ekonomiler üzerine kara bir bulut gibi çöktü" dedi.
"Tahvil faiz farkı 3 katına çıkabilir"
Yatırım bankalarından Goldman Sachs'ın nisan ayında yaptığı çalışmaya göre, Yunanistan’ın avrodan çıkışıyla 10 yıllık İspanya ve İtalyan tahvil faizleri ile Alman gösterge tahvilleri arasındaki fark 3 katına çıkarak 400 baz puanı bulacak.
Tüm bu risk algılamalarına karşın Portekiz, İspanya, İtalya ve İrlanda gibi çevre ülkelerin tahvillerinden kaçış olmaması, yatırımcıların Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) koruma tedbirlerine olan inancının göstergesi şeklinde yorumlanıyor. ECB, devlet tahvil getirileri sert şekilde yükselse bile çok yüksek bütçeli bir programla bu tahvilleri satın almak için bekliyor.
Söz konusu ülkelerde büyümenin güçlü olduğunu, yapısal reformlarda gelişmeler sağlandığını ve uzun dönemli risklere karşı hazırlıklı olduklarını belirten analistler bu ülkelere dair başka bir tehlike görmüyor.
“Yatırımlar daha güvenli ama getirisi daha düşük ekonomilere kayar”
Analistlerin tehlike algılamasında; yatırımcıların, getirisiyle birlikte riskinin de yüksek olduğu ekonomilerden ziyade daha güvenli ama getirisi daha düşük ekonomilere yatırımlarını kaydırma olasılığı öne çıkıyor.Ekonomistler, haziranın 3'üncü haftası itibariyle gelişmekte olan ülkelerin hisse senetlerinde 4 hafta aralıksız düşüşleri ve riskten kaçınan sermaye hareketlerinin daha gelişmiş ekonomilere akmasına işaret ediyor.
Bu kaygıları haklı çıkaracak şekilde küresel yatırımcılar geçen haftanın ilk 3 gününde gelişmekte olan ülke ekonomileri hisse senetlerinden 9,3 milyar dolar para çekmişti. Bu rakam 2008 ekonomik krizinin en şiddetli hissedildiği zamanlardan bu yana en hızlı çıkış olarak kayıtlara geçmişti. EPFR Global şirketi verilerine göre, Asya 7,9 milyar dolara ulaşan son 15 yılın en hızlı sermaye çıkışıyla bu hareketten en fazla etkilenen bölge olmuştu.
Analistler, tüm bu risklere karşın Yunanistan’ın avrodan çıkması durumunda yatırımcıların paralarını daha riskli ekonomilerden Amerikan tahvillerine taşımasını olası görmüyor, ancak böyle bir çıkışın tüm küresel finans piyasalarını daha önce bilinmeyen sulara taşıyacağını belirtiyor.
ANKARA/AA