Uluslararası Finans Kurumu’nun (IFC – International Finance Corporation) Türkiye ofisinin açılışının 30’uncu yıldönümü vesilesiyle düzenlenen “Türkiye’de Özel Sektör: Sürdürülebilir Kalkınma’’ başlıklı panele Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek katıldı. Panel açılışında konuşan Şimşek, dünya ekonomisinin de Türkiye’nin de sıkıntılı bir dönemden geçtiğini kaydetti.
Sıkıntıların da yapısal sorunların da farkında olduklarını belirten Şimşek, çözümlerin de belli olduğunu söyledi. Kısa vadede şu anda Türkiye’nin en önemli gündem maddesinin Anayasa değişikliği olduğunu anımsatan Şimşek, “Doğru kurgulanırsa ki inanıyorum o çerçevede gerçekleşecek, Türkiye’de yönetimde istikrarı temsilde adaleti sağlayabilirsek, aslında orta uzun vadeli Türkiye’nin görünümünü iyileştirecek bir reform olur” diye konuştu. Şimşek, Türkiye’nin çok partili koalisyon dönemlerinde istenilen performansı ortaya koyamadığını dile getirdi. O riskin geçen sene haziran ayında tekrar gündeme geldiğine işaret eden Şimşek, gelecek dönemde yapılacak Anayasa değişikliği ile eğer başkanlık sistemi ile yönetimde istikrar sağlanabilirse, o zaman temsilde adaletin de sağlanabileceğini ve Türkiye’nin önüne bakabileceğini ifade etti. Şimşek, çok kapsamlı bir reform gündemleri olduğuna işaret ederek, “İnanıyorum ki bu Anayasa değişikliğinden sonra hızla Türkiye normal gündemine döner, mevcut olağanüstü hal geride kalır ve hızlı bir şekilde yapısal reform uygulamalarını başarılı bir şekilde hayata geçiririz” dedi.
Uluslararası toplumla olan ilişkilerin de iyileştirmesi gerektiği çağrısında bulunan Şimşek, Avrupa ile entegrasyonun çok daha güçlü bir şekilde devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı. “Nitekim Avrupa ile pozitif bir gündemimiz de var” diye konuşan Şimşek, şöyle devam etti: “Biliyorum sıkıntılı birçok konu var, ama pozitif bir gündem de var. Mesela Gümrük Birliği’nin güncellenmesi bence Türkiye’ye muazzam bir şekilde değer katar. Eğer biz kapsamlı yeni bir anlaşmayı uygulamaya koyabilirsek, bu hem Avrupa için hem de Türkiye için kazan kazan senaryosudur. Ticaret hacmimiz yaklaşık 150 milyar dolar diyelim, çok rahat bir şekilde bunu 300 milyar dolara çıkarabiliriz. Bundan Avrupa da Türkiye de kazançlı çıkar. Bu aslında toptan reform yapmanın da bir formülüdür. Küresel entegrasyondan vazgeçilmemesi gerek. Küresel ticaret büyümenin motorudur. Türkiye’ni AB’ye daha derinlemesine bir entegrasyonu Türkiye’nin menfaatinedir.”
DÖVİZLE BORÇLANMAYA SINIRLAMA
Başbakan Yardımcısı Şimşek, döviz geliri olmayan şirketlerin dövizle borçlanmasına sınırlama getirilebileceğini belirterek, “Finansal hedge’ing yapılmasının önünü nasıl açarız ona bakacağız” dedi.