Gençlerbirliği ile yollarının ayrılması sonrası Yılmaz Vural basına açıklamada bulundu.
Yılmaz Vural'ın gündem yaratacak açıklamaları şöyle:
"Sayın İlhan Cavcav çarşamba akşamı beni aradı. Çok yorgun bir sesle, "Yılmaz'cığım çok sıkıntılıyız sana ihtiyacımız var. Eskişehir maçı bizim için çok önemli, ekibini de topla hemen işe başla" dedi. Çarşamba günü kulüpte yöneticilerle buluştuk. Yöneticilerle anlaşamadık, ertesi gün İlhan Cavcav'la görüşüp anlaştık. Dört günlük antrenman döneminde günde 2,5-3 saat uykuyla çalışarak takımı toparlamaya çalıştık.
Eskişehir maçından sonra oyuncularımı tebrik ettim. Çünkü kaybetmemize rağmen tüm istatistiklerde rakipten çok çok üstün oynamıştık. Soyunma odasında tüm oyuncularımı tek tek öptüm ve iyi tatiller diledim.
"İlhan abi ısrarla benden rapor istedi"
İlhan abi maçta önce benden ısrarla rapor vermemi istedi. '3 günlük hocayım, benim verdiğim rapordan ne olur' dedim ama 'Yok, zor durumdayız rapor ver' diye ısrar etti. Ben de 'Şu maçı oynayalım fikrimi size sunarım' dedim.
Bu takımda verim alamayacağımız 13 tane oyuncu var. Başkan da 'Bu oyuncuların çoğu genç, bunları Hacettepe'ye verelim' dedi. Yabancı oyunculardan da yollarımızı ayırabildiğimizi ayıralım dedim.
"Tam 18 oyuncu seni istemiyor" dedi
İstanbul'da dişçi koltuğunda iken telefon geldi. İlhan Cavcav, 'Yılmaz, canım arkadaşım kardeşim, seninle ilgili bir karar aldık. Buraya gelmene gerek yok. İşine son verdik' dedi. 'Neden' diye sorunca, 'Tam 18 oyuncu seni istemiyor' dedi. 'Ben daha kulübe yeni geldim çoğunun adını bile söylemiyorum. Oyuncular hangi nedenle istemiyor. İlhan abi senin tarzın değişti eskiden sen hocalırı gönderirdin şimdi oyuncular hoca gönderiyor' dedim.
'Sen 13 oyuncu gönderilsin demişsin' dedi. Ben de 'Ben oyuncu istemiyorum ben bu kadroyla da takımı ligde tutarım' dedim.
"Ahmet Çalık 'çok ofansif oynatıyorsunuz' dedi"
Kaptan Ahmet Çalık'ı aradım. 'Küme düşebilecek takımız. Çok ofansif oynatıyorsunuz' dedi. Sen daha 21 yaşındasın, antrenörlüğü senden mi öğreneceğim?' dedim.
"Türk antrenörleri sürünün!"
En üzüldüğüm konu ise Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Başkanı'nın (İsmail Dilber), kovulmamın ardından, 'İlhan Cavcav'ın demokratik kararı' demesi oldu. Yahu tamam, biz İstanbul grubu olarak sana oy vermedik ama yıllardır senin üyenim yahu. Antrenörler Derneği Başkanı sen ne yaptın ya? Bu adama bir yemekle oy veriyorlar, Türk antrenörleri, sürünün ya.
"Siyasetçilerin çoğu kulüplere atama yapma derdinde"
3-4 tane oyuncu sizi istemediği zaman İlhan Cavcav gibi bir yönetici bile antrenörü göndermek zorunda kalıyor. Siyasetçilerin çoğu kulüplere atama yapma derdinde. 'Bu bizim çocuk, gelsin antrenörlük yapsın' diyor, yöneticiler ses edemiyor. Ne oldu antrenörlük mesleği? Çocuk oyuncağı mı bu meslek? Sonra izliyorsunuz İngiltere'yi İspanya'yı, dönüyorsunuz bizim lige Mardin Bandosu gibi... Futbolcuya dayalı, çarpık, bozuk sistemlerde hiçbir şeyin doğru gitmesi mümkün değil.
"Sırf top oynamış diye antrenör mü olur"
- Ben antrenör olarak diyorum ki, 'Ben buraya layık değilsem yukarı taşıyamayacaksam beni seçmeyin kardeşim. Antrenörlerin hepsi bizim kardeşimiz, arkadaşımız. Bizim söylediklerimiz kişilerle ilgili değil. Biz prensiplerle ilgileniyoruz. Eğitimsiz nasıl antrenör olabilir. Futbol oynadın diye ömür boyu bunun nemasını ye. Futbol oynadın diye antrenörlük yap. Antrenörlük bir meslek. Eğitici olmak farklı bir şeydir. Sırf top oynamış diye antrenör olur mu ya!
"Bosman kanunu gibi bir kural çıksın"
- Rica ederim bu komidiye bir son verelim. Kulüplerde TFF'nin alacağı karara boyun eğsinler. Bosman kanunu gibi bir kural çıksın. Onun bunun aracılığı da ortadan kalksın. Antrenörlük bu kadar kolay bir meslek değil. Kulüpler sezon içinde en fazla 2 antrenörle çalışmalı. Bir yasa çıkarmamız lazım. Oyuncu da bilsin ki ikinci antrenör de gitmeyeceğine göre işine bakmak zorunda kalsın. Herkes de kendi mecra içerisinde işini yapmaya gayret eder. Kim bu sistemden memnun bilmiyorum ama kimsenin de sesi çıkmıyor.