TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Benim bir teklifim var; bütün seçime girecekler bulundukları görevleri bıraksınlar. Meclis bu düzenlemeyi yapsın, o zaman bu tartışmalar da sona ersin. Buyursun herkes istifa etsin, biz de edelim.” çağrısında bulundu.
‘BENİM KAZANACAĞIM ARKADAŞIMIZIN İÇİNE DOĞMUŞ’
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Parlamento muhabirleriyle TBMM Tören Salonu’nda kahvaltıda bir araya gelen Yıldırım, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in kendisine yönelik, “seçimi kazanırsa İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olmayacağı” yönündeki iddiası hatırlatılarak, “İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine şu yanıtı verdi: “Bu sorunun sorulmasını arzu etmezdim ama sorulmadan da toplantıyı bitireceğinizi düşünmüyordum. Madem sordunuz, her şeyi size anlatayım. Ben çıktığım yoldan geri dönmem. Belli ki benim kazanacağım arkadaşımızın içine doğmuş, ‘seçilse de geri dönecek’ diyor. Özgür Özel’in söylemesi… Onlar da artık kabul etmişler ki kazanacağım. Bu kararı ne Özgür Özel ne de ben veriyorum. Bunun kararını seçmen, İstanbullu verecek. Verdiği karar da İstanbul’un, İstanbullunun hayrı, geleceği için en güzel karar olacak.
‘VERDİĞİM BU KARARDAN DA VAZGEÇECEK DEĞİLİM’
Ben Cumhur İttifakı’nın adayıyım. Bu işin profesörü (TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop) yanımda oturuyor. Ben hukukçu değilim. Bir işe karar vermeden önce onun sonuçlarının ne olacağını araştırırım, düşünürüm, tahlil ederim ve ona göre karar veririm. Verdiğim bu karardan da vazgeçecek değilim. Anayasanın 94. maddesi tamamen yasama faaliyetleriyle ilgilidir. Biz seçimi konuşuyoruz. Yasama faaliyetleri, aslında Başkanlık Divanının oluşumuyla ilgilidir. Onun son cümlesi, ‘Meclis Başkanı ve vekilleri, mensup olduğu siyasi partinin faaliyetlerine katılamaz’ diye bir hüküm ihtiva ediyor.
Konumuz yasama olmadığına, seçim olduğuna göre, acaba bu konuda başka hangi düzenleyici mevzuat var, buna bakmak gerekiyor. Bunlardan biri Siyasi Partiler Kanunu, diğeri Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen kütükleri Hakkında Kanun, diğeri de Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve ihtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun. Bu üç mevzuata gitmek gerekiyor. Mahalli İdareler Seçimi Kanununa gittiğimiz zaman, orada istifa etmemesi gerekenler anlatılıyor. ‘Milletvekilleri, Meclis üyeleri… ‘İstifa etmelerine gerek yok’ diyor. Burada Meclis Başkanı geçmiyor ama milletvekili geçiyor. Meclis Başkanı olmak için milletvekili olmak gerekiyor. Dolaylı olarak Meclis Başkanı’nı da istifa etmeyecekler arasında sayıyor.”
‘SEÇİM BİR SİYASİ FAALİYET DEĞİLDİR’
TBMM Başkanı Yıldırım, Siyasi Partiler Kanununun 24. maddesinde, özetle, “Eğer Meclis Başkanı tekrar milletvekili olmak için seçime katılırsa, bu Anayasa’nın 94. maddesindeki kısıtlama geçersizdir.” denildiğini söyledi. Maddede, “Belediye başkanlığında aday olursa aynı durum mevcuttur” denilmediğini belirten Yıldırım, “Anayasanın 94. maddesi ve diğer kanunları bir arada düşündüğümüzde, hukuki açıdan Meclis Başkanının aday olmasında herhangi bir sorun ve sıkıntı yok. Zaten tartışma da burada değil, tartışma Anayasanın 94. maddesine göre, siyasi faaliyetler yapılır mı? Yapılmaz. Bizim yaptığımız bir siyasi faaliyet yok, seçim bir siyasi faaliyet değil. Seçim; ‘aday olduğumuz işle ilgili vatandaşlara ne yapacaksınız, ne edeceksiniz, niye aday oldunuz’ bunu anlatmaktır. Ben işin mahiyeti olarak soruyorum; eğer Meclis Başkanı bağımsız bir üyeden seçilseydi, ne olacaktı, ona ne diyecektik?” değerlendirmesini yaptı.
“HUKUKA UYMAYACAK HİÇBİR İŞİN İÇERİSİNDE OLMAM”
TBMM Başkanı Yıldırım, yapılan tartışmaların siyasi olduğunu, hukuki altyapısının olmadığını ifade ederek, Anayasanın 79. maddesinin, bir yere aday olunduğu zaman, bu konudaki itirazların, anlaşmazlıkların çözüm yerini Yüksek Seçim Kurulu (YSK) olarak gösterdiğine dikkati çekti. Yıldırım, “Bizimle ilgili Anayasa bakımından hukuksuzluk iddiası varsa, bunların merci YSK’dir. YSK de önüne konu geldiğinde kararı verecektir. Bunun dışındaki tüm değerlendirmeler siyaseten bizi yormaya yöneliktir. Ama ben ne yaptığımı biliyorum. Ben hukuka saygısızlık edecek, hukuka uymayacak hiçbir işin içerisinde olmam.” dedi.
“TBMM Başkanı olarak diğer adaylardan farkınız olacak mı? Nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?” sorusuna Yıldırım, şu yanıtı verdi: “Seçim meydanında belediye başkanlığı için yarışınca, belediye başkanı
mı avantajlıdır yoksa dışarıdakiler mi avantajlıdır?
HERKES İSTİFA ETSİN BEN DE EDEYİM
Belediye Başkanı kendi makamında oturuyor ve o makam için yarışıyor. Bir başkası da dışarıdan gelip o makamı kazanmak için yarışıyor. Meclis Başkanının elinde hiçbir imkan yok, bütçesi yok, seçimde harcayacağı tek kuruşu yok. İcracı bir makam değil, itibari bir makamdır, onun dışında hiçbiri şeyi yok ama bir belediye başkanı her şeyi yapar, her türlü imkanı elinin altında mevcuttur. Benim bir teklifim var; madem öyle bütün seçime girecekler, bulundukları görevleri bıraksınlar. Meclis bu düzenlemeyi yapsın, o zaman bu tartışmalar da sona ersin. Buyursun herkes istifa etsin, biz de edelim. Bir çağrı yapıyorum. milletvekilleri de ayrılsın, belediye başkanları da ayrılsın, bakanlar da ayrılsın. Kim varsa yeni bir seçime giren, madem eşitsizlikten bahsediyoruz, herkes ayrılsın. Niye bir noktaya yoğunlaşıyoruz.”
Yıldırım, “İlk önce kim istifa edecek?” sorusu üzerine, “Hep beraber, aynı anda.” ifadesini kullandı. “Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndan, siz de Meclis Başkanlığı’ndan mı istifa edeceksiniz?” sorusuna ise Binali Yıldırım, “Ben isimler için konuşmuyorum. Mecliste de belediye başkanlığına aday olanlar var. Onlar da ayrılacak, herkes ayrılacak. Seçime giren ve şu anda kamuda bir
pozisyonu olan herkes görevinden çekilecek, o zaman hiçbir tartışma kalmaz. Kaldı ki tartışılacak bir konu yok. Türkiye bir hukuk devleti. Hukukun verdiği bir imkandan, ‘birilerinin hoşuna gitmedi’ diye vazgeçecek değiliz, kusura bakmasınlar.” karşılığını verdi.
Kahvaltıya; TBMM Başkanvekilleri Mustafa Şentop ve Celal Adan, AKP Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM İdare Amiri Orhan Yegin ve TBMM Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu da katıldı.
ANKARA/AA