Tarihçi ve TV Programcısı Talha Uğurluel, Bağcılar Belediyesi Ramazan Etkinlik Alanı’nda düzenlenen “Mescid-i Aksa ve Kudüs” konulu sohbet programına konuk oldu.
Kanuni döneminde "muallak kayası"
Uğurluel, Kudüs şehrinin manevi önemine dikkat çekerken, Kur’an-ı Kerimden örnekler verdi, bu konudaki tarihi bilgilerini paylaştı. Kudüs denilince akla ilk olarak Hazreti Süleyman ile Kanuni Sultan Süleyman’ın geldiğini ifade eden Uğurluel, Cuma Camisinin arka tarafındaki ağlama duvarı hakkında da bilgi verdi.
Hazreti Musa’nın getirdiği dinde sallanarak ağlama geleneğinin olmadığına dikkat çeken Uğurluel, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yahudilerin, ‘muallâk kayasına’ kıymet verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:“Yahudiler, Kanuni’ye, ‘biz ibadetimizi burada yapmak istiyoruz’ diyorlar. Ancak, Kanuni, ‘dinimize göre gayrimüslimlerin oraya girmesi yasak’ diyerek reddediyor. Israr etmeleri üzerine, ‘tamam o zaman caminin dışındaki duvarın yanında ibadetinizi yapabilirsiniz’ diyerek izin veriyor."
"Şimdi, Müslümanların ibadet yaparak gözyaşı döktüğü ibadethanenin dışındaki duvarın yanında Yahudiler sallanarak ağlıyor ibadetini yapıyor.” dedi. Bu duvarın Müslümanlar için Burak Duvarı olarak bilindiğini anlatan Uğurluel, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem), 124 bin peygambere namaz kıldırdıktan sonra Muallâk Kayası’ndan göğe yükselerek Miraç’ı gerçekleştirdiğini söyledi."
"Kubbeti Sahır’ın Emeviler zamanında sekizgen olarak inşa edildiğini de belirten Uğurluel, “Kabe 9 kez yenilendi. Ancak, Kubbeti Sahır, ilk yapıldığı gibi aynen durmaktadır. Anaç kaya olan Muallak Kayası’nın üzerine inşa edildiği için deprem gibi felaketlerden de etkilenmemiştir.” şeklinde konuştu.
Müslümanlar "Süleyman Mührü" demekte
Selahattin Eyyubi’nin 1187’de Kudüs’ü haçlılardan geri aldıktan sonra surların altındaki bir kapıyı kapattığını belirterek, “O, Zeytindağı tarafından saldırıların gerçekleştiğini biliyordu. Bu yüzden sur kapısını kapattı. Yahudi ve Hıristiyanlar, Selahattin Eyyubi’nin kapıyı, ‘bekledikleri Mesih’in surlardan içeri girmesini engellemek amacıylakapattığını söylemişlerdir. Çünkü, onlar bekledikleri Mesihlerinin o kapıdan gireceklerine inanıyorlar. Kapının arkasında kubbeli bir medrese vardır. O medresede İmam-ı Gazali ve Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri talebe okuttu. Onlar, kendilerini Allah’a (c.c) daha yakın hissetmek için hayatlarının bir bölümünü Kudüs’te geçirmişlerdir. Kudüs, gök ile yer arasındaki zarın en inceldiği noktadır.” dedi.
Kudüs’e Memlüklü’lerin de büyük emek verdiklerini hatırlatan Uğurluel, Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem), Kaya kubbesi anlamına gelen Kubbet-i Sahır’dan göğe yükseldiğini kaydetti.
İsrail devletinin bayrağındaki yıldız ile ilgili önemli bilgiler veren Uğurluel, Müslümanların bu yıldıza, ‘Süleyman Mührü’ dediğini, Yahudilerin ise Davut Yıldızı diye tanımladıklarını anlattı.