Gün geçmiyor ki sosyal medya akışlarında önümüze yapay zeka ile ilgili yeni bir haber düşmesin. Yapay zeka alanındaki gelişmeleri takip etmek için eğer eposta listelerine kayıt olduysanız, her gün birkaç sayfalık bir özet(!) maili almanız olası.
Yapay zeka alanındaki gelişmeler sağlıktan eğitime, üretimden tüketici alışkanlıklarına kadar pek çok alanı etkilerken, diğer yandan insanların endişelerini gıdıklayan haberler de servis edilmiyor değil. “İşte yapay zekanın işsiz bırakacağı meslekler”, “2035 yılı itibariyle artık hayatımızda olmayacak meslekler” söz konusu haber başlıklarından bazıları.
Oysa araştırmalar ortaya koyuyor ki, yapay zeka teknolojilerinin “sıradan halkın” gündemine girdiği 2022 Kasım’ından bu yana işsizlik oranlarında bariz bir artış yok. Belki de bu süre kesin sonuçlara varmak için çok kısa, diye düşüneceksiniz. Haklısınız, öyle ise yüreklerinize aksi yöndeki birkaç örnekle su serpmeye çalışalım.
İsveç menşeli modüler mobilya üreticisi IKEA, 2021’de kurum içerisinde başlattığı yapay zeka destekli müşteri destek sohbet botları sayesinde, daha önce bu işi yapan 8 bin 500 çalışanını tekrar eğiterek, firmanın daha kreatif işlerinde kullanmaya başladı. Firma içi eğitime tabi tutulan bu çalışanlar müşterilere tasarım önerme, ya da yapay zeka sohbet botunun üstesinden gelemeyeceği öfkeli müşterilerin sorunlarını gidermek konusunda uzmanlaştılar.
Benzer şekilde New Mexico’da bulunan Alorica isimli çağrı merkezi, yapay zekanın nimetlerinden faydalanarak müşterilerine yaklaşık 200 dilde hizmet vermeye başladığını duyurdu. Üstelik bu gelişmeler IKEA’da olduğu Alorica’da da işçi çıkarmak bir yana, şirketin yeni eleman ilanları yayınlaması ile sonuçlandı. Zira Alorica şirketi hem dil desteği ile müşteri hinterlandını arttırırken, hem de çağrı sürelerini epey kısaltarak aslında daha fazla firmaya destek verir hale geldi. Bu da bırakınız işten çıkarmaları, artan yeni talebi karşılamak için işe alımlarda daha agresif bir tutum izlemelerine neden oldu.
Aksi yönde örnekler yok mu? Tabii ki var. Örneğin Harvard Business School, the German Institute for Economic Research ve London’s Imperial College Business School’dan araştırmacılar ChatGPT’in yayınlanmasını takip eden 8 ay içerisinde içerik üreticisi, tasarımcı ve yazılımcılar için yayınlanan ilan sayılarında düşüş olduğunu kaydetmişler.
İlan sayılarındaki düşüş, tam anlamıyla işsizlik olarak yorumlanacak bir veri değil aslına bakarsanız. İşleri yetiştiremediği için şikayetlenen, insan kaynaklarını yeni personel almaya ikna eden mevcut çalışanların, yapay zeka teknolojileri yardımıyla birim zamanda ürettiği işlerin yani üretkenliklerinin artması sonucu yaşanmış olabilir. Belki de eleman yokluğundan şikayetlenen dertli çalışanlar, yapay zeka kullanımı sonrası artan verimliliklerinden dolayı “yeni elemana vereceğiniz maaşın şu kadarını bana verin” pazarlığına bile oturmuş olabilirler insan kaynakları ile. (İyi fikir değil mi?)
Üretkenlik artışı demişken, Stanford Üniversitesi ve MIT’den araştırmacılar Fortune 500 şirketinde çalışan ve yapay zeka sohbet botlarından istifade eden 5 bin 200 müşteri temsilcisini incelediklerinde şöyle bir sonuca varmışlar: Yapay zeka botlarının kaynaklara hızlı ulaşma konusundaki desteği sayesinde tecrübeli bir çalışanın verimliliği yüzde 14 artarken, daha acemi olanlarda verimlilik yüzde 34 olarak hesaplanmış.
Bütün bunlar bir yana, elbette bazı mesleklerin kaybolduğuna tanıklık edeceğiz. Fakat kaybolan mesleklerden -belki de- daha çok yeni iş kolunun ortaya çıkması da olası. Nitekim 2018’de Amerika’da mevcut olan işkollarının yüzde 60’ı, 1940’ların Amerika’sında mevcut değildi.
Yapay zekanın rönesans etkisi ile dönüştürdüğü dünyada monoton işleri bilgisayarlara devrederken, bizler, bizi biz yapan özelliklerimizle mesleklerimizde öne çıkabilir, daha başarılı olabiliriz. Elbette bu süreç, yapay zekanın dönüştürücü etkisine maruz kalmış dünya insanının da yeni dönemin gereksinimlerine dair eğitilmesi ile mümkün hale gelecek. Tıpkı dünya okulu Khan Academy’nin kurucusu Salman Khan’ın belirttiği gibi, bizler eleştirel zekamız ve yaratıcı yönlerimizle bu dönüşümün kazananları olabiliriz.
Eğitim sistemimiz henüz buna hazır mı? Galiba değil. Hesap makinesinin yasaklandığı yıllardan, ChatGPT’nin okullarda yasaklandığı günlerdeyiz. Sanayi devrimi sonrası, sanayi toplumunun ihtiyaçlarını karşılayacak olan ortalama insanı yetiştirmek için tasarlanmış eğitim sistemi, yapay zeka dünyasında yeniden kurgulanmalı. Gerçekler bunu dayatıyor. İlkokul yıllarınızdan hatırlarsınız, okullarda bizlere sözlük nasıl kullanılır, öğretilirdi. Fakat dijital sözlüklerin bir tık uzağımızda olduğu bugünün dünyasında bu bilgi artık işlevsel değil. Tıpkı bunun gibi müfredatlarda da dönemin ruhunu yansıtacak yeniliklerin olması şart.
Bütün bu gelişmeler belki bizi işsiz bırakmayacak ama bazı menfi etkileri olacağını söylemek de mümkün. Bütün bu teknolojik olanaklara sahip insanların daha az aktif, inceltmeden söylersek, daha da tembelleşmesinin olası olduğunu söyleyebiliriz. (Bir iki araştırmaya daha referans verecektim ama bu yazının bir yapay zeka botu ile yazıldığını düşünün istemedim.)
Karar alma süreçlerinde yapay zekanın vaad ettiği hız, tıpkı Google arama sonuçlarının okumayı ve araştırmayı unutturmuş olduğu gibi, aleyhimize bir etkide bulunabilir.
Özetle bendeniz, yapay zekanın bizi işsiz değil ama güçsüz bırakmasından daha çok korkuyorum.