2016 yılında Varşova’da düzenlenen NATO zirvesinde siber alan; tıpkı kara, deniz ve hava gibi bir savaş sathı olarak kabul edildi. İleriki yıllarda gerçekleşecek olan NATO zirvelerinde de altı çizileceği gibi, bu sadece bir tanım değil, 5’inci maddenin uygulanıp, müttefiklerin gerekirse bir üyeye olan saldırıya topyekün karşılık verecekleri, dört başı mamur bir muharebe alanı olacaktı.
Siber savaşın ne kadar ciddi bir konu olduğunu Estonlar 2007 yılında acı bir tecrübeyle öğrendiler. Kritik altyapılara karşı gerçekleşen saldırılar sonucu ısıtma sistemleri devre dışı kaldı, ülke halkı donma tehlikesi ile yüzyüze geldi, günlerce hizmetlere erişilemedi.
Bugün artık her siyasi gelişmenin (çekişme mi demeliydim) siber alanda da bir izdüşümünü görmek vaka-i adiyeden oldu. Ülkelerin birbirleriyle restleşmeleri, ertesi gün politikanın uzağında olan birçok kuruluşun sitelerin hacklenmesi yahut servis dışı bırakılması ile neticeleniyor.
Siber alanın gerçek bir cephe olduğu 2022 yılının başında Rusya - Ukrayna savaşı ile bir kere daha, reddedilemeyecek biçimde doğrulanmış oldu. Bugün de bunun sağlamasını İsrail - Filistin gerilimi sonrası siber alandaki hareketlemelerde görüyoruz.
Bu sadece bizler gibi işi siber güvenlik olanların hüsnü kuruntusu değil. Nitekim Kızıl Haç’ın İsrail-Filistin çatışmasından sadece birkaç gün önce yayınladığı ve “hackerları” sivil hedeflere zarar vermemeye davet ettiği sekiz maddelik bir angajman bu yeni savaş cephesinin ne kadar ciddiye alınması gerektiğini kanıtlıyor. Sivilleri siber savaşta da hedef almama titizliği daha ilk günden siber yeraltı dünyasının önemli aktörleri tarafından kabul edilse de, birkaç gün sonra patlak veren İsrail Filistin savaşı verilen sözleri unutturdu diyebiliriz.
Gelelim İsrail ve Filistin savaşının siber dünyadaki izdüşümlerine.
İsrail deyince akıllara daha çok siber güvenlik ürünleri ve siber silah üreticileri gelse de, Filistin için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil tabii ki. Bir istisna olarak Yoldaki Mühendis isimli kitapta (Ekin yayınları) hayat hikâyesi kendi dilinden anlatılan Gölgelerin Efendisi namı ile meşhur Hamas’ın Kassam Tugayları’ndan hacker Abdullah Bergusi'yi sayabiliriz. Bergusi’nin kızı Tala’ya neden ayrı düştüklerini ve hayat hikâyesini anlattığı mektupların satır aralarında, Ürdün’de büyüyen, Güney Kore’de mühendislik eğitimi alan Bergusi’nin sistemlere nasıl sızdığını, bilgi topladığını okuyabiliyorsunuz. Kitabın ikinci cildini henüz okuma şansım olmadı. Bergusi mesul olduğu iddia edilen saldırılar nedeniyle 67 kez müebbet ve 5200 yıl hapis cezasına çarptırılmış bir hacker. Bunun dışında Filistinli olarak bilinen irili ufaklı hacker grupları da var tabii.
Savaşın ilk günlerinde Vladimir Putin’in Filistin’e desteğini açıklamasının ardından Rusya yanlısı hacking gruplarının bir bir Filistin’in yanında yer aldıkları görüldü. Hindistanlı hacker grupları da yine ülkelerinin siyasi temayüllerine paralel olarak İsrail’den yana tavır aldılar. Bir elin parmaklarını geçmeyecek tarafsızları anmaya belki de gerek bile yok.
İlk günlerde daha çok servis dışı bırakma saldırıları (Hizmet dışı bırakma saldırıları konusunda şu yazımızı okuyabilirsiniz) görülse de devam eden günlerde bilgi ifşaları ile yeni bir süreç başlamış oldu. Daha birinci haftaya varmadan ise çatışmanın tarafı olan hacker grupları hasım ilan ettikleri ülkelerin kritik altyapılarına saldırmaya, becerebildikleri oranda alarm sistemlerini devre dışı bırakmaya, kapalı devre kamera görüntülerini ele geçirip yayınlamaya kadar işleri vardırdılar. Savaşın sathı Filistin yanlısı hackerların Türkiye harici tüm NATO ve AB ülkelerini; ayrıca Ukrayna’yı hedef alacaklarını duyurmaları ile genişledi.
Siber savaşın en önemli sloganlarından biri de Tevrat’ın Levililer bölümündeki “Göze göz, dişe diş; yaraya yara, yanmaya yanma, kesik olmaya kesik." kanunu hatırlatan Eye to Eye sloganı idi.
Hacker dünyasını savaşın tarafları etrafında konsolide eden siber savaş bir süre daha devam edecek gibi. Özellikle de NATO ve AB ülkelerinin hedefe konması önümüzdeki günlerde bu savaşın Filistin ya da İsrail’e duyulan duygusal yakınlık dışında da önemli servislere erişimde yaşanacak problemlerle de kendini hissettirecek.
İzleyecek ve göreceğiz.
Dilerim savaş hepimizin gözlerini kör etmeden, daha fazla masum zarar görmeden adilane bir şekilde nihayete erer.