Yıllar yıllar önceydi, bir fabrikada yazılım geliştirici olarak bir üretim planlama yazılımının geliştirme ekibinde çalışıyordum. Mukaddes işçi sınıfı ile birlikte aynı atmosferi solurken bir yandan da yazılımı geliştiriyorduk. Hâlâ özlediğim, neşeli günlerdi.
Fabrikada çalışmak gerçekten keyifliydi. Hele ki çay saatleri! İnsan gerçekten dinlendiğini hissediyor! Sabah 10 ve öğleden sonra 4 sularında tüm işçiler çay molasına çıkıyordu. Ben de sıkı bir uvriyerist olduğumdan, fırsattan istifade işçilerin peşine takılıp molaya çıkıyor, hayata karışıyordum. Fabrikanın kantininden aldığımız çayları yudumlarken, bir yandan da hem işçi arkadaşlarla, hem de beyaz yakalı taife ile koyu bir sohbet tutturuyorduk.
Birlikte çalıştığım arkadaşlardan birinin fimlere fevkalade bir ilgisi vardı. Maaşallah, IMDB gibi bir arkadaştı. Filmin adını söylediğinizde size tüm castı sayar, IMDB puanını söyler, enfes yorumu ile çok fazla spoiler vermeden filmi anlatırdı. Şanslıysanız birkaç gün sonra getireceği harici diskinden filmi kopyalamanıza bile izin verirdi. Kulakları çınlasın!
Bir gün bu arkadaşa Karl Marks'ın Komünist Manifesto'sunu okuyup okumadığını sordum. "Filmi var mı?" diye sordu. Komiğime gitmişti, biraz da garipsemiştim. Okumak gibi entellektüel bir aktiviteyi film izlemek gibi çoğunlukla boş zaman aktivitesi ile ikame etmek, insanın bilgi açlığını doyurur muydu hiç?
Dilimi eşek arısı soksundu. Bugün, Dante gibi ortasındayken ömrün, bir konuyu öğrenmek istediğimde ilk müracaat ettiğim yer görsel materyaller, Youtube videoları oluyor. Hani neredeyse biri yeni bir konsepti öğrenmemi istese ben de "Filmi var mı?" diye soracak kıvamdayım. Rahatlık mı dersiniz, yaşlılık mı bilmiyorum. Kınadığım şey geldi beni buldu zaar. Devam edelim efendim.
Belki de hem bendeki, hem de ahalideki bu trendin nedeni görsel materyallerin tüketimindeki verim, kolaylık ve yaygınlıktır. Durun bu konuyu biraz daha açalım.
Önceleri yeni bir şeyi araştırmaya başladığımda ilk yaptığım arama motorları vasıtası ile yazılı materyalleri kolaçan etmek oluyordu. Yazılı materyallerin kalitesini ilk elden anlamak gerçekten çok zor. Bazıları sadece SEO (Arama motoru optimizasyonu) için yazılmış yazılar, reklam kokan içerikler. Bazısında ilk birkaç paragrafı okumadan yazının gerçek kalitesini anlayamıyordunuz.
Üstelik bu meyve de değil ki vitamini kabuğunda olsun. Bazen yazılı materyalin okumaya değer olup olmadığını, ihtiva ettiği gerçek bilgiyi anlamak için yazılı materyalle biraz fazla zaman geçirmek, ortalarına doğru ilerlemek gerekiyor. Benim gibi sadede gelmeden lafı fazlasıyla uzatan bir yazara denk geldiyseniz, geçmiş olsun.
Oysa görsel içeriklerde böyle mi? Bir kere tüketim kolaylığı nedeniyle artık pek kişi ve kuruluş derdini anlatmak için görsel araçların imkânlarından istifade ediyor. Yazılı materyallerde göremediğiniz kalite ve güncellik video içeriklerde karşınıza çıkabiliyor.
Üstelik videonun süresi, aldığı beğeni ve yorumlar, yayınlanma tarihi, son zamanlarda gösterilmese de dislikelar, muhatap olduğunuz içeriğin ayıracağınız vakte değip değmeyeceği konusunda da size ipucu veriyor.
Ben ayrıca Youtube'un arama ayarlarında filtre kullanmanın da çok faydasını görüyorum. Aradığınız bir anahtar kelimede bugün, bu hafta, bu ay ya da bu yıl yayınlanan videoları listeleyebiliyor; ilgili videolar gibi, anahtar kelime ile birebir eşleşen videoları seçebiliyorsunuz.
Şunu da not etmekte fayda var. Google ve benzeri arama motorlarının arama sonuçlarında gösterdiği yazılı içerikler SEO konusundaki hileli tutumlar nedeniyle epey kirlenmiş durumda. Yine Youtube vesair mecralarda bulunan multimedya içerikleri de bu arama sonuçlarında layığı ile henüz yer bulamıyor.
Görsel materyalleri öğrenme sürecinde kullandığınızda yazılı tüketimin aksine olayın giriş, gelişme ve sonucunun nasıl cereyan ettiğini de bizatihi müşahade etmiş oluyorsunuz. Benim için öğrenme sürecinde çok önemli bir nokta olan bilgi sürecinde boşluk kalmaması takıntısı, videolardaki kompozisyonda (bence) daha rahat anlaşılabiliyor.
Daha önce bu köşede sözünü ettiğim video ayarlarındaki hızlandırma/yavaşlatma, alt yazı ekleme fonksiyonlarıyla da öğrenim sürecini ihtiyacınıza göre özelleştirebilirsiniz.
Hasılı son zamanlarda öğrenme süreçlerinde video materyalerinden çok istifade ediyorum. Okurlara da müsadenizle tavsiye ediyorum.
Yeni bir şey öğrenirken muhtaç olduğunuz kudret, arama motorlarının sonuçlarında keşfedemeyeceğiniz çok kaliteli içerikler video mecralarında mevcut.
Ne diyordu Konfiçyus:
Duyarsam unuturum,
Görürsem hatırlarım
Yaparsam öğrenirim...
İyi seyirler efendim.