Çocukluğumda yaşadığım ilçenin muhtelif yerlerine serpilmiş falanca ilin yahut ilçenin yardımlaşma ve dayanışma derneklerini görür bir anlam veremezdim.
Çoğunlukla kepenkleri kapalı olan bu dernek lokallerinin en iyi ihtimalle bir kahvehane gibi işletilip, okey oynandığını hatırlıyorum.
Bu derneklerin sosyolojik olarak ne büyük bir öneme sahip olduğunu yıllar sonra katıldığım bir cenaze vesilesiyle gerçek anlamda idrak ettim. Zira büyükşehirde yardımlaşma ve dayanışma maksadıyla kurulan bu dernek, acılı anlarında, büyük şehre göç etmiş hemşehrilerinin taziye kabulü, merhumun arkasından okutulan hatimler için büyükçe bir yer sağlamıştı.
Üniversiteyi ailemle yaşadığım şehirde okumuş olsam da yine bu hemşehri derneklerinin sosyolojik faydasını yurdun dört bir yanından üniversitemize sökün etmiş bölüm arkadaşlarımın yaşantısında da bizatihi gözlemledim. Bu dernekleri hem hemşehrisi olan öğrencilere sunduğu burs ve konaklama imkânlarından, hem de artık bir parçası oldukları şehirdeki sosyal yaşama adaptasyon konusunda bir sosyal ağ sağlama imkânları bakımından pek faydalı buldum.
Bu hemşehri derneklerinin büyük bir hızla dijitalleştiğini bir süredir müşahade ediyorum. Hem de öyle ki bu dernek ya da oluşumlar dijitale taşınırken bambaşka bir formda taşınıyorlar.
Hemşehri derneği dememe bakmayın siz! Dijital ortamda, örneğin Facebook gruplarında yeniden hayat bulan bu hemşehri grupları hem kapsam olarak genişliyor, zira mekan ve dernek lokali gibi kavramlardan beri oldukları için daha fazla sayıda hemşehriye ulaşabiliyorlar; hem de dijital dünyanın dayattığı doğal bir seleksiyon olan bilişim okur yazarlığı, topluluk yönetimi gibi yeteneklerle öne çıkan gerçek toplum önderleri sazı kolaylıkla ellerine alıp bigi paylaşımı ve dayanışmanın muazzam örneklerini sergileyebiliyorlar.
Bu gruplarda paylaşılan yörenize ait bir fotoğraf ya da video ile sıla hasretinizi dindirebilir, paylaşılan bir düğün haberi sizi sevindirebilir ya da bir taziye haberi ile eski günlere dönüp kederlenebilirsiniz.
Bendeniz büyüdüğüm ilçe olan Büyükçekmece'ye dair haberleri bu gruplardan alıyorum.
Bu grupların bir başka hoş tarafı da, yöre büyüklerinin de bu gruplarda yer alması. Malum Facebook, Twitter ve Instagram'ın aksine, orta yaş ve üzeri kişilerin en kolay adapte oldukları mecra.
Bu kimselerin hemşehri gruplarında paylaştıkları tarihi fotoğraflar ve anıların, teknolojinin kuşaklar arası iletişimi kopardığı iddiasının bir anti-tezi olabileceğini düşünüyorum.
Hemşehri grupları kuşaklar arası iletişimi yeniden tesis ederken, bir başka uyanışa da sebep oluyor. Bu eski fotoğraflara bakıp, plansız kentleşmenin, rantiyenin ne büyük bir yıkıma neden olduğunu; 50'lerden sonra ivme kazanan rantiyeci vurdum duymazlığın büyük bir vandalizm örneği olarak tarihe geçeceğini görebiliyorum. İki resim arasındaki farkı 7'den 70'e bölgenin tüm kuşakları aynı hüzünle bulabiliyor, yitirdikleri için birlikte kederlenebiliyorlar. Bu da dilerim yaşanan ve kanadımıza rengini çalan topraklarımıza kıymet göstermek konusundaki duyarlılığı da arttıracaktır.
Yerin altındaki fiber optik kablolarda uçuşan her bir veri byte'ına malum olsun, ben köyümü özledim.