Rus Uzay Ajansı Roscosmos, geçtiğimiz 14 Ekim Çarşamba günü, yeni model uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na 3 saat gibi çok kısa bir sürede 3 astronot göndererek rekor kırdı. Bu yolculuk eskiden yine Soyuz Uzay Aracı ile 6 saat sürüyordu. NASA’dan astronot Kate Rubins, Rus Uzay Ajansı Roscosmos’dan kozmonot Sergey Ryzhikov ve Sergey Kud-Sverchkov altı aylık bir süre için Kazakistan’daki Baykonur uzay fırlatma tesisinden uzaya fırlatıldı. Bu fırlatmanın diğerlerinden farkı ise astronot ve kozmonotların Uzay İstasyon’na eskiye göre iki kat daha kısa sürede gidecek olmasıydı. Ruslar gerçekten bu işi biliyor
Astronotlar uzaya Corona Virüsü taşımamak için Moskova yakınlarındaki Star City’de iki hafta ve ardından Baykonur’da 17 gün çok katı bir karantina altında kaldılar ve defalarca Covid testi yaptırdılar.
Uluslararası Uzay İstasyonu yaklaşık 400 km yukarıda ve saatte 27 bin 580 km hızla Dünya’nın yörüngesinde dönmektedir. İnsanoğlunun Dünya dışında inşa ettiği en büyük ve en pahalı araştırma laboratuvarına astronot göndermek çok da kolay değil. Fırlatıldıktan sonra uzay boşluğuna çıkmak ve sonra hızını arttırarak Uzay İstasyonu’nu yakalamak ve uygun hızla kenetlenmek lazımdır. Bu sürede defalarca Dünya yörüngesinde dönmek gerekiyordu. Ruslar bu uçuşta Dünya yörüngesinde sadece 2 kez döndüler ve üçüncüsünde istasyona kenetlendiler ve astronotlar 6 aylık yeni evlerine ulaşmış oldular. Böylelikle Ruslar Elon Musk’ın SpaceX şirketinin 19 saat süren yolculuğuna 16 saat fark atmış oldular.
Esasen Soğuk Savaş döneminde Ruslar ABD ile müthiş bir yarış içerisindedirler. Rusya ve Amerika iki süper güç. Bilimde genelde ABDhep bir adım önde. Ruslar arkadan geliyor. Zamanın ABD Başkanı Eisenhower ise Rusları gözetlemek için istihbarat imkanlarını araştırıyor. Casus uçaklar gönderiliyor fakat Ruslar bunu farkedip ABD uçaklarını bombalıyor. Bunun üzerine Başkan Eisenhower Uzay kavramını ortaya atıp oksijenin bittiği ve insanların artık normal nefes alamayacağı yerin başlangıcı olan 100 km üzerini hiçbir ülkenin hava sahası ilan edemeyeceğini söyleyip Birleşmiş Milletler’den onaylatıyor. Bu durumda bir yapay uydu yapılıp 100 km’den yukarıya atılırsa çok rahat bir şekilde Rusya’yı uydulardan gözetleyebilecek. Bu da kanunlara ters düşmeyecek ve başka bir ülkenin hava sahanlığını ihlal etmemiş olacak.
Bu şartlar altında ABD uzaya bir araç göndermenin planlarını yaparken Ruslar Rus bilim adamları ellerini hızlı tutarak 4 Ekim 1957’de Sputnik isimli uzay aracını uzaya fırlatıverdiler ve Amerika’ya müthiş bir gol attılar. Başkan Eisenhower’a ciddi eleştiriler gelmeye başladı. Çünkü Sputnik Uzay Aracı ABD semalarında dürbünsüz görülebiliyor ve bir frekansdan “biip” şeklinde radyo yayını yapıyordu. Amerikalılar Rusların Sputnik içine füze yerleştirdiğini ve kendilerini vuracaklarını zannediyorlardı. Başkan Eisenhower ise bu olayı sürpriz olarak bile karşılamadı. Çünkü kendisi de Rusya’yı gözetlemek için böyle bir proje üzerinde çalışıyordu. Halk arasında ise o gün müthiş bir korku hakimdi ve o gün için özel “Sputnik Moment” veya Sputnik Zamanı denilen özel bir tanım geliştirildi.
Bu gelişmeler üzerine ABD Almanya’dan 2. Dünya Savaşı’nda esir alınarak ABD’ye getirilen Alman bilim insanı von Braun’a görev verildi ve derhal uzaya uydu fırlatacak bir roket yapması istendi. NASA JPL’in şu anki mahallinde çalışmalarını yapan Braun ilk uzay aracını yaptı. Fakat ilk uçuş Ruslara misilleme yapmak için aceleye getirildiği için canlı yayında fırlatma esnasında patladı. Bir yıl sonra 1958’de NASA kuruldu ve Explorer I ile ancak uzaya çıkabildiler. O gün bugündür Uzay çalışmalarında Rusya ABD’den hep bir adım önde olmuştur. Ancak NASA’nın Ay’a ayak basmasıyla yarış ABD lehine başarı olarak yazılmıştır.
NASA uzay uçuşlarını 2011 yılına kadar uçak gibi inebilen ve 7 astronotun yolculuk yaptığı uzay mekikleri ile sağlıyordu. Bu araçların Uzay İstasyonuna varması 2,5 gün ve geri dönmesi de bir o kadar sürüyordu. 2003 yılında Columbia Uzay Mekiği’nin atmosfere giriş esnasında patlaması ve 7 astronota mezar olmasından sonra uçuşlara ara verildi ve kazanın nedeni araştırıldı. Uzun süren soruşturmalardan sonra bir sonuca varılamaması üzerine son bir kaç uçuştan sonra 2011 yılında bütün mekikler emekliye ayrıldı ve uzaya astronot gönderme işini bu yılın haziran ayına kadar Ruslardan yer kiralayarak halletti. Haziran ayında SpaceX firması 9 yıl aradan sonra yeniden uzaya astronot taşımaya başladı. Lakin bu yolculuk en az 19 saat sürüyor.
Ruslar ise eskiden uzay istasyonuna 6 saatte astronot gönderip 3,5 saatte geri getiriyorlardı. Artık bu süre 3 saat gidiş ve 3 saat dönüş şeklinde olacak. Bizde eskiden “git gel Konya 6 saat” derlerdi. Şimdi biz Ruslar’ın yeni model Soyuz araçlarıyla artık “git gel uzay 6 saat” diyeceğiz.
Biz uzay mevzubahis olunca hep NASA ile alakalı haberleri duyup yorumlarımızı NASA’ya göre yapıyoruz. Sebebi ise neredeyse her gün bir basın bülteni ile yapılan çalışmaları anlatılıp basınla ve sosyal medya fenomenleri ile paylaşılıyor. Hatta sosyal medya fenomenleri artık uçuşlara özel davet ediliyorlar ve NASA tesislerinden misafir ediliyorlar. Ayrıca NASA’nın müthiş bir halkla ilişkiler ve ‘Outreach’ takımı var ve hem halkı bilgilendirmek hem de yeni nesil gençleri uzay teknoloji konularında eğitmek ve gelecekteki çalışan kadrosunu şimdiden şekillendirmek için daha da önemlisi NASA’ya harcanan vergilerin boşa gitmediğini göstermek için müthiş bir çalışma içerisindeler. Diğer uzay ajanslarının böyle bir birimi olmadığı için basında bu başarıları pek duymuyoruz.
İki yıl kadar önce bizim de bir uzay ajansımız kurulmuştu. Aralık ayında ikinci yaş gününü kutlayacak. Bu iki yılda bir web sitesini dahi açamamış olması ve bir sosyal medya hesabının dahi olmaması ve bilgilendirme yapılmaması nedeniyle 2 yıldır ne yaptıkları konusunda hiçbir malumatımız yok. Kendi uzay ajansımız hakkındaki gelişmeleri yazmak isterdik lakin ortada henüz bir şey göremiyoruz. Ya da en azından ben bilmiyorum...