Neydi Aksa Tufanı’nın en çok yankılanan bölümü?
İzzettin Kassam Tugayları müzik festivaline saldırdı, yüzlerce kişiyi öldürdü.
Bunu savunur muyuz?
Savunmayız.
Sivil insanlar. Kendilerince eğleniyorlar. En azından o esnada kimseyle savaşmıyorlar.
Fakat Kassam Tugaylarının İsrail askerlerine saldırmasında, onları rehin almasında bir mütekabiliyet var.
Sonuçta işgal askerlerine saldırıyorsun. Fransız işgaline direnen Sütçü İmam kadar haklısın.
Peki tam olarak anlatıldığı gibi mi olmuş hadise?
Hayır.
Kassam’ın festivaldeki insanlardan rehineler aldığı doğru.
Festivaldeki insanları öldürdüğü muhtemelen doğru değil.
Önce İsrail devlet radyosu KAN’da ses kaydı yayımlandı. ‘Terörist’lerin kendilerine iyi davrandığını söylüyordu Yasmin Porat adındaki kadın.
İsrail polisinin müdahale sırasında herkese ateş açtığını, onlarca kişinin öldüğünü ölenlerin arasında erkek arkadaşının da bulunduğunu anlatıyordu.
Radyo spikeri birkaç defa tekrar etti soruyu.
“Alandakiler polisin açtığı ateşle mi öldü?”
Kadın her defasında “Kesinlikle” diye cevap verdi.
Aynı radyo programına gönderme yapan bir X kullanıcısı şu cümleleri paylaştı:
“Bu süre boyunca teröristler bize zarar vermediler. Bize içki içme fırsatı bile verdiler ve biz panik yaparken sakinleştirdiler. Durum gerçekten çok korkutucuydu ama şanslıydık, kimse bize zarar vermedi. Polis gelince her tarafa ateş açmaya başladı. Benimle konuşan bir silahlı adamla dışarı çıktık. Dışarıda dört kişi ölmüştü, sanırım polis öldürmüştü onları. Sonra silahlı adamı tutukladılar ve içerideki rehinelere ve silahlı adamlara yoğun ateş açılıp hepsini öldürdüler.”
Bu tanıklık, ‘teröriste ateş ederken rehineyi öldürebilirsin’ şeklinde özetleyebileceğimiz Hannibal Protokolünü akla getiriyor.
Günler sonra Haaretz İsrail güvenlik kaynaklarına dayanarak Yasmin Porat’ın söylediklerini doğrulayan, İsrail güvenlik güçlerinin festivaldeki insanlara ağır silahlarla ateş açtığını ve çok sayıda İsrailli sivili öldürdüğünü ortaya çıkaran bir haber yayımladı.
Başka örnekler de var.
“Hamaslı terörist Gazze’de kaçırılmış kız çocuğuyla. Altyazıda Arapça kayıp kız yazıyor. Bu bizim düşmanımız.”
Genç bir adamla kız çocuğunun videosu bu ifade eşliğinde 9 Ekim’de X’te paylaşılmış.
Teyit Org, videonun daha doğrusu tiktok gönderisinin orijinaline ulaşmış. Gönderi 8 Eylül tarihli. Yani Aksa Tufanı’ndan yaklaşık bir ay önceye ait.
İddiayı Reuters de yanlışlamış.
Bir video daha var.
Hamas tarafından müzik festivalinden kaçırılan 16 yaşındaki İsrailli bir genç kızın videosu.
“Sosyal medyada bir kadının erkekler tarafından linç edildiği ve ardından yakıldığı bir video paylaşıldı. Videonun İsrail’de müzik festivalindeki kadını gösterdiği öne sürüldü” diyor Teyit Org.
Sonra devam ediyor:
“Videodan alınan ekran görüntüleri üzerinden Yandex’te tersine görsel arama yaptığımızda 28 Mayıs 2015 tarihinde yayınlanan bir habere ulaşıyoruz. The Heat Magazine’de yer haberde Guatemala'nın Rio Bravo kentinde 16 yaşındaki kızın linç çetesi tarafından dövüldüğü ve ardından yakıldığına belirtiliyor.”
İnsanlık olarak pis bir propaganda makinasıyla karşı karşıya olduğumuz aşikâr.
Bunlar, propaganda makinasının ürettiği yalanlardan sadece birkaçı. Dar vakitte bu kadarını bulabildim.
Dünyanın her yerinde bulunur böyle makinalar ve her yerde iş görür.
Daha çok İsrail’in bütün insani sınırlara tecavüz eden terörünü haklı göstermek için üretilmiş.
Tabii ki Gazze’deki vahşetten üzerime bir şey sıçramasın, katledilen binlerce çocuğun, kadının, masum insanın acısından bana hisse düşmesin diye araya mesafe koymak isteyenlere de malzeme sağlıyor.
Demek ki böyle havalarda esen her rüzgâra kapılmamak lazım.