Filistin neresi. İşte şurası. Ürdün’ün ve Suriye’nin doğusunda, Lübnan’ın güneyinde Şeria ırmağı’ndan Akdeniz’e kadar.
“Nehirden denize kadar özgür Filistin” dediğin zaman bu coğrafyayı anlatmış oluyorsun.
Filistinlilerin toprağı.
Bir Filistinli bu topraklarda doğabilir mi?
Çok azı doğabilir. Sadece Batı Şeria ve Gazze’de ülkelerini terk etmemiş İsrail muhasarası altında kalmış olanlar.
İyi bir şey midir, kendi toprağında, annenin babanın yaşadığı evde doğmak?
Özgürsen, toprağın işgal altında değilse iyi bir şeydir.
Filistinlilerin çoğu kendi toprağında doğmaz. Bir mülteci kampında, sürgünde, ‘yersiz, yurtsuz’ doğar.
Vatanını kalbinde taşırsın.
“Ahir zaman ateşi”ni taşımak gibidir vatanını kalbinde taşımak. Arz üzerinde yanarak, tüterek dolaşırsın.
Milyonlarca Filistinli için bu bir yeryüzü cehenneminde yaşamaktır.
Arzın üzerinde yürüyorsun. Bastığın toprak yabancı.
Her yerde eksiksin, her yerde yaralı.
İki gün önce şehit olan İsmail Haniye için de böyle bir şeydi hayat.
Gitti Haniye. Zaten çok sıkı tutmamıştı dünyayı. Bir mülteci olarak doğdu. Mahpus yaşadı, sürgün yaşadı. Bütün acıları tattı. Rahmet olsun.
Çocukların öldürülünce ne hissedersin?
Torunların öldürülünce ne hissedersin?
Gövdeni nasıl bir ateş kavurur? O ateşe dayanabilir misin?
Yaşadıklarının hepsi gerçek. Ölümü de…
Gazze’de nasıl yaşanıyorsa ve nasıl ölünüyorsa aynısı.
Terazide, boş kafaların ürettiği bütün hamasetlerden, bütün palavralardan daha ağır.
Hamaset ağır mıdır?
Günah olarak evet. İyilik olarak hayır.
İyilik değildir çünkü. Bir tür kendini şişirmedir. Türkçede buna ‘şişinme’ diyoruz.
Şişinirsin. İçine hafif ve pis kokulu bir gaz dolar ve uçmaya başlarsın.
Uçarsın fakat uçmağa varamazsın.
Yükselirsin bir zaman, yükselir yükselir, sonra kötü kokunu etrafa saçmak üzere inersin.
Dünyada İsrail’e en uzak ülke hangi ülkedir diye sorulsa… Yani İsrail’e en mesafeli, İsrail’in tam zıddı, bir nevi anti-İsrail…
Her halde önce İran gelir akla.
Bütün sloganlar orada, esip gürlemelerin çoğu da.
Bizde de var esip gürleme, çok da gerilerde değiliz.
Ama bence hiçbir ülke gelmesin akla. Türkiye de gelmesin. Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Malezya ve saire.
İlle akla gelecekse Güney Afrika gibi bir yer gelsin.
Tahran’da vuruldu Haniye.
Eğer İsrail İran’ın tam ortasında gecenin bir yarısında, karanlığın içinde bir adamı havaya uçurabiliyorsa…
Ki uçurabildi.
Demek başka yerde de uçurabilir.
Ey büyük adamlarımız, patronlarımız, babalarımız, süperlerimiz, hepiniz İsrail’in müsamahası sebebiyle hayatınızı sürdürüyorsunuz.
Bu fazla mı oldu?
Fazla olduysa fazlalığını tesviye edin.
Yoksa bundan korktukları için mi her şeyi sükût geçiyor ‘İslam alemi’nin liderleri?
Haniye’nin İslam Aleminin en koyu yerinde şehit edilmesi bütün liderlerin karizmasını çizdi, hepsinin eteğini yırttı.
Mustafa Karaalioğlu dün bu hususta söylenebileceklerin tamamını söylemiş.
“İsrail katlettikçe giderek artan tek şey İslam dünyasının ve onun birbirinden aciz yönetimlerinin aşağılanmasıdır. Başka bir şey değil.”
Misilleme?
Pişman etme?
Muhterem abiler, anlaşıldı ki bunlar sizi aşıyor.
Susun lütfen. Boyunuzdan büyük laflar etmeyin. Yapamayacağınız şeyleri söylemeyin.