Yunanistan’la ‘karasuları’ ve ‘hava sahası’ ihtilafımız bitecek gibi görünmüyor.
Yunanistan karasularını 6 deniz mili olarak ilan etmiş.
Deniz dediğimiz Atlas Okyanusu olsa iki milin, üç milin fazla bir önemi olmaz.
Git, git deniz, arasan ada bulamazsın.
Halbuki Ege’de 3 bin civarında ada ve adacık var. Adaların bazısı Türkiye’ye çok yakın.
Mesela Sisam Adasının İzmir’deki Dilek Yarımadasına uzaklığı 1 deniz milinden az. 1575 metre. (1 deniz mili 1852 metre.)
Meis Adası Antalya’nın kaş ilçesine 2,1 kilometre mesafede. 1 Deniz milinden biraz fazla.
Böyle bakınca, ya adalar bizim karasularımızda ha bizim Kaş ilçesi Yunan karasularında!
Bir de sahibi anlaşmayla belirlenmemiş ufak kayalıklar var.
Kayalık denizin ortasında kendi başına dururken iyi de gidip bayrak diktiğin zaman sorun çıkıyor.
‘Kardak krizi’ öyle bir krizdi.
Yunanlılar bir papaz eşliğinde bayrak diktiler. Sonra bizim gazeteciler bayrak dikti. Sonra Yunanlılar kayalıkları ablukaya aldılar. Başbakan Tansu Çiller “O bayrak inecek, o asker gidecek” dedi. Bizim SAS komandoları Kardak’a çıktı, Türkiye ve Yunanistan savaşın eşiğine geldi.
Bu tür krizlerin bizdeki yankısı Yunanistan’dakinden farklı. Biz çok önemsemiyoruz. Halbuki Yunanistan’da Türkiye ile ilgili her şey büyük mesele.
Başbakan Erdoğan’ın ilk Yunanistan ziyaretlerinden biriydi. Atina’da biraz dolaştık. Pire’ye gittik. İbadete kapalı olan Osmanlı hatırası bir-iki camiyi ziyaret ettik.
Pire’deki iki limanın Rumca isimleri var. Fakat halk resmi isimleri kullanmıyor. Birine ‘Paşalimani’ birine ‘Kuçuklimani’ diyorlar.
Erdoğan ziyareti sebebiyle bazı anayollar trafiğe kapatılmış.
Erdoğan’ın ziyaretini soruyoruz taksiciye.
Yollardan şikâyet ediyor.
Erdoğan içinse, “Bayrak dikmesin yeter” diyor Kardak krizine gönderme yaparak.
Eğer isterseniz Kardak krizini model alarak Ege’de her gün sayısız kriz çıkarabilirsiniz.
Adalar çevresindeki Yunan karasuları 6 mil.
Yunanistan, hava sahasının 10 mil olduğunu ileri sürüyor.
Böyle olunca Ege’de Türk uçaklarının dolaşacağı hava sahası kalmıyor.
10 mili biz kabul etmiyoruz, 6 mile göre dolaşıyoruz.
Onlar da sadece kendilerinden menkul 10 mile göre davranıyorlar.
Bize göre Yunan uçakları ya da S 300’leri uluslararası hava sahasında bizim uçaklara kitleniyor.
Yunanlılara sorarsanız bizim uçaklar onların hava sahasını ihlal ediyor.
Öyleyse, bir hava krizi çıkarmak da çok kolay.
Halbuki, Yunanistan’ın ve Türkiye’nin kriz konuşmadıkları, kriz tartışmadıkları sakin dönemler de oldu.
Neden bugünlerde bu kadar gerginiz?
Lüzumundan dolayı mı?
Yunanistan’da bir erken seçim dedikodusu dolaşıyor.
Seçim erkene alınmazsa 2023 Ağustos’unda yapılacak.
Yani Türkiye’deki seçimlerle yakın tarihlerde.
Başbakan Miçotakis PASOK liderinin telefonunu dinletmekle suçlanıyor.
Türkiye’yle gerilim telekulak skandalının etkisini azaltabilir. Seçime doğru Miçotakis’e puan kazandırabilir.
ABD’nin ve Avrupa’nın Yunanistan’la daha bir müttefik olması da Miçotakis’e avantaj sağlıyordur.
Seçimler yaklaşırken Miçotakis’in mutedil davranması beklenebilir mi?
Çok zor.
Bizim taraf geleneksel olarak daha sakindir.
Fakat son zamanlarda medyada coşkulu elemanlar atıp tutuyor.
Siyaset?
Siyaset de coşkulu görünüyor.
Öyleyse, Haziran’a kadar gerilim.
İnşallah gerilimle kalır.
Çünkü, seçim yüzünden harbe tutuşmak güzel bir şey değil.
Böyle düşünürken, temennilerimin T 24’ten Steylo Berberakis’inkilerle çakıştığını gördüm.
"Kontrollü" olduğunu temenni ettiğim iki ülke arasındaki bu gerginliğin seçimlere doğru ilerleyen her iki hükümetin de işine yaradığına inanmaya başladım” diyor ve şöyle bitiriyor:
“Yeter ki kontrol elden kaçmasın. Yoksa yabancı gözlemcilerin ve gazetecilerin "Türk-Yunan komedyasına" benzettiği bu durumun, hiç yoktan daha trajik boyutlara yol açabileceğini de unutmamak lazım.”