Canlı Saat diye bir internet sayfası var. İçine bir de seçim saati koymuşlar. Baktım seçime 102 gün, 15 saat, 18 dakika, 15 saniye kalmış. Bugün itibarıyla 101 gün.
Seçim malum, yurt sathında yapılacak. Her kasabada, her köyde, her şehirde bir heyecan olacak. Belki bazı muhtarların seçilmesini dış güçler engelleyecek. Hatta belki dış güçler aza seçimine bile karışacak!
Kudüs’ün savunmasını Esenyurt’tan başlatan adaylar da gördük biz.
Ama muhakkak seçimin galibini ve mağlubunu İstanbul belirleyecek.
İstanbul’u Ak Parti’nin adayı kazanırsa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi rahat edecek. Mutlu olacak.
İBB Başkanı İmamoğlu yeniden seçilirse sadece CHP değil bütün muhalefet yeniden umutlanacak.
İyi Parti’nin alacağı oylar da merak edilmeye değer.
CHP’yle iş birliği yapmamak nasıl bir sonuç verecek?
Daha mı çok kazanacak, daha mı az kazanacak?
CHP-İyi Parti ilişkisi adım adım bir husumet hikayesine doğru ilerliyor.
Sonunda İyi Parti CHP’ye kaybettirdiklerini belki de kazanç hanesine yazacak.
Yaşasın kazandık! Yerine “Nasıl kaybettirdik ama!”
Ne olursa ne olacağını tartışmaya vaktimiz var.
Seçimi, bilhassa İstanbul’u kimin kazanacağı siyasi açıdan çok önemli.
Ekonomik açıdan o kadar önemli değil.
Malum ekonomide heterodoksiden çıktık, ortodoks olduk.
Günlük dile çevirirsek, sapıtmıştık, doğru yolu bulduk!
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ekonomimizi ince ince işliyorlar.
Ama tam istedikleri gibi işleyemiyorlar.
Bugünlerde asgari ücret görüşülüyor.
Belki ortodokslukta asgari ücrete zam yapmak caiz değildir.
Zinhar! Haram! Diye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini tutamıyorlar.
Önümüzdeki günlerde memur ve emekli maaşlarına yapılacak zam da görüşülür.
Emeklinin kafası bozuk. Seçime kadar onlara da bir şey vermek lazım.
Ortodoksinin kara kaplı kitabında zamma cevaz yoktur ama muhtemelen ona da karışmayacaklar. Sükût geçecekler.
Emekliye seyyanen verilecek beş bin lira ikramiyeyi de veresileri yoktu. Ayak sürüdüler. Sonunda verdiler.
Vermediğimiz kardır diyerek çalışan emekliyi dışta tuttular.
Çalışan emekli ağzını bozmaya başlayınca siyaseten telafi etme ihtiyacı duydular.
Tabii ceplerinde akrep var. Biraz gecikecek, muhtemelen ocak ayına sarkacak.
Bunları hesap ediyorlar mıdır?
Her ikisi de hesapçı, ne kadar geç verirsek o kadar iyi diyebilecek kadar...
Üniversite öğrencilerinin alacağı telefon, bilgisayar ve tabletler için vergi indirimi getirmişlerdi.
Sen paranın tamamını ödüyorsun, devlete evrak gönderiyorsun, eğer devlet uygun görürse, bir müddet sonra senden aldığı vergiyi sana iade ediyor.
Öyle nekesler ki talebeye verecekleri iadeyi bile ağırdan alıyorlar.
Vermezlerdi o iadeyi, o ikramiyeyi.
Asgari ücreti de arttırmazlardı. Memur ve emekli maaşlarını da…
Çünkü ortodoksluğa aykırı.
Ortodokslukta para musluklarını kısacaksın. Dar gelirlinin nefesini keseceksin.
Anca o zaman enflasyon düşer.
Neden 2024’te ciddi bir enflasyon düşüşü beklemiyorlar?
Çünkü maaşlara yapılacak zamlar enflasyon olarak geri dönecek.
Çok ortodokslar, ama istemeyerek yaptıkları ortodoksluk ihlallerinden dolayı mutlu değiller.
Gönüllerince ortodoksluk yapamadılar.
Yapasıları var fakat önümüz seçim.
Herkes için söylüyorum.
Herkes derken, siyasetten, devletten nemalanan tuzu kuru mütegallibe sınıfı veya üç dört maaşlı bulunmaz Hint kumaşı tufeyliler dahil değil.
Kendi halinde, normal ‘yurdum insanları’ dahil.
Bugünler iyi günleriniz.
Heterodoksinin tadını çıkarın.
Seçimden sonra Mehmet Bey’le Gaye Hanım bizi limon gibi sıkacak.
Ortodoksluğun dibini bulacaklar.