Netameli mevzu

Yusuf Ziya Cömert

Bazı konuları tartışmak daima sorunludur. O ‘bazı’ konuların, açılıp da gürültü-patırtı çıkmadığı vaki değildir.

Hangi konular olduğunu sıralamayacağım.

Siz biliyorsunuz zaten.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Cuma Hutbesinde açtı o konulardan birini.

‘Lutilik’le ilgili görüşler serdetti.

Bu kelimeyi sevmem.

Bir fiili, hayatı o fiillin toplumdan izalesi için mücadele etmekle geçen bir peygamberin adıyla tarif ediyoruz.

Kaba bence.

Lut Aleyhisselam duysa eminim o da sevmezdi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş konuyu açınca, doğal olarak, gürültü çıktı.

‘Doğal olarak’ deyince, gürültüyü çıkanların gürültü çıkarmaktan başka seçenekleri olmadığı anlamına gelen bir şey söylemiş olmayayım.

Piyasa sert. Bilhassa böyle hassas konularda.

Ve anladığım kadarıyla bu sahalarda kendi çapında kuvvetli lobiler var.

Ne dedi Diyanet İşleri Başkanı?

“İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti.”

Böyle dedi.

Doğru söyledi.

Eğer bu konuda bir şey söyleyecekse, ne söylemesini beklerdiniz Diyanet İşleri Başkanı’nın?

Dünyadaki bütün din adamlarının görüşü aşağı yukarı böyledir.

Belki üslupla ilgili öneriniz olur.

Şöyle deseydi, az söyleseydi, hayır çok söyleseydi, anasını ağlatsaydı, artık herkes kendi meşrebine, mizacına göre...

Sonra tepkiler başladı.

“Sesi çağlar ötesinden gelen bu şahıs.”

Acayip!

Belli ki cümlenin maksadı kötülemek.

Halbuki kötü bir şey değil çağlar ötesinden gelmek.

Ayrıca, dinler öyledir, çağlar ötesinden gelirler.

Sonra çağlar geçer, dinler kalır.

Bolşevizm bile gelir, durur, durur, durur, sonra gider.

Dinler, közün altındaki ateş gibi yeniden hayata dönerler.

Belki dejenere olurlar, ilk çıkışlarındaki safiyetlerini kaybederler, ama varlıklarını sürdürürler.

Metni kim yazdıysa, yormuş kendini.

“Aldığımız ibretse anılan şahsın içinde bulunduğu takvim yılında yaşamasına rağmen bundan sekiz-dokuz nesil önceki büyükleriyle aynı zihinsel ve dogmatik sınırlara sahip olmak için insan onuruna karşı gösterdiği büyük direnişten kaynaklanmaktadır.”

Düz bir tenkit metni yazsaydı fazla ilgi çekmeyebilirdi.

Biraz alengirli yazınca, laf şişti.

Ne yani? İçinde bulunduğu takvim yılında yaşayınca, Diyanet İşleri Başkanı’nın eşcinselliği savunmasını mı bekliyorsunuz?

Tövbeler olsun!

Sekiz-dokuz nesil önce dediğin, hangi sene?

Biraz zorlarsan Lale devrine kadar uzanır bu iş.

Sen, önceki nesillerin bu konularda ne düşündüğünü biliyor musun? Baktın mı hiç eski defterlere?

Eski olunca kötü, yeni olunca iyi.

Eski olunca yanlış, yeni olunca doğru.

Değil öyle.

Nice yanlışlar yapmış atalarımız.

Nice doğrular yapmış atalarımız.

Seri üretimden çıkmamış bütün akıllar bunu bilir.

***

Hepimiz bir şey söylüyoruz da...

Konu, bir toplumsal mesele olarak ve dini açıdan, ilmi açıdan ne kadar düşünüldü?

Veya hiç düşünüldü mü?

Düşünülse iyi olur.

Yanından geçmekle, üstünden atlamakla, çalıyı dolaşmakla hallolacak gibi bir mesele değil.

Hele sokakta, medyada, twitterda şurada burada tartışmak, tartışmak da değil, bir o tarafa bir bu tarafa sövmek hiçbir netice getirmez.

Tabii düşünmek zor. Hele böyle mevzuları düşünmek.

Çalışmak da zor. Çok çalışırsan adın çıkar!

Öyleyse bütün taraflar:

Sallamaya devam.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (26)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.