Biz enflasyona alışık bir milletiz. Demirel zamanında lisans eğitimi aldık, Özal’la doktora. Ecevit ve Derviş’le profesör olduk.
Erdoğan’la kurtulduk enflasyondan. Liradan altı sıfır attık.
Fakat yine Erdoğan döneminde enflasyon tahsilimiz yeniden başladı.
Eski enflasyonlarda fiyatlar azar azar artardı. Şimdi geometrik artıyor.
Yani katlanarak.
İki sene önce iki bin lira olan ev kirasının iki sene sonra beş bin lira olması gibi. Veya üç lira olan kıvırcığın bu sene 15 lira olması gibi.
Mesela Et Balık Kurumu bir günde yüzde 48 zam yapıyor. Sebebini de açıklıyor: Satış yerlerinde kuyruklar uzadı, bu yüzden zam yaptık.
Merhametli adammış. Kuyruktaki garibanlara acımış!
Niye böyle artıyor et fiyatları?
Efendim ihracattan. Eti dışarı satıyoruz.
Tamam, hızlı karar alalım, hemen ihracatı durduralım.
Çiçek yağı fiyatı da birdenbire arttı.
Neden?
Açgözlü tacirler yüzünden. Stok yapıyorlar.
Efendim belki stok da yapıyorlardır ama daha ciddi bir sebebi var.
Harp çıktı. Çiçek yağı getiren gemiler Rusya’nın limanlarında kaldı.
Tamam, Rusya’dan yağ gemilerini getirelim.
Şeker fiyatları da artmış. O niye?
Şeker fabrikalarını özelleştirince üretim azaldı. Ama önemli değil, Haziran’a kadar yetecek şekerimiz var.
Güzel, hemen müdahale edelim.
Neden hep kriz patlak verdikten sonra müdahale ediyoruz? Devletin olacakları önceden görüp tedbir alacak vasıtaları, kurumları yok mu?
Vardı. Şimdi kullanmıyoruz. İhtiyacımız kalmadı. Artık daha hızlı karar alabiliyoruz.
Böylece, yönetme külfetinden kurtuluyoruz, kriz bizi yönetmiş oluyor!
Enflasyon dört koldan kuşatıyor vatandaşı. Ev kiraları, elektrik, doğalgaz faturaları aldı başını gidiyor. Mübarek Ramazan yaklaştı. Pideler küçüldü, fiyatları büyüdü.
Domates, patates, kabak, fasulye, biber, karnabahar, turp, havuç, salatalık, portakal, mandalina, hepsi arttı.
Gübre, yem, süt… İşin kötüsü gübre çok arttı, buğday az arttı. Yem çok arttı, süt az arttı.
Gübre niye arttı?
Hammaddesi ithal olduğu için.
Geçen sene ithal değil miydi gübrenin hammaddesi?
Geçen sene de ithaldi ama döviz fiyatı bugünküne göre düşüktü.
Buğday fiyatı niye artıyor?
O da ithal. Bir de harp çıktı. Ukrayna ve Rusya en büyük buğday üreticileri, buğdayda kriz beklentisi var.
Biz niye o kadar çok buğday ithal ediyoruz?
İthal ettiğimiz buğdayı makarna yapıp ihraç ediyoruz. Bizim buğdayımız sattığımız makarnaya yetmiyor.
Öyleyse bu sene daha çok buğday üretelim. Dağ taş her tarafa buğday ekelim.
Edelim ama çiftçi buğday ekmiyor.
Niye ekmiyor?
Buğdayı ekmek için yaptığı masrafı buğdayı satarken geri alamıyor, tarlasını ekince zarar ediyor.
Sebeplerine baktığımız zaman son iki senedir boğuştuğumuz Covid salgınını görebiliriz.
Lojistik zinciri bozuldu. Navlunlar arttı.
Bu bir tanesi. Dünyanın her tarafında görebileceğimiz kısmı. Doğal olarak bize de yansıdı.
Başka ne yansıdı bize?
Başka bir şey yansımadı. Bundan sonrası yansıma değil, kendi beceriksizliklerimiz.
Beceriksiz olduğumuz için döviz fiyatları arttı. İki yılda üçe katlandı.
Merkez bankası bağımsız olabilseydi, ikide bir başkanını değiştirmeseydik, faiz sebep enflasyon sonuç itikadına saplanıp kalmasaydık bu kadar artmazdı.
Fiyat artışlarının yarısına Merkez Bankası’nı piyasanın gereklerine uygun kullanarak mâni olabilirdik. Yani mazot çıksa çıksa 10-12 liraya çıkardı, 20-25 lira olmazdı.
Bunların hepsi birbirine bağlı. Aksaray’da fren yapan otomobilin Şehremini’ndeki otomobilin durmasına sebep olması gibi.
Sen Ankara’daki Merkez Bankası başkanını görevden alıyorsun, Antalya’daki portakalın fiyatı artıyor.
Tuhaf. Niye her şey bu kadar birbirine bağlı?
Eşyanın tabiatı öyle efendim. Mesela çiftçi buğdaydan zarar edince tarlayı ekmiyor. Çiftçi tarlayı ekmeyince buğdayı ithal ediyoruz. Döviz fiyatı artınca buğdayın fiyatı da artıyor. Biz çiftçiyi desteklemek için vermediğimiz paranın daha fazlasını Rusya’daki çiftçiye ödüyoruz.
Görüldüğü gibi, enflasyon elinden geleni yapıyor. Çatır çatır muhalefet ediyor.
Kanunla, kararnameyle durdurulsa durduracaklar.
İktidar hızlı ama yanlış kararlarla enflasyona yardım ediyor.
Muhalefet bu süreçlere sadece gözlemci olarak iştirak ediyor.