Togg’un üretim bandını gösteren videoyu seyrettim. Muhteşemdi. Robotlar otomobilin aksamını yerli yerine yerleştiriyor. Makine üretim bandında ilerlerken her işçinin bir cıvata sıkmasından çok fazla bir şey bu.
Ama bir reklam filmi gibi. Aşırı hızlı. Sinemacılar bazı şeyleri yapabiliyorlar. Bunu da yapmış olabilirler.
Anlaşılan yapmışlar.
Fabrikanın içini gösteren bir başka videoda iki delikanlı fabrika inşaatının ince işlerini ikmal etmeye uğraşıyor.
Bitirirler ama, Mart’a kadar daha vakit var.
Şu anda fabrika açılmamış. Üretim bandında bir şey yok. İşlerin kabası yapılmış. Yavaş yavaş tamamlanır.
Türkiye otomotivin yabancısı değil. Birkaç otomobil markası Türkiye’de üretim yapıyor.
Koç 60’larda Anadol’u çıkarmıştı. Tofaş da 70’lerde Murat 124’ü.
Birinin reklamı sloganı “En iyi yerli”ydi galiba.
Murat 124 kutu gibi arabaydı. Ben motordan, otomobilden anlamam. Anlayanlardan duyduğum Anadol’un motorunun daha kaliteli olduğu. “Anadol’da İngiliz motoru var” derlerdi. Aslında öyle değilmiş, tasarımı İngiliz, motoru Ford’muş. Anadol’un kaportası metal değildi, polyesterdi. Bu yüzden ‘Murat’çılar “Kaportasını inekler yemiş” diye takılırlardı. Murat’lar Türkiye’de daha çok sevildi.
Renault ve Toyota da Türkiye’de otomobil üretti.
Bu üretimler sayesinde Türkiye’de hatırı sayılır bir otomotiv yan sanayii oluştu. Dünya kadar insan sektörde çalışıyor.
İyi bir şey yani, memlekete yeni bir otomobil fabrikasının açılacak olması.
Kim akıl etti bilmiyorum, ilan veriyorlarmış, “Togg alacağımdan arabamı satıyorum.”
Togg’u sulandırıyorlar bence.
Ayrıca sıra sana gelmeyebilir. İlk üç arabanın müşterisi belli. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev. Sonrakilere de bakanlar talip, en başta Mustafa Varank’la Nurettin Nebati. Araya daha hatırlı bir bakan girmezse tabii.
Togg’un elektrikli olması doğru bir karar. Eğer ortaya güzel bir otomobil çıkarsa Türkiye’deki otomotiv sanayiinin gelişmesinde önemli bir aşama olarak tarihe geçer.
Yani Togg’a çamur atmaya uğraşmanın alemi yok.
‘Türkiye vizyonu’nun içi doldurulabilir de boş da kalabilir. Nihayet bir siyasi konuşma.
Ama Togg bir fabrika. En azından açılınca öyle olacak. Memlekete faydası aşikâr. Hayırlı olsun.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçime kadar icraat alanını boş bırakmamayı planladığı anlaşılıyor.
EYT’ler, asgari ücret zamları, konut projeleri birbiri ardına gelecek.
Muhalefet ne yapacak?
Muhalefet seçimi kazandığı takdirde ne yapacağını tespit etmeye matuf çalışmalar yapıyor.
Eğer uzlaşabilirlerse ekonomiyi nasıl yöneteceklerini, ülkeyi içine düştüğü çıkmazdan nasıl çıkaracaklarını, iç politikada, dış politikada neler yapacaklarını, yargıyı nasıl düzelteceklerini anlaşılır bir biçimde kâğıda dökecekler.
Seçime nasıl gireceklerini kararlaştıracaklar. Nasıl bir kampanya yapacaklarını.
Ortak adayın etrafında nasıl kenetleneceklerini.
Bunların bir kısmını yapmak çok zor değil. Teknik işler ve kadroları bu işlerin üstesinden gelecek evsafta.
Fakat işin siyasi kısmı o kadar kolay görünmüyor.
Ortak adayın etrafında kenetlenmek için önce ortak adayı tespit etmek lazım.
Matematikte çözülemeyen problemler vardır, bilirsiniz. Bir çalışmada 11 problemden bahsedildiğini gördüm.
6’lı masanın ortak aday meselesi dünyanın çözülemez problemlerinin arasına girmeye aday.
Ahmet? Olmaz. Mehmet? Olmaz. Ayşe, Fatma? Onlar da olmaz.
Armudun sapı var, üzümün çöpü var.
“Türkiye kalkınacak ama mevzuat müsait değil” derdi rahmetli Erbakan.
Muhalefette kazanma potansiyeli var ama psikolojileri müsait değil sanki.
İçlerinde ürettikleri, zihinlerinde geliştirdikleri engelleri aşabilecekler mi?
Yeni engeller icat etme huylarını bırakacaklar mı?
Masayı dağıtmadan adaylarını belirleyip kendilerini Haziran’a atabilecekler mi?
Bu soruların cevabını ben bilmiyorum. Ayrıca benim bilip bilmemem çok önemli değil.
Onlar biliyor mu? Önemli olan bu.