Matematik, bildiğiniz gibi değil

Yusuf Ziya Cömert

Bizim eğitim müfredatındaki matematik son derece sıkıcı bir şey. Ve bu, ülkemizde yaşayan insanların tümü için büyük bir talihsizlik.

Düşünsenize, koca bir ülke matematikten korkuyor.

Korkmayanlar da matematiğe önyargılı.

Matematik katı. Matematik soğuk. Matematik kısıtlıyor. Matematik rahatsız edici bir kesinliğe zorluyor, oysa biz namütenahi bir esneklik, matematiğin hudutlarını aşan bir özgürlük istiyoruz.

Biz neymişiz be!

Bu kanaatlerin sorumlusu, ya müfredat ya da kendileri de matematikten pek nasiplenmemiş öğretmenler.

Matematik hiç de onların anlattığı gibi değil.

Düşünsenize, 1’i de, 500’ü de 4986’yı da ‘sıfır’la çarptığınız zaman ‘sıfır’ çıkıyor.

Keza, aynı rakamları ‘sıfır’a böldüğünüz zaman ‘sonsuz’ çıkıyor.

Sadece bu bile heyecan verici bir şey.

1’i sıfırla çarpınca daha küçük bir sıfır, 4986’yı sıfırla çarpınca daha büyük bir sıfır çıkması lazım diyen bir filozof geçmiş midir bu dünyadan?

Ben biraz geç fark ettim, kıymetini geç anladım matematiğin.

Gerçi, havuz problemleri dahil, bir noktaya kadar hiç zorlanmadım matematik derslerinde. Geometride de iyiydim.

Lisede cebir dersi başlayınca biraz patinaj yaptım. Trigonometriye intibakta da zorlandım.

Sinüs, kosinüs, tanjant, kotanjant diye bir şey icat oldu. Bu değerlerin nereden çıktığını anlatmadı öğretmenlerimiz. Sanki gökten inmişlerdi. Beni zorlayan bu tür izah edilmemiş unsurlardı diye düşünüyorum. 

Peki, matematiğin kıymetini anladıktan sonra oturup tahsil ettim mi?

Yok. Etmedim.

Ama seviyeli bir ilişki kurdum matematikle.

Hatırını sayıyorum.

Eksikliğinin toplumumuza maliyetini de görüyorum.

Olur olmaz her düşüncenin memleketimizde piyasa bulmasında matematik kıtlığının çok katkısı var.

Bence siyasetçilerimiz cemiyetin matematikle bir alışverişi olmamasından memnundur. 

Böylece taraftarlarını istedikleri her türlü saçmalığa inandırabiliyorlar.

Politikacıların abuk sabuk cümleler kullanmasında da, insanların bu cümlelere inanmasında da matematik eksikliğinin etkisi var.

İbrahim Eryiğit’in ‘Şiirin Matematikselliği’ kitabı elime ulaştığında, biraz da matematik hakkındaki ‘hüsnüzan’nım sebebiyle, sevindim. (S.R. Yayınları)

Hemen söyleyeyim. Kitabı okurken düşündüğüm şey: Bu kitabın yazarı, Ankara yıllarımdan arkadaşım İbrahim Eryiğit, ‘Matematiğin Şiirselliği’ adlı bir kitabı daha iyi yazardı.

Rahmetli Oktay Sinanoğlu bir sohbetimizde Türkçenin matematiğe en uygun dil olduğunu söylemişti. Hatta “Türkçe, matematiğin aynısı” cümlesini kullanmıştı. Bu da zihnimde yer etmiştir.

Yani, dili düzgün kullanmayı beceren bir insanın kendisi farkında olmasa bile matematikten nasipdar olduğunu düşünürüm.

Tersi de geçerli.

‘De’leri, -da’ları, ‘-ki’leri yerli yerine koyamayanlar dahil Türkçeyi kaşını gözünü yara yara konuşan hatiplerin, spikerlerin, sunucuların, aynı hataları yazılarında yapan yazarların matematik notlarının ‘gevşek’ olduğuna hükmederim.

Zevkle okudum kitabı. Benim için bir matematik dersi yerine geçti.

Bugün kitabın içine fazla girmeyeceğim.

İbrahim’in bazı bölüm başlarında tırnak içinde verdiği alıntılardan bir kaçını matematik hakkında daha çok fikir versin diye aktarmak istiyorum.

“Evren her an gözlemlerimize açıktır; ama onun dilini ve bu dilin yazıldığı harfleri öğrenmeden ve kavramadan anlaşılamaz. Evren matematik diliyle yazılmıştır; harfleri üçgenler, daireler ve diğer geometrik biçimlerdir. Bunlar olmadan tek sözcüğü anlaşılamaz; bunlarsız ancak karanlık bir labirentte dolanılır.” (Galileo)

Galileo, ‘sayılar’ demeyi atlamış olabilir mi? Belki de onu başka bir yerde söylemiştir.

Evrenin ‘matematik’ diliyle yazılmış olması, matematiğin İlahi bir lisan olduğunu da düşündürür mü?

Düşündürsün. Bence bir sakıncası yok.

Şu da çok güzel. Bence herkes yararlanabilir. Hatta vücut kitle endeksi ölçer gibi kendinizi ve başkalarını ölçebilirsiniz.

“İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini. Payda büyüdükçe kesirin değeri küçülür.” (Tolstoy)

Bir bölü bir, bir bölü ondan daha büyüktür yani.

Matematikte de, hayatta da.

İbrahim Eryiğit’in kitabına inşallah haftaya devam ederiz.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (86)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.