Zekâ küpü. Bazıları ‘sabır küpü’de diyor. Dünyadaki çok tanınan ismiyle ‘Rubik Küpü.’
Neden Rubik Küpü? Macar heykeltıraş ve mimar Erno Rubik tarafından icat edildiği için.
Dünyanın en çok satılan oyuncaklarından biri. Bildiğiniz küp. Üzerinde küçük kareler var. Kareler farklı renklerde. Küpün 6 yüzeyi olduğu için genellikle 6 farklı renkte.
Her rengi kendi yüzeyine taşıdığınız zaman bilmeceyi çözmüş oluyorsunuz.
Becerebilenler kolayca çözüyor. Dünya rekoru 3,47 saniye. Türkiye rekorunu Ahmet Güzel kırmış. 5,71 saniye.
Bildiğim kadarıyla standart çözüm yöntemleri var. Kendi başınıza, yöntemsiz, çok bocalayabilirsiniz. Bence bocalayın. Zihninizi çalıştırmış olursunuz. Hatta birkaç defa kendi başınıza çözün.
Sonra yöntemini öğrenip kolayca çözersiniz.
Türkiye’de ne kadar yaygın olduğu hakkında fikrim yok.
Bizim insanlarımız zihni fazla yoran işleri oyun da olsa, sanki sevmiyor. Ya da ben öyle zannediyorum.
Üç taş, daha kolay.
9 taş üç taşa göre zor ama küpe göre kolay.
Fakat yakın zamanlarda üç taş oynayan da görmedim, 9 taş oynayan da. Unutuldu zahir.
Dama oynayanları en son Fatih’te Kadınlar Pazarı’ndaki kıraathanede görmüştüm. Hatta resimlerini de çektim.
Bedenin idman yapması nasıl faydalıysa zihnin bu çeşit oyunlarla aktive edilmesi öyle faydalı.
Bunu okuyarak da yapabilirsin. Hatta daha iyi olur. Ama böyle oyunlar da idman sayılır.
Siyaset yazacaktık, nereye gittik. Uzadı laf.
Seçim yaklaşıyor. Vatandaş da bir karar verecek.
Kabaca iki seçenek var.
Birisi Cumhur İttifakı. Herhangi bir vaatte bulunması gerekmiyor. Zaten iktidarda. Yaptıklarını gösterebilir, bundan sonra da böyle devam edeceğim diyebilir.
Doğru işler de yaptı, yanlış işler de… Gerçi yanlış işleri dış güçlerin üstüne yıkmaya çalışıyor, inanan inanıyor inanmayan inanmıyor.
Olsun. Sonuçta her şey görünüyor. Hukuk, adalet, inşaat, dış politika, ekonomi.
Diğer seçenek Millet İttifakı. Değişik siyasi tonlardan oluşuyor.
Her birine ayrı ayrı sorsan, Türkiye’yi nasıl yöneteceğini, memleketin nasıl düzlüğe çıkacağını sana anlatır.
Hele nasıl bu hale geldiğini, ekonominin nasıl çıkmaza girdiğini daha iyi anlatırlar.
Sen de büyük ihtimalle ikna olursun.
Kürt sorunu? Göçmen sorunu?
Onu da anlatırlar, ama bakışlarında mutlaka farklar olur.
Dış politika?
Onda da farklar olur.
Söze ‘Rubik küpü’yle başlamamın sebebi bu.
Evet, 6 lider bir masanın etrafında toplanıyor.
Konuşuyorlar. Uzlaşıyorlar. En azından bir uzlaşma niyeti izhar ediyorlar.
Ama somut, kronikleşmiş sorunların altından birlikte nasıl kalkacaklarını, nasıl bir iş bölümü yapacaklarını, ayrı ayrı nerelerde uzlaştıklarını, nerelerde az nerelerde çok uzlaştıklarını ilan etmiyorlar. Ya da henüz ilan etmediler.
Cumhurbaşkanı adaylarının kim olacağı konusunu ise henüz açmadılar bile.
Söylemeseler de bu konuda herkesin bir fikri var.
O fikirlerin masaya konulması gerekecek.
Nasıl bir sonuca varacaklar?
Hatta bir sonuca varacaklar mı?
Seçim vaadi olarak ilan ettikleri, altına imza koydukları başlıca konu güçlendirilmiş parlamenter sistem.
Fakat onun gerçekleşmesi de -seçimi kazansalar bile- uzun ve çok aşamalı bir prosedürü zorunlu kılıyor.
Yani şu haliyle, enflasyondan, zamlardan bunalmış vatandaşın önüne sanki bir ‘Rubik küpü’ koyuyorlar.
Bakalım vatandaşın takati var mı küpü çözmeye?
Öbür tarafta iyi kötü çözülmüş küp varken.
Muhalefet eğer başarılı olmak istiyorsa küpü çözüp öyle koysun vatandaşın önüne.