Bak abi, Reis kesin kazanır bu seçimi. Ak Parti’nin havada karada yüzde 35 kemik oyu var. (Kemik oy da niye kemikse… Çelik de diyebilirlerdi niye demiyorlar?) Açlarından ölseler başkasına oy vermezler. Yüzde 3-5 de Reis’in şahsi fazlası var. Etti 38-40. 10 da MHP’den gelir 48-50. Yüzde 1 BBP’den gelsin, yarım da olsa olur. 2 de Fatih Erbakan’dan gelsin etti 52-53. Geçen seçimde de öyle kazanmıştı zaten.
Yine kazanır.
Hesap tamam. Bütün oylar yerli yerinde.
Bir taraftan bakıldığında böyle görünüyor. Böyle gördüğün zaman mutlu oluyorsun. Hiç olmazsa seçim gününe kadar.
Daha çok mutlu hissetmek istiyorsan her rakamı yarım puan, bir puan yüksek söyleyebilirsin. Olur yüzde 60. Karada ölüm yok.
Erbakan kendim gireceğim dediğinde, öyle bozuldun ki… “Babasının kemikleri sızlayacak! CHP’nin değirmenine su taşıdı!”
Halbuki babasının kemikleriyle alakası yok konunun. İktidar elden gidecek diye senin kemiklerin sızladı.
Neyse ki geri döndü, kemiklerinin sızısı geçti; babasının oğluymuş helal olsun Mücahit Erbakan!
Fatih Erbakan geri dönünce herkes geri döner mi? Bütün Yeniden Refahlılar Erdoğan’a oy verir mi?
Hepsi vermez.
Sırf Erdoğan’a oy vermemek için Yeniden Refah’a yönelenler rahatsız olmadı mı bundan?
Oldu.
Geri dönmeyenlerin bazısı Saadet’e gider mi?
Giden olur. Gitmeyen de olur. İnsanların kafası öyle bozuk ki nereye en ummadığın yerlere gidebilirler.
Ya Hüda Par? MHP’liler kızmaz mı Hüda Par’a? Ya da BBP’liler?
Böyle konularda eskisi kadar sinirli değiller. Munisleştiler. İyiler yani.
Bizdense yapsın, helal. Başkasına haram. Din iman da piyasada geçiyor.
Bizim iktidar olmak istememiz vatanseverlik, başkasının iktidar olmak istemesi vatan hainliği.
Tecrübe edilince hepiniz bozuluyorsunuz, bozulmayan bir siyaset şu memlekete nasip olmadı gitti.
Plağın arka tarafı: Gider mi iktidar?
Gider. Kaçarı yok.
Nereden baksan CHP’nin yüzde 25-26 oyu var. 15 de iyi Parti’nin etti 40-41. HDP de oyunu Erdoğan’a verecek değil ya Kılıçdaroğlu’na verir etti 51. Eh, Babacan, Davutoğlu, Gültekin de alsınlar birer ikişer.
Açık ara alır Kılıçdaroğlu.
Bu da aktarların yatıştırıcı terkipleri gibi muhalif mizaçlara iyi geliyor.
Fakat hesaba göre iktidar muhalefet toplam oylar yüzde 110’u buluyor.
Unuttuk! Muharrem İnce’nin oylarına yer kalmadı!
Muharrem ince ne yapar? Var mı dedikleri kadar çok oyu?
Pazar yeri tabiridir, daha çok fiyatlarla ilgili kullanılır. Sorarken de söylerken de.
“Baatlıcanı gaça diyalaa?”
“Beşe diyalaa.”
Kendisi demiyormuş, fiyat gökten nazil oluyormuş gibi.
Kendi dediği kadar yoktur, ama yüzde 5-6 vaaa diyalaa.
Sıfırken 5-6 olan 5-6 iken 8-10 da olur.
Muharrem İnce kimden oy alıyor?
Daha çok muhalefetten. CHP’den, İyi Parti’den. Daha az Cumhur ittifakının mahallesinden.
Muharrem ince yeni bir merkez sol partinin temellerini atmayı mı hayal ediyor?
Eğer Kılıçdaroğlu kaybederse atar, sahada boşluk olacak.
Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesinin müsebbibi olmamak kaydıyla.
Kaybetmezse?
Kaybetmezse bütün mahallelerde kentsel dönüşüm gibi yapılanmalar olur. Artık Allah kime verdiyse.
Diyeceğim, sayısız mizaç var, sayısız his, sayısız öfke, sayısız bıkkınlık, sayısız rüya, sayısız heves…
Siyaset sahasında bütün bu duygulara hitap edecek miktarda doğrular, yalanlar, saçmalıklar, gaflar, vaatler, kaprisler, laf sokmalar, ithamlar, entrikalar…
Kılıçdaroğlu’na kızıp Erdoğan’a, İnce’ye kızıp Kılıçdaroğlu’na verecekler…
Hepsine kızıp HDP’ye verecekler. Sandığa gitmeyecekler.
Eğer hikâye gördüklerimizden ibaretse, siyasetçilerin başka numaraları yoksa, küçük duygularla, küçük olaylar, küçük kaprisler, küçük artistlikler, küçük rüzgarlarla kazanacaklar ya da kaybedecekler.
Büyük resme bakmak lazım derler. Desinler.
Şeytan ayrıntıda gizli.
Küçük resme daha çok bakmak lazım.