Kader ağlarını ördü, herkesin attığı ilmiklerle.
Buna daha önce değinmiştim.
6’lı Masa’daki liderlerin her biri ilmikler attı. CHP lideri Kılıçdaroğlu, İyi Parti lideri Akşener, SP lideri Karamollaoğlu, Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Deva Partisi lideri Babacan, Demokrat Parti lideri Gültekin…
Kimi kendi önünü açmak için kimi başkasının önünü kapatmak için…
Ben ilmik milmik atmadım diyecekler vardır.
Atılmamış ilmiklerin de örülen ağın kompozisyonuna etkisi var.
Masanın dışından da ilmikler atıldı. En büyük ilmikler Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan. En büyük hamleleri de yeni seçim kanunu ve İBB Başkanı İmamoğlu’nun ‘ahmak’ davasından bilistifade yasaklanması.
İrili ufaklı sayısız çıkış, yapılmış yapılmamış bir dizi hamle 6’lı Masa’daki adaylık topunu CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun önüne getirdi.
Köprü yoluna girdik. ‘Köprüden önceki son çıkış’ tabelasını gördük.
Tabelayı geçene kadar bir sürpriz olmazsa Kılıçdaroğlu 6’lı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı.
Bu sonuç 6’lı Masa için iyiyse de kötüyse de mesulü 6’lı Masa’daki liderler.
Kazanırlarsa ‘biz başardık’ diyebilirler.
Kaybederlerse fail yine kendileri, başkasında kabahat aramasınlar.
Buraya kadarı 6’lı Masa’nın etrafındaki sorunun bir yönüyle ilgili.
Henüz kapağı açılmamış bir sorun yumağı daha var.
Seçim kapıya dayandı.
6’lı Masa Millet İttifakı’nın yerine yeni bir ittifak kuracak mı? Yoksa yeni partiler Millet İttifakı’na iltihak mı edecek?
Bu, soruların en kolayı. Çözmek istersen hemen çözülür. Fakat eğer kabiliyetin varsa buradan da kriz üretebilirsin.
Eğer kazanırlarsa hangi lider hangi icraat alanlarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak?
Seçim sonrasına matuf bir mesele fakat şimdiden insanların bir fikir sahibi olması lazım.
Buradan sorun çıkabilir mi?
“Daha dur, seçimi kazanmadık, kazanıp kazanmayacağımız bile henüz belli değil” deyip kriz çıkarmamayı başarabilirler mi?
Başarırlarsa kendilerine başaramazlarsa yine kendilerine.
Diyelim ittifakın genişlemesi konusunda bir uzlaşmaya vardılar, iş bölümünü de büyük bir sorun çıkmadan yaptılar.
Daha karmaşık bir mesele var.
Seçim kanunu değişti.
Eski algoritma geçersiz.
Zihinler yeni algoritmaya intibak etti mi?
Bu kolay bir iş değil. Her siyasetçi liste hesabından anlamaz. Kendisinin seçilecek yerde olup olmadığına bakar gerisine karışmaz.
Anlamak için teşkilat tecrübesi saha tecrübesi gerekiyor.
Partilerin içinde tabandan yetişme siyasetçiler var.
Muhtemelen intibak ederler.
Yeni kanuna göre ittifakın içindeki partilerin artık oyları ittifaka yeni bir sandalye kazandırmıyor.
İttifaka verilen oyların ziyan olmaması için milletvekili adaylarının ittifaktaki oy oranı daha yüksek olan partilerin listesine girmesi daha mantıklı görünüyor.
Kim kimin listesinden seçime girecek?
Hangi şehirde?
Kaçıncı sıradan?
Her bir parti seçilme ihtimali yüksek olan sıralardan kaç tane milletvekili adayı göstermeyi düşünüyor?
Gruptan aşağısı kurtarmaz mı?
Yani 20 vekil?
Yoksa Meclis’te üç beş milletvekiliyle temsil edilmek yeterli olacak mı?
Hayal ettikleriyle siyasi gerçeklik makul bir yerde buluşacak mı?
Yerel örgütler, il teşkilatları, listelerinde iyi bir sıraya konulan ittifak partisi adayını benimseyebilecekler mi?
Komşu partinin adayı yüzünden bir aşağı sıraya düşen ev sahibi parti adayı küser mi, küsmez mi?
Hazine yardımı almak için yüzde 3 oy almak gerekiyor.
Bu partilerin siyasi faaliyetleri için zaruri bir kaynak.
Daha baştan hazine yardımından feragat mı edecekler?
Yoksa başka bir formül buldular mı?
Bazı bölgelerde ortak listeden bazı yerlerde kendi partilerinden girmeyi planladıkları söyleniyor.
Bu yöntemle maksatlarına nail olabilirler mi?
Vakit daraldıkça bu sorunların kriz üretme potansiyeli genişliyor.