Köpek nasıl tazı olur?

Yusuf Ziya Cömert

Enflasyonun kitaplarda yazılı olan çözümü piyasadaki paranın azaltılmasıdır.

Sohbet ortamlarında ‘diyet’ bahsi açılınca hep hatırıma gelen bir diyalog var.

Arkadaşım Fuat Susuz’dan işitmiştim. Sürmene’de ya da belki Köprübaşı’nda iki arkadaş konuşuyorlar.

Biri, tazıların ayrı bir cins olduğunu ya bilmiyor ya da biliyor kasten soruyor:

Kopek nasi tazi olur?”

Arkadaşı cevap veriyor. O da kasten söylüyor olabilir:

Yedurmesun oni, yedurmesun oni olur tazi.”

Enflasyonun düşürülmesi de bir çeşit milli diyeti gerektiriyor.

Piyasada para azalınca talep azalacak, talep azalınca fiyatlar yavaş yavaş düşecek.

Herkes daha az yiyecek, daha az harcayacak.

Ya faizi düşürmek?

Faiz düşünce maliyet düşecek maliyet düşünce fiyat düşecek dolayısıyla enflasyon da düşecek.

Yani, ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ vecizesinin açılımı…

Bunun doğru olmadığı baştan belliydi, bir iktisatçı hariç bütün iktisatçılar biliyordu ama “O söylüyorsa doğrudur” felsefesinin faydasına inanan zevatın da tezahüratıyla bir müddet denendi.

Bir müddet ‘sapıttık,’ ‘heterodoks’ olduk.

O ‘müddet’ ‘nas’ kavramının altına sıkıştırılmış düşük faizle kredi alma imkanına sahip patronlar için güzel, mutlu bir müddetti.

Yüzde 10’la, 15’le kredi alıp dövizden ya da başka varlıklardan yüzde 50-60 kâr ettiler.

Ne kadar zenginseler, bir o kadar daha zengin oldular.

Ancak heterodoks deneme memleket sathında başarısız oldu.

Sonra tekrar ‘ortodoks’ iktisat ilkelerine döndük.

Bu dönüşün yönetimi sınırlarımızı aşan bir şöhrete sahip iktisatçımız Mehmet Şimşek’e verildi.

Şimşek, selefi Nurettin Nebati’ye laf sokmadı. Heterodoksi yanlıştır falan demedi, sadece ‘rasyonalite’ tabirini kullandı.

Bu tabir, kendisinden önceki uygulamaların ‘irrasyonel’ yani akıldışı olduğu iması taşıyordu ama doğrudan bir sataşma sayılmazdı.

Vergiler arttı, faizler arttı, fiyatlar, yani enflasyon da arttı.

Araya giren 31 Mart seçiminin hatırına ücretler de biraz arttı.

Hatta çay, buğday, fındık üreticilerine de eskisine göre iyi sayılacak fiyatlar verildi.

Seçim bitince ‘cicim ayları’ da bitti.

“İşçimizi, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” diye bir laf vardı, ara sıra kullanılıyordu.

O laf kaldırıldı.

Çünkü enflasyonu düşürmek için ücretlilerin enflasyona ezdirilmesi gerekiyor.

Seçimden hemen sonra “Asgari ücrete ara zam yapmayı düşünmüyoruz” lafı piyasaya çıktı.

Ardından yaş çaya üreticinin beklentisinin çok altında bir fiyat verildi. 25 lira yerine desteklemeyle birlikte 19 lira.

Rizeliler Fındıklı’da yaş çayı tabuta koyup camide çayın cenaze namazını kılarak iktidarı protesto ettiler.

Derken, buğday fiyatları açıklandı.

Bizim gazete haberi ‘Üretimden tasarruf’ manşetiyle verdi.

Biraz kinayeli bir başlıktı.

Hani devlet tasarruf edecekti ya.

Demek hububata düşük fiyat vererek tasarruf edecek.

Kaç kuruş oldu buğday fiyatı?

Kilo başına 925 kuruş.

Geçen yıla göre artış ne kadar?

Yüzde 12.

Peki bir yıllık enflasyon yüzde kaç?

TÜİK’e göre yüzde 75.

ENAG’a göre yüzde 120.

Geçen sene fiyatları Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat açıklamıştı.

Cumhurbaşkanımız her şeyi açıklamayı seviyor.

Bu sene o açıklamadı.

Başka bir yetkili, tarım bakanı falan da açıklamadı.

Sosyal medyadan duyurdular.

Demek biraz mahçuplar!

Tamam, işçi diyet yapacak. Çiftçi diyet yapacak.

Abi biraz da patronlar diyet yapsın?

Yüzde 15 faizle aldığı krediden yüzde 50-60 kar edip semiren patronlar.

Ya da tahakkuk etmiş vergilerini sildiğiniz beşli çeteden veya onların etrafından müteahhitler.

(Kimse alınmasın, Ak Partililer de kendi aralarında onlardan bahsederken ‘beşli çete’ diyor.)

Biraz da onlar tazı olsun?

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (43)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.