Dünyadaki en gelişmiş, en hassas, en kabiliyetli istihbarat örgütü hangisidir sorusunun cevaplarından biri Mossad’dır.
Filistinlilerin arasında casusları var. Duvarların arkasını, mağaraların içini görebilen, dinleyebilen alet edevatları var.
İstanbul’da bile bir yaprak kımıldasa yaprağın kımıldadığından Mossad’ın haberi olurmuş gibi bir imajı var.
Hamas’ın giriştiği operasyonun hazırlanması için bir sürü insanın aralarında iletişim kurmaları gerekiyor.
İsrail kentlerine atılan beş binden fazla roketin imal edilmesi için aylar süren bir lojistik faaliyeti ve üretim süreci gerekiyor.
Bunca faaliyet İsrail istihbaratına nasıl oldu da yakalanmadı?
İsrail’in dillere destan demir kubbesi çoğu Gazze’nin ara sokaklarında imal edilmiş derme çatma roketleri nasıl oldu da engelleyemedi?
(Bu son sorunun cevabı var. Demir kubbenin önleme kapasitesini aşmaya yetecek sayıda roketi aynı anda fırlatırsanız engelleyemiyor.)
Gazze’yi gözetlemek kolay aslında. Akdeniz sahilinde, 41 kilometre uzunluğunda, 6 ila 12 kilometre derinliğinde bir şerit. Biraz yükseğe çıksan tamamını çıplak gözle görürsün.
Bu dar şeritte 1,5 milyon Filistinli yaşıyor. İnsanlar tıkış tıkış. Kilometrekareye 4 bin kişi düşüyor.
Gazze’deki Filistinliler, aslında bütün Filistinliler 1940’lardan beri dünyanın gözü önünde büyük bir trajedi yaşıyor.
Vatanları İsrail rejimi tarafından gasp edilmiş.
Çoğu ülkesini terk etmiş.
İsrail Batı Şeria’da canının çektiği yerde Yahudi nüfusa yerleşim bölgeleri açıyor.
Aklına estiği zaman bölgeye girip asker sivil, yaşlı genç, çocuk, bebek demeden insanları öldürüyor. Evlerini yıkıyor. Gençlerini esir alıyor.
Kaç defa gördük, kefenlenmiş parmak kadar bebeklerin cesetlerini.
Bir Filistinli evini yıkan işgalci askere taş atsa hem onun hem ailesinin hayatı sönüyor.
Ara sıra canı burnuna gelen Filistinliler İsrail tarafına birkaç roket atıyor. Bunun üzerine İsrail, topuyla tüfeğiyle, tankıyla avuç içi kadar Gazze’nin üzerine çöküyor.
Şimdiye kadar defalarca gördüğümüz, bu öykünün orantısız bir biçimde tekrarı mahiyetindeydi.
İsrail imtiyazlıydı. İstediği kadar vuruyor, istediği kadar öldürüyordu.
ABD ve Avrupa bu vahşeti mazur görmekle kalmıyor, genellikle destekliyordu.
Bu defa öykü tekrar etmedi. Hamas, İslami Cihad ve Lübnan Hizbullahı’yla koordineli bir organizasyonla İsrail’e bir anda binlerce roket fırlattı ve anlatılanlara göre sınırdaki 50 noktadan İsrail’e sızarak operasyonlar yaptı.
İslami Cihad ve Hizbullah’ın mevcudiyeti İran’ın da organizasyona dahil olduğunun bir göstergesi.
Cephe genişler mi? Suriye’ye, Lübnan’a doğru?
Alametler var. Genişlerse savaş bütün Ortadoğu politikalarını değiştirir.
Kapsamlı ve başarılı bir harekattı.
Çok sayıda İsrail askeri esir alındı.
İsrailli yetkililer Hamas saldırılarında 600 kadar İsrailli’nin öldüğünü açıkladı.
Ölenler arasında sivillerin olup olmadığını sorgular mıyız?
Doğru olan sorgulamaktır. Doğru olan sivillere ilişmemektir.
Sonuçta İsrail açısından büyük bir şok. Büyük bir rezalet.
Bu bazılarımızın yüreğine su serpebilir. Hep Filistinliler mi ölecek? Bu defa da İsrailliler öldü işte.
O kadar basit değil.
İstanbul’da, Ankara’da oturduğun yerden Hamas lehine hamaset üretmek ucuz iş.
Şimdi ne olacak?
Oluyor şu anda. İsrail Gazze’yi bombalıyor. Muhtemelen önümüzdeki günlerde fiili işgale başlayacak. Gazze’yi yakıp yıkacak. Öldürebildiği kadar öldürecek.
Burada ürettiğimiz hamaset o gün kimin işine yarayacak?
Sadece kendimizin. Bir nevi tatmin.
Bu tatminlerin herhangi bir sorunu çözmediğini çoktan öğrenmiş olmamız lazımdı.
İsrail saldıracak, Filistinliler misilleme yapacak, Filistinliler saldıracak İsrail katliam yapacak.
Bu şekilde sorun çözülebilseydi 70 senedir çözülürdü.
Çözülmüyor.
Bir ara, 10-15 yıl kadar önce bir Amerikalı yazarın -maalesef adını unuttum- “ABD’nin İsrail’i barışa icbar etmesi lazım” dediğini hatırlıyorum.
‘İcbar’ kelimesi için ‘rape’ kelimesini kullanıyordu. ‘Rape’in daha yaygın anlamı ‘tecavüz’dür.
Bu söz bana doğru geliyor.
İsrail’in insan öldürme imtiyazının bitmesi ve barışa zorlanması lazım.
İsrail’e bu zorlamayı yapabilecek karakterde bir ABD’ye hiç rastladık mı şimdiye kadar?
Maalesef hiç rastlamadık.
Yani?
Yakında bir çözüm görünmüyor.