‘Eskiden buralar dutluktu’ tabirinin anlattığından farklı bir şey bu.
İnsanlar artık yolsuzluktan bahsederken helal olan bir kazançtan bahsediyormuş gibi konuşuyorlar.
“Beyfendinin çocuğunun okul taksidi vaaamış, ödeyveedik, u da Allah razı olsun işimizi görveedi” der gibi.
Hayır, böyle yolsuzluklar mahalle seviyesinde işleniyor, hayli masum, komik, insanlar bu tür yolsuzlukları yaparken Kiramen Katibin’in bunu defterimize yazacağını bile aklına getirmeyebilir. “Oncaazı mı yazcek meleklee, başka işleri yok da…”
Nereden dilime bulaştı bu Ege şivesi? Özgün olma ihtimali var; belki Balıkesir yıllarından kulağımda kalmıştır. Ege’ye bir kastım yok. Ankara’dan başlayarak bütün bölgelerimizde yolsuzluk yapılıyor. Ama şu anda bütün şivelerimizde ‘vakayı adiye’denmiş gibi konuşuluyor.
“Osmanlı’da Rüşvet” diye bir kitap okuyorum. (Prof. Dr. Ahmet Mumcu, İnkılap.) Orada gördüm, “Rüşvet zehirli bir ilaç gibi az olduğu takdirde toplumun bünyesine iyi gelir ama çoğu zararlıdır” diyenler oluyormuş.
“İlaç abi, memleketin işi görülsün diye. Ama fazla alma, fazlası zarar.”
Yolsuzluğun yolsuzluk sayıldığı vakalardan biri evvela Ergun Göknel’in sonra da SHP’nin başını yakan İSKİ yolsuzluğudur.
Bir görüşe göre İSKİ yolsuzluğu yüzünden Refah yükselmiş, iktidara gelmiş.
O, o zamanmış, günümüzde yolsuzluktan dolayı kimse oy kaybetmiyor.
İSKİ genel müdürü Göknel kurumun ihalelerini kendi şirketlerine vermiş.
Hey gidi… En iptidai yolsuzluk yöntemi. Şimdi yapanı değil yapmayanı dövüyorlar.
Bu şekilde büyük para ‘kazanmış.’
Artık ‘kazanmak’ diyorlar. Hani eski dükkanlarda yazılıdır. “Er-Rızku Alallah, el-Kâsibu habibullah.”
“Rızık Allah’tandır, kesbeden (kazanan) Allah’ın sevdiğidir.”
Kesbetmenin içinde bir çaba olması lazım, emek-kazanç bağıntısı. Helalliği oradan geliyor.
Eh, bizim adamlar da az uğraşmıyorlar dengine getirip cebi hümayuna müsahhar kıllak için.
Sonra, yolsuzlukla edindiğin mersedese binerken “Elhamdülillahi’llezi sahhara lena haza.”
Bunu bizim kullanımımıza veren Allah’a hamd olsun.
Karısıyla (Nurdan Erbuğ) bozuşmasa yolsuzluk ortaya çıkmayacakmış. Rivayet öyle.
Göknel, sorunsuz boşanmak için karısına 1 milyon dolar vermiş.
Günümüzde Nurdan Hanım’a “Ye bir milyon dolarını, sus, ne diye ortalığı karıştırıyorsun” demeye hazır kim bilir kaç kadın vardır?
Türkiye yeni bir yolsuzluk haberiyle çalkalanıyor.
Televizyonlarda münakaşa ediyorlar. Siyasetçiler yolsuzluk hakkında kulağa hoş gelen beyanatlar veriyorlar.
Hepsi, hiç yolsuzluk yapmamış gibi tatlı tatlı konuşuyor.
CHP’den bir iki kişi bir de avukat bir ofiste para sayma makinasıyla para sayıyor.
Para saymak sıradan bir iştir.
Herkes az ya da çok sayar.
Ama para saymanın videosunu çekersen sıradan bir iş olmaktan çıkar.
2019’da saymışlar. 15 milyon küsur.
İşte yolsuzluk, işte CHP!
Para sayma vakalarından sadece biri yolsuzluk, videoya çekilmemiş bütün para sayma vakaları temiz!
Benim, parti ayırt etmeksizin 15 milyon lira ve üstündeki yolsuzlukları yapanlara sövmeye müsait bir tabiatım var.
Hadi sövdük diyelim.
Kimlere sövmüş oluruz?
‘Onlardan’ olanlara, ‘bizden’ olanlara…
Daha büyüklere de sövmüş olur muyuz?
Ama ayıııp. Büyüklere sövülmez.
15 milyon liranın altındaki yolsuzlukları yapanları da aynı kapsama dahil etsek ne olur?
Dua yerine geçer.
Bir hocamız “Doğru yere söversen sadaka sevabı alırsın” diye fetva vermişti.
Günahı da sevabı da onun olsun.
İlk taşı yolsuzluk yapmayan atsın.
Abi, bizimkiler utanmaz.
Paçasından yolsuzluk aka aka atar taşı.