İkinci bir öğretmen var mı Asım'dan sonra?

Yusuf Ziya Cömert

Kafası serbest bir adamdı Asım Gültekin. ‘Ser-best’ nasıl serbest olabilir ki? ‘Ser’ demek ‘baş’ demek. ‘Best’ demek ‘bağlı’ demek. O zaman, ‘ser-best’ başı bağlı olur. Başın bağlı olursa nasıl ser-best olacaksın?

‘Ser-best’in hikayesi malumdur ya... Ben kendi bildiğimi anlatayım. (Hangi kitapta okuduğumu hatırlamıyorum.)

Osmanlı’da aklına esen İstanbul’a gelip keyfine göre gezip dolaşamazmış.

İstanbul’a gelmek için, ‘ser-best’ yani başı bağlı olmak gerekirmiş.
Kimlermiş bu başı bağlı olanlar?

Hangi şehirden veya köyden geliyorsa orada, çifti, çubuğu, işi gücü, çoluğu çocuğu olanlar. Yani, ‘ser-best’sen, ‘başın bağlı’ysa İstanbul’a girip ser-bestçe dolaşabiliyorsun.
Demek ki, insanın kafasının ser-best olması tamamen başı boş olması anlamına gelmiyor.
Asım’ın ‘ser-best’liği de öyle... Bir ‘bağ’lılığı var.

Ansızın, ‘birdenbire’ tükenen ömrü boyunca onu hep iyi şeylerin peşinde koşturan bir bağlılığı.

‘Birdenbire’yi niçin tırnak içine aldım?

Asım’ın son kitabı ‘Birden Bine.’ (İz Yayıncılık.) 9 Kasım 2019’da imzalamış. “Bin bir güzellik, rahmet, bereket, şifa duası ile.”

‘Bir’in üzerinde düşünürken “Şu ‘birden bire’ ifadesini düşünür müsünüz arkadaşlar” diyor Asım Gültekin. “Bir x y koordinatı düşünün; birden ikiye değil; birden başlayıp on’da değil; birde oluveren her şey! Birden bire olan, aniden olan; bizi hayrete gark eden bir oluş. Hızlı oluş. ‘Bir’den gelip ‘Bir’e gideriz arkadaşlar; birden yani Allah’tan geldik ve dönüş ‘Bir’edir; Allah’adır arkadaşlar.”

İşte öylece, Bir’den Bir’e gitti Asım.
Fatih Yurdakul’dan mesaj geldi ilk.
Eyvah!
Haber doğru!

(Senelerce önce, Asım Gültekin’in öldüğüne dair bir haber ulaşmıştı Yeni Şafak’a. Rahmetli Hamit Can bir taziye ilanı bile koymuştu gazeteye. Vahdettin Yiğitcan ve Mehmet Şeker ayrıntılı yazmışlar. Ben tekrar etmeyeyim.)

Kelimelerle hususi bir ilişkisi vardı Asım’ın.
Benim ‘ser-best’ kelimesinin etrafında dolaşmama benzer bir ilişki değil.
Ben de biraz takıntılıyım kelimelere. Ama Asım’ın ilişkisi benimkinden daha yoğun. Daha derin.

Çok da ser-best aslında. (Bu defa ‘başı-bağlı’ anlamına gelmeyecek şekilde serbest.)
Kelimeler hakkında sesli düşünür. Veya Karar’daki köşesinde yaptığı gibi yazılı düşünür. Bir kurala sıkı sıkıya bağlı olmaksızın.

Ben seviyorum insanların böyle düşünmesini. Serbest düşününce ‘başı bağlı’ düşünenlerin sittin sene yakalayamayacağı bazı gerçeklere ulaşabilirsiniz.

Öyle sanıyorum, -ehli olmadığım için ‘sanıyorum’ diyorum- Asım, bir çok kelimeyi kendine has yöntemiyle yakalamıştır.

Asım Gültekin’in, Kayıtlar Dergisi’nin çıktığı yıllarda, demek ki 1989 veya 90’da, Amasya Taşova’dan dergiye birkaç yazı gönderdiğini hatırlıyorum. Yanlış hatırlamıyorsam mizahi yazılardı. Nabi Avcı’nın ‘Molla Kasım’ını çağrıştıran yazılar.

Sonra İstanbul’a geldi Asım.
Yeni Şafak’ta da bir süre yazdı.
Mesleği öğretmenlikti.

Bazı öğretmenler vardır, görev yaptıkları okulda ikinci bir okul gibi çalışırlar. Öğrencilerle haşır-neşir olurlar. Dertleriyle dertlenirler.

Onları okuturlar, yazdırırlar, ufuklarını açarlar.
Asım o öğretmenlerdendi.

Aslında, okulun dışında, çıkardığı dergilerde, oturup kalktığı mekanlarda, yolunun düştüğü şehirlerde de fedakar bir öğretmen gibi ilgileniyordu genç insanlarla.

Bu tarafını rahmetli Cahit Zarifoğlu’na çok benzetiyorum.
İkinci bir ‘öğretmen’ var mı Asım Gültekin’den sonra?
Benim aklıma gelmiyor.

İnsanların, menfaatsiz kılını bile kıpırdatmadığı, parasız salavat bile getirmediği bir zamanda, madrabazların cirit attığı bir ‘piyasa’da, Asım, dünya kadar işi menfaatsiz, sadece içindeki aşktan doğan enerjiyle yaptı.
Temiz bir heyecanı vardı.
Mütevazı bir hırkası.
Dervişlik taslamadı hiç. Ama hırkasının içinde bir derviş yaşıyordu.
Ve asla unutamayacağım, sürekli yüzünde taşıdığı, taşkın olmayan, yapmacık olmayan bir tebessümü.

İçinde hile hurda olmayan bir tebessüm, hasenat olarak yeter bir mümine.
Allah ona umduğundan ziyadesini versin.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.