Yahudiler büyük bir zulme maruz kaldılar 2. Dünya Savaşı sırasında.
Şimdikiler değil. Şu anda hayatta olan Yahudilerin dedeleri, nineleri.
Kamplara dolduruldular. Almanya’nın işgal ettiği yerlerde kurulan sayıları 400’ü bulan gettolarda muhasara edildiler.
Özgürlükleri kısıtlandı. Aşağılandılar. İşkence gördüler. Öldürüldüler. Gaz odalarında imha edildiler.
Hitler gaz odalarını yaşlı, hastalıklı Almanları, Çingeneleri ve Yahudileri topluca öldürmek için de kullanmış.
Yaşlı, hasta Almanları tabii ki sağlıklı bir Alman toplumu inşa etmek için öldürmüş.
Nasıl sağlık politikası?
‘Otenazi’ buradan mı geliyor?
Hayır.
“Güzel ölüm” demek o-tenazi.
(Hitler, içindeki ‘nazi’ sesdeşliği yüzünden kelimeye sempati duymuş bile olabilir!)
Şimdi bazı ülkelerde var öyle bir uygulama. Ölümü bir kurtuluş olarak görüyorsan, mümkün olduğunca acısız bir ölümle ölmene izin veriyorlar.
Hitler’in Yahudileri topladığı ‘getto’lardan biri de Varşova gettosuydu.
400 bin kadar Yahudi birkaç bin de çingene hapsedilmişti Varşova’daki bu gettoya.
(Başka kaynaklarda değişik sayılar var. 35-40 bin civarında. 400 bin toplam sayı olabilir. Çünkü her gün Varşova gettosundan birkaç bin Yahudi kamyonlara doldurulup ölüm kamplarına götürülüyor, gidenlerin yerine yenileri yerleştiriliyordu.)
Bir gün, 19 Nisan 1943’te, her gün öldürülmektense bir defa ölürüz diyen Yahudiler, Polonyalı sol örgütlerle de yardımlaşarak, onlardan tüfek, tabanca, bomba temin ederek isyan ettiler.
Varşova gettosunda da Gazze’deki kadar değilse bile tüneller ve yeraltı karargahları vardı.
İsyan 4 haftada bastırılabildi.
Sonra Hitler’in askerleri, SS generali Jürgen Stroop’un komutasında gettoda büyük bir katliama girişti. Binlerce Yahudiyi öldürdüler. Getto’yu harabeye çevirdiler. Getto’daki sinagogu yerle bir ettiler. Getto’yu tahliye ettiler.
İsrail’in Gazze’de ve Batı Şeria’da Filistinlilere yaptığı muamele, amansız abluka, Gazze’de iki buçuk milyona yakın bir Filistinli nüfusun ufacık bir kara şeridine tıkıştırılması, etrafının muhasara edilmesi. Batı Şeria’da her gün birkaç Filistinlinin adına ‘yerleşimci’ denen katiller ya da İsrail askerleri tarafından öldürülmesi.
Yine Gazze’ye, aklına estikçe girip masum insanları, çocukları öldürmesi.
Bütün bunları yıllardır yapıyordu.
1948’den beri…
Bir gün Varşova gettosundaki Yahudiler gibi, Filistinlilerin de canına tak etmiş olabilir mi?
80 senedir ölüyoruz, bir defa ölelim tam ölelim demiş olabilirler mi?
Olabilirler.
Bıçak kemiğe dayandığında insanlar öyle bir noktaya gelebilir.
Şimdi Netanyahu büyük hocası Hitler’den öğrendiğini yapıyor.
Muhasara ettiği Gazze’de taş taş üstünde bırakmıyor.
Kadın, çoluk, çocuk, ne varsa öldürüyor.
Hastaneleri, ambulansları, camileri yerli bir ediyor.
Naziler’in Varşova gettosunu tahliye ettiği gibi Gazze’yi tahliye etmeye çalışıyor.
ABD Başkanı Biden da filosuyla, uçak gemisiyle Netanyahu katliamı güven içinde yapsın diye kapıda bekliyor.
Bu durumda, Netanyahu’ya Führer’in talebesi diyebilir miyiz?
Eğer Gazze katliamında İsrail’in yaptıklarıyla Varşova gettosunda Nazilerin yaptıkları arasında benzerlikler varsa, diyebiliriz.
Etraftaki Müslüman ülkeler ne yapıyor?
Belki de geleceklerini düşünüyorlar.
Oturdukları tahtlarını.
Filistin kurtulursa, özgür Filistin kurulursa eskisi kadar mutlu olamayabilirler.
Netanyahu’nun nasihatini kulaklarına küpe etmiş de olabilirler.
Nasihat’ten çok tehdide benziyor:
“Çıkarlarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapmalısınız; Sessiz kalın.”
Korktular zahir.