Dünyada 13,7 milyon Filistinli’nin yaşadığı söyleniyor. Yaklaşık 5 milyonu Gazze ve Batı Şeria’da yaşıyor.
7 milyonu çoğu Ürdün’de olmak üzere çevredeki Arap ülkelerinde ve dünyanın başka yerlerinde mülteci durumunda.
Mülteci olmak mı iyi kendi ülkende yaşamak mı?
Eğer kendi ülken İsrail işgali altındaysa büyük bir ihtimalle mülteci olmak daha insani bir durumdur.
İkide bir saldıran, öldüren İsrail askerleri yok. İkide bir yaşadığın köyün kasabanın dibine gelip çöreklenen pür silah besili yerleşimciler yok.
Neden 7 milyon Filistinli Filistin’de değil de başka ülkelerde yaşıyor?
Çünkü İsrail kurulurken ve daha sonraki yıllarda tacizlerle, katliamlarla, ihanetlerle yurtlarından çıkarıldılar.
1948’den itibaren her aşamada İsrail kendi toprağını Filistinliler aleyhine genişletti ve genişletmeye devam ediyor.
Dünyada hiç kimsenin aklına mülteci statüsünde olan 7 milyon Filistinli’ye dedelerinin toprağını iade etmeyi de içeren bir çözüm geliyor mu?
Gelmiyordur.
Filistin’in yakın tarihine dair metinleri karıştırırken 18 Temmuz 1936 tarihli Arapça “Filistin” gazetesinde bir karikatüre rastladım. Çerçevenin üstünde “Filistinli Araplara siyonist timsah” ibaresi var.
Kenarda bir İngiliz askeri dikiliyor. Ortada çerçeveyi neredeyse baştan başa kaplayan bir timsah.
Kocaman ağzını iki Filistinliyi yutmak üzere açmış.
Altında timsah konuşuyor:
“La tehafuu!!! Fe-se-ebteleaküm bi-selam…”
“Korkmayın!!! Sizi barışçı bir şekilde yutacağım.”
Karikatüristin imzası yok.
Adam, 90 sene önce ne olacağını görmüş.
Görmüş de ne yapabilir o karikatürle gerçeği göstermekten başka?
Yeryüzünün bütün galipleri timsahın yanındaysa?
O yıllarda henüz İsrail yok. Bütün dünya o ülkeyi Filistin olarak biliyor.
Şimdi İsrail var.
“Yok” demek hiçbir sonuç üretmiyor. Gerçeğimiz bu.
İsrail, vuruyor, kırıyor, öldürüyor, bombalıyor, yakıyor, kesiyor, biçiyor.
Bizler, seyrettiklerinden kimi memnun, kimi üzgün seyircileriz.
Kanlı ve acılı med-cezirlerle sürmüş Filistin-İsrail çatışması.
Filistin bir vurmuş, İsrail yüz.
Filistin’de ölüm ucuz, İsrail’de pahalı.
Filistinli’nin kaybedeceği şey çok az, zaten kaybetmiş. İsrailli varlıklı, canı kıymetli.
Savaşın gidişatını etkileyebilecek bir faktör bu. Ama nereye kadar?
Hiçbir reelpolitik savaşta sivillerin öldürülmesini mazur gösteremez.
İsrail askerlerinin öldürdüklerini de Filistinli direnişçilerin öldürdüklerini de. Bunu bir kenara koyalım.
Dünya, İsraillilerin öldürdüklerini hesaba dahil etmiyor, bunu da bir kenara koyalım.
Şimdi ne olacak?
Ortadoğu yeteri kadar karışık değilmiş gibi büsbütün karışabilir.
Crisisgroup.org adlı bir internet sitesi var. Bundan sonra ne olur başlığının altında ihtimalleri sıralamış.
“İsrail kara askerlerini sadece Hamas’ı cezalandırmak için değil aynı zamanda kaçırılan vatandaşlarını kurtarmak için Gazze’ye gönderebilir. Hamas rehineleri İsrail hapishanelerinde tutulan binlerce Filistinli mahkumla takas etmeyi düşünebilir ancak Hamas saldırısının büyüklüğü dikkate alınırsa bu yakın bir zamanda mümkün değil. Gazze’de en az yüz İsrailli esirin bulunması (tam sayı henüz tespit edilemedi) İsrail’in operasyonunu daha da karmaşık bir hale getirebilir. Böyle bir istila İsrail askerlerinin de öleceği ve Gazze’nin daha büyük bir yıkıma maruz kalacağı korkunç kanlı bir savaşa sebep olabilir. Filistin’in diğer bölgelerindeki Filistinliler Gazze’deki kardeşleriyle dayanışma için ayaklanabilir, İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrailli yerleşimciler geçen yıl da artan bir sıklıkla defalarca yaptıkları gibi bunu Filistin köy ve kasabalarını işgal etmek için bir fırsat olarak görebilir.”
Başka senaryolar da sıralıyor Crisis Group.
Hepsi kötü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012’deki Kahire ziyaretinde, Mursi henüz sağken ve iktidardayken, İsrail’in Gazze’deki saldırıları bütün şiddetiyle sürerken “Bundan böyle Ortadoğu’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demişti.
Bu söz bizim de hoşumuza gitmişti. Gerçek olmasını dilerdim ama maalesef olmadı.
Devran döndü. Ortadoğu’da her şey eskisinden kötü oldu.
Bundan, kendim için çıkardığım ders.
Hemen coşmamak, hemen gaza gelmemek, dünyayı daha derinlemesine okumak lazım.
Hiç hamasetsiz olmaz ama sırf hamasetle başarabileceğimiz bir iş yok.
Filistin’de ya da başka bir yerde…
Henüz herhangi bir şey iyiye gitmiyor.