Hangi kadının sesi?

Yusuf Ziya Cömert

Endişeli bir kadının sesi.

Kimin sesi olabilir bu? Hangi kadının?

Telaşlı bir kadının sesi.

Üzgün bir kadının sesi. Titreyen, ama hiç kulağınızı tırmalamayan.

Müşfik bir kadının sesi. Yumuşak, sanki yaranızı sarıyor. Sanki şefkatin sesi.

Yakaran bir kadının sesi, korkmuş bir kadının sesi, yoksul bir kadının sesi, asil bir kadının sesi....

Bu sesleri ayrı ayrı düşünün.

Hangi kadının sesi olabilir?

En iyi hangi kadının sesinde bulursunuz bu hisleri, bu halleri?

Belki annenizin sesidir, belki sevdiğiniz kadının, eşinizin, kızınızın, büyükannenizin.

Herkesin hayatındaki bir kadının veya birkaç kadının.

Sorduğum o değil. Yani hayatınızdaki kadınlar, anneleriniz, eşleriniz, kızlarınız değil.

Bütün bu hislerin ve hallerin seslerini temsil eden başka bir ses arayın.

Kimi bulacaksınız?

Kime ait o ses?

Ben arayınca, Yıldız Kenter’i buluyorum.

Benim hayatımda, bu hisleri ve bu halleri bir kadın sesine dönüştüren rakipsiz isim Yıldız Kenter.

Genellikle olumlu tiplemeler... Entrikacı bir kadının, isterik bir kadının, haris bir kadının, bir cadalozun sesi olarak yer etmemiş hafızamda.

Daha çok radyodan dinledim. Önce çocukluğumda, hatırlayan olur mu bilmem, bir ‘Uğurlugil Ailesi’ vardı. Süresini unuttum, beş dakikalık, bilemedin on dakikalık skeçler. Program aralarında verilirdi, dinlerdik.

Yıldız Kenter, Şükran Güngör, Müşfik Kenter, Çolpan İlhan, Tevfik Gelenbe, Erol Günaydın.

Kendi halinde bir İstanbullu aile. İşinde gücünde. Günlük telaşeleri var. Ne zenginler, ne yoksullar.

Çok yüksek bir sanatsal seviyeden bahsetmiyorum bu skeçlerle ilgili olarak. Temiz, masum bir aile ortamının, sevimli, yer yer komik diyaloglarla radyo imkanlarıyla canlandırılmasından bahsediyorum.

Televizyon yoktu zaten. Ama radyoda, herkesin erişebileceği bir mecrada temiz bir aile prototipinin canlandırması toplumda pozitif bir etkiye sebep olmuş mudur diye sorarsanız, olmuştur diye cevap veririm.

Belki dikkat çekmiyordur ama ‘Uğurlugil Ailesi’nde dinin hayata herhangi bir yansıması var mıydı’ diye sormak benim aklıma gelir.

Yoktu.

Ama kötülük de yoktu.

Yanlışlar doğruları götürdüğü zaman geriye iyilik kalıyor.

Zaman geçtikçe; kötüleri, kötülükleri gördükçe, iyinin, iyiliğin kendi başına çok büyük bir değer olduğunu anlıyorsunuz.

Bende kalan hatıra, iyi.

Çocukluk yıllarımdan itibaren kulağımda yer etmiş seslerdir, Müşfik Kenter’in, Yıldız Kenter’in, Şükran Güngör’ün, Çolpan İlhan’ın, Tevfik Gelenbe’nin (Bacı) ve Erol Günaydın’ın sesleri.

Ama zirvede Yıldız Kenter’in sesi var.

Tiryakisi olduğum radyo tiyatrolarında, sonra tiyatro sahnesinde, filmlerde, dizilerde.

Nasıl mümkün oluyor böylesine üst düzey bir performans?

Evvela Allah vergisi bir kabiliyetle.

Sonra bir çeşit adanmışlıkla, yani kendini yaptığı işe, sanata adamakla.

Sonra, yoğun ve sürekli bir çalışmayla. Çalışmak, insanın kendi takatinin sınırlarını zorlamasıdır. Böyle bir çalışmayla.

Kuvvetli bir mesleki eğitimle.

Burada, insanların dünya görüşlerinden hareketle bir münakaşaya girişmenin anlamı yok.

Bir-iki sıradışı çıkış. Bir taraftan bakınca anlamlı, başka bir taraftan bakınca lüzumsuz, saçma.

Bunlarla yargılayanlar vardır belki.

Benim tarzım buna uygun değil.

Hepimizin aynı kafaya sahip olmamız gerekmiyor ki...

Öte yandan, hepimizin işini iyi yapması -belki mümkün değildir ama- gerekiyor.

Yapamasan bile yapmak için uğraşmak.

Yıldız Kenter, işini iyi yaptı.

İz bıraktı. Hatıra bıraktı.

Ömrünü tamamladı, hayat defterini kapattı.

Sanatta, bilhassa tiyatroda yüksek bir seviyeyi hayatı boyunca sürdürdü. Bu kadarı bile saygıya layıktır.

Takdir etmekten aciz olanlar, hiç olmazsa biyografisine bakıp kendi alanlarında, kendi mesleklerinde ve kendi dünya görüşlerini muhafaza ederek onu örnek alsalar...

Ve bu örnek alma sayesinde toplam kalitemiz biraz yükselse...

Fena mı olur?

Şimdi nereden çıktı bu yazı? Birilerine selam verme ihtiyacı mı duydum? Amiyane tabirle öteki mahalleden?

Veya birilerinin gözüne mi girmek istiyorum?

Hiç işim olmaz.

Gönlümden koptu.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.