Ekonominin üç oğlu var.
Aslında yanlış söyledim. Ekonomi anasının gözü. Bir sürü meşru ve gayrı meşru çocukları var.
İkide bir karşımıza çıkıyor.
Kimi kız, kimi oğlan.
Kimisi iyi, kimisi kötü.
Bu sıralar daha çok kötülerle karşılaşıyoruz maalesef.
Fakat bugün bahsini etmek istediğim üç erkek çocuk. Üç hiperaktif oğlan.
Biri döviz. Dövizden bahsederken ‘Dolar’ diyeceğim, nüfustaki adı dolar, göbek adı Euro.
Biri enflasyon.
Biri de faiz.
Devletler, daha doğrusu, Türkiye’den bahsettiğimize göre hükümetlerimiz bunlarla yatıp bunlarla kalkıyor.
Bu üç oğlanın gönlünü etmeye, bir yerde sabitlemeye, ayaklarını yere bastırmaya çalışıyor.
Dolar, huysuz, hırçın, asabi, nazlı bir oğlan. Şefkatle yaklaşmamız gerekiyor, kızdı mı zapt edilemiyor.
Ah! Di’li geçmiş zaman kullanmalıyım.
Gelin bundan sonra di’li geçmiş zamanla devam edelim.
Ekonomistlerimiz, devlet adamlarımız doların gönlünü etmek için akla karayı seçiyordu.
Enflasyon da haylaz, laftan anlamaz bir oğlandı. Aklı bir karış havadaydı. Ayağını yere bastırmanın imkanı yoktu.
Faiz, güya ağabey olacak! Bu ikisini yatıştırma görevi ona ait. Ama ne gezer! O da ikide bir kardeşleri gibi azıyor. Ne ‘dur’dan anlıyor ne ‘sus’tan.
Dolar azıcık kımıldandı mı faiz ayağa kalkacak.
Doların başını okşayacak, yatıştıracak.
Fakat okşadıkça dolar daha çok azıyor.
Eh, bazen de yatışıyor!
Kimi zaman da piyasayla alakasız görünen meseleleri bahane ediyor fırlayıp çıkmak için.
Bir ara “ille de papaz’ diye tutturmuştu.
Papazı gönderdik biraz sakinleşti. Artık ne alakası varsa!
Enflasyonun bir gözü faizde, bir gözü dolarda.
Onları zıplarken gördü mü kendisi de zıplıyor.
Bizim bildiğimiz üç kardeşler, bu üç haylaz oğlan böyleydi.
Yani biz onları böyle bilirdik.
Sonra bazı şeyler değişmeye başladı.
Faiz, doları okşamıyor.
Aksine, çömeliyor.
Faiz çömelirken enflasyon da çömeliyor.
Ne hiperaktiflik kaldı ne haylazlık.
Oğlum ne oldu? Hap mı yutturdular size?
Ne yediniz, ne içtiniz de böyle güzelleştiniz?
Ekonomistler kendi lisanlarıyla anlatıyor.
Ben de böyle bir lisan tercih ettim, faiz düştükçe enflasyonun yatışmasını, doların fırlayamamasını temsili olarak anlatmak için.
Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?
Enflasyon mu faizden çıkar, faiz mi enflasyondan?
Bir münazara var ve münazaranın şimdiki safhasında eski münazaracılardan Cumhurbaşkanı Erdoğan müsabakayı önde götürüyor.
Şu andaki görünüm bu.
Muarızlar, bu üç hiperaktif oğlana hap yutturulduğunu düşünüyor.
En ağır basan görüş, devlet bankaları kullanılarak 20-30 milyar civarında fiktif döviz icat edildiğine ve bu yolla dövizin zapt edildiğine dair.
Hapın tesiri geçince oğlanların yeniden azacağını söylüyorlar.
Öyleyse bile, şu anda görüntü iyi.
Yani operasyon başarılı.
Mamafih arka tarafta ötekilerle pek haşır neşir olmayan bir oğlan daha var.
Hiperaktif falan değil.
Sessiz sessiz duruyor.
Oldukça gergin.
Bu oğlanın adı işsizlik.
Uzmanlar, sessiz fakat tehlikeli diyorlar bu oğlan için.
Patlarsa fena patlar; ortalığı dağıtır.
İnşallah, patlama noktasına gelmeden iyileştirilir; yoksa işimiz çok zor.
Bir de gayrımeşru çocuk var.
Kimse kabullenmiyor. Kimse üstüne yazılmasını istemiyor.
Uzmanlar o çocuğun adını söylemeye çekiniyorlar.
“Üç ‘y’den biri” bile diyemiyorlar.
Bakalım işler nereye varacak.
Düzelir inşallah.