Maddenin sakınımı kanunu’nu ilk öğrendiğimde biraz canım sıkıldı.
“Ne demek hiçbir şey vardan yok, yoktan var olmaz? Allah bütün alemi yoktan var etti” falan diye öğretmene çıkışmadım.
Ama içimden bu işin içinde bir bit yeniği var demişimdir.
Can sıkmaya lüzum yok, Allah yoktan yaratır maddeyi, ondan sonra bir daha yok olmaz.
Gördün mü? Din, kendisine bir yer buldu, bilimle kavga etme ihtiyacı duymadan.
Rahmetli Şakir Kocabaş insanlar sapla samanı karıştırmasın, elmayla armudu toplamasın diye bir kitap yazmıştı.
‘İfadelerin Gramatik Ayrımı.”
Siyasetçiler o kitabı okumakta geç kaldı.
Sapla saman, at iziyle it izi, birbirine çoktan karıştı.
Zamanla anladık, büyüklerimiz sapla samanı karışık seviyor!
Enerjinin sakınımı kanunu da maddenin sakınımı kanunu gibi.
‘Korunumu’ diye değiştirmişler ama aynı şey.
Enerji yoktan var edilemez, vardan yok edilemez.
Güneş veya rüzgar enerjisi elektrik enerjisine dönüşür, benzindeki kimyasal enerji kinetik enerjiye dönüşür, ama yok olmaz.
Ne olur?
Şöyle bir açıklama buldum, beğendim. (fizikdersi.gen.tr)
“Enerji üretmek fizik dilinde enerjiyi bir biçimden başka bir biçime dönüştürüp kullanılır hale getirmek demektir.”
“Enerji tüketmek, fizik dilinde enerjinin artık iş yapmak için kullanılamayacak bir biçime dönüşmesi demektir.”
Yani kaybolmuyor enerji. ‘İş yapmakta kullanılamayacak’ hale geliyor.
‘128 Milyar Dolar nerede?’ sorusunun fizik kanunlarıyla alakası var mıdır?
Biraz...
Eski başkan Naci Ağbal’ın bu sorunun cevabını araştırdığı için görevden alındığına dair bir rivayet var.
Doğru olabilir. Doğru değilse bile inanılmaya müsait bir rivayet.
Nerede 128 milyar Dolar?
Soruyu sormak bile caiz değil.
Afişi asana dava açılıyor, polis gördüğü yerde afişi patır kütür söküyor.
Ama Merkez Bankası’nın başkanısın. Bütün girdilere çıktılara erişimin var. İnsanlar da sorup duruyor. Neden araştırmayasın?
Ala meleinnas söylemesen bile kendin bilmek istersin.
Bence öğrenmek için araştırmıştır.
Belki de bulmuştur. Ama açıklamadı.
Yeni başkan Kavcıoğlu ‘düşük faizci.’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faiz enflasyonun sonucu değil sebebidir” teorisini ya inanarak ya da Cumhurbaşkanıyla aynı istikamette görüş belirtmeyi faydalı gördüğü için savunan bir akademisyen.
Geldi.
Faizi düşürmedi, çekindi faiz perisinden.
“Ağbal’ın izindeyim” demediği kaldı.
Ağbal Nisan ayına yetecek bir artış yapmıştı faizde. Ondan istifade etti.
Faizi düşürmedi fakat, 128 Milyar Dolar’ın nerede olduğunu açıkladı.
Ben, bir haber spikerinin bu açıklamadan dolayı derin bir nefes aldığını gördüm. Mutlu olmuştu adam.
Da, ne açıkladı Kavcıoğlu?
Enerjinin sakınımı kanunu gibi bir şey açıkladı.
Dolar vardan yok olmaz, yoktan da var olmaz.
Bir yere gitmedi, kaybolmadı, usulünce satıldı, yerine Türk lirası alındı, şeffaflık içinde, her şey yolunda...
Yani, ‘Doların sakınımı kanunu.’
Soru bu değildi ki.
Tamam, cari kurdan satıldı. Ama sattığın özel ya da tüzel kişi ertesi gün doların 8 liraya çıkacağını biliyor muydu?
İkiniz de iyi niyetli miydiniz? Bu alışverişten haksız kazanç elde eden her hangi bir devletlu veya devletsuz oldu mu olmadı mı?
Ayrıca, neden sattın?
Cahillikten mi?
Faiz arttırmak ya da sıkı para politikası uygulamak yerine döviz satmanın iyi olacağını mı düşündün?
Ya da ‘enflasyon faizden doğar’ teorisini ispat etmek için mi?
Merkez Bankası’nın rezervini eksiye düşürmek başarı mı başarısızlık mı?
Sonunda 128 milyar dolar, gitti, “Enerjinin tükenip artık iş yapamayacak bir biçime dönüşmesi” gibi, dönüştü.
Gerçi mutlaka iş yapılmıştır onunla.
Fakat sürtünme katsayısından dolayı biraz eksilmiştir.
Malum, bazılarının sürtünme katsayısı yüksek, bazısınınki düşük!