Memleketimizde bir seçim havası var. Neden acaba?
Bir erken seçim mi olacak?
Evvela etkili bir Kudüs diplomasisi. ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’e nakletme kararına karşı Birleşmiş Milletler’den kuvvetli bir çoğunlukla çıkan ‘ret’ kararı en azından Türkiye kamuoyuna Türkiye’nin bir başarısı olarak yansıdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı’nı acil toplantıya çağırması ve BM’deki oylamaya gidiş sürecinde aktif bir politika takip etmesi mutlaka Türkiye’ye bir prestij kazandırmıştır.
AK Parti’nin tabanında da safların sıklaşmasına yardım etmiştir.
Zeytin Dalı Harekatı da, AK Parti tabanından daha geniş bir kesimin duygularını milli mesele etrafında teksif etmesine sebep olmuştur.
Bunlara ilaveten, AK Parti ile MHP’nin ‘Cumhur İttifakı’nı mümkün kılan kanun tasarısında uzlaşmaları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçimine bütün muhtemel adaylardan birkaç adım önde girmesini sağlayacak önemli bir adımdır.
Bunlar, aynı zamanda bir erken seçim alameti midir?
İşte, AK Parti gece gündüz demeden il kongrelerini tamamlıyor.
İşte, ‘metal yorgunu’ parti yöneticileri ve bazı belediye başkanları değiştirildi.
Seçime en hazır parti, AK Parti.
Seçime en hazır Cumhurbaşkanı adayı, Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Yani, bütün şartlar müsait.
Tam zamanıdır. Gidelim mi seçime?
Şartların bu kadar müsait olması, AK Parti’de bir seçim motivasyonu husule getiriyor.
‘Erken seçim’ AK Parti kulislerinde de kuvvetli argümanlarla dillendiriliyor. Daha çok 2018 Ekim’ini telaffuz ediyorlar.
***
Seçimi erkene almanın başka gerekçeleri de olabilir.
Normal takvime göre, önce yerel seçim yapılacak.
Zamanında yapılacak bir yerel seçimin favorisi AK Parti’dir.
Fakat yerel seçimde muhalefetin her hangi bir sebeple bir iki mevzi başarı sağlaması... Mesela, Ankara’da veya İstanbul’da belediye seçimini kazanması, muhalefete Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde bir moral avantaj sağlayabilir.
Halbuki, yerel seçimle birlikte veya yerel seçimden önce yapılacak bir genel seçim, böyle bir riski ortadan kaldırır.
Şartlar, AK Parti’nin bir erken seçim kararı almasını mantıklı gösteriyor.
Daha önce de, mesela Cumhurbaşkanı Turgut Özal, kendisini avantajlı hissettiği 1987 yılında erken seçime gitmişti.
Fakat tersi de görüldü.
MHP, DSP’nin iktidar ortağıyken, MHP lideri Bahçeli, partisini avantajlı görmediği halde, normal zamanından bir buçuk sene önce erken seçim yapılmasına öncülük etti.
AK Parti iktidarlarında erken seçim alışkanlıkları ortadan kalktı.
Seçimler, sürekli yasaların öngördüğü zamanlarda yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, zaman zaman, dönemin siyasilerine, ‘Neden süreniz dolmadan iktidarı bırakıp kaçtınız?’ şeklinde tenkitler yöneltti.
Memleketin seçim havasına girmesi, gerçek bir erken seçim alameti değil de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilinçli bir tercihi de olabilir.
Kendi tabanını sürekli diri tutmak. Hazırlığa erken başlamanın avantajını kullanmak. Seçimin normal zamanı gelinceye kadar, siyaseten yapılması gereklerin hepsini kamilen yapmak.
Bunu tercih ediyor olabilir Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Çünkü kendisi de, kongrelerde ve meydan konuşmalarında sürekli normal zamanında yapılmış yerel ve genel seçimlere atıfta bulunuyor.
Hemen her konuşmasında AK Partililer’i ‘2019’a hazırlıyor. 2019’a hazır olup olmadıklarını soruyor.
Yani, seçimin normal zamanında yapılacağına dair deliller de kuvvetli.
***
Tamam, bu kadar saydın döktün de, ne diyorsun? Olur mu erken seçim?
Cumhurbaşkanı’nın söylemlerine baktığım zaman, ‘olmaz’ diyorum.
Fakat siyasettir. Şartlar, AK Parti için erken seçimi zaruri hale getirebilir.
Olursa şaşmam.
Ne yazıyor Mecelle’de?
Ez-zarurat, tübihu’l mahzurat.
Zaruretler, mahzurlu olan şeyleri mubah hale getirebilir.
Dikkatimi daha çok çeken şey, şudur.
AK Parti, yarın seçim olacakmış gibi çalışıyor.
Seçim zamanında olacakmış gibi de çalışıyor.
Muhalefetse, erken seçime de hazır değil, zamanında yapılacak seçime de...
Herhalde 2024’e hazırlanıyor.