Enflasyon mu faizden çıkar, faiz mi enflasyondan çıkar?
Bir iktisatçı bunu bir doktora tezi olarak çalışsa da memleket bir nefes alsa.
Ya da bir münazara yapılsın kim galip gelirse onun dediği olsun.
Bu denklemi çözememekten dolayı memleketin imanı gevreyecek.
Bazısı şöyle diyor: Bizim çok dış borcumuz var. Cari açığımız da var.
Dış borcumuzun sadece faizini ödemek için 20-25 milyar dolara ihtiyacımız var.
Ekonomiyi hareket halinde tutabilmek için ihtiyacımız olan döviz faize vereceğimiz dövizden daha fazla.
Şu durumda ülkeye döviz girmesi gerekiyor.
Kendi kendine girmiyor.
Akıllı yatırımlarla reel sektörü de canlandıramıyoruz. Kafamız her nedense o işe çalışmıyor.
İnşaata alışmışız, boyuna inşaat, boyuna beton.
(Allahtan savunma sanayiinde bir ilerleme kaydettik.)
Döviz kendi kendine gelmeyince cebinde dövizi olan yedi düvel mensuplarına bir jest yapmamız lazım.
O jest de yüksek faiz.
Berat Albayrak’ın görevden affedilmesine yakın Merkez Bankası Başkanlığı’na getirilen Ağbal müteakip para politikası kurulu toplantısında faizi 2 puan yükseltti.
Piyasalar Ağbal’ın uygulamasını beğendi ve döviz düştü.
Aslında, dövizin düşmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da hoşuna gitti ve hem bakan Lütfü Elvan, hem Ağbal hakkında olumlu ifadeler kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyondaki ve dövizdeki yükselişin yüksek faizden kaynaklandığı şeklindeki teorisinden vaz mı geçmişti?
Hayır, vaz geçmemiş.
Vaz geçmediğini ara sıra söylüyor.
İyi de Naci Ağbal bunu bile bile nasıl faizi yükseltti?
Bir defa yükselttiği yetmedi, geçen hafta bir daha yükseltti.
Hem de piyasalar 1 puan beklerken, 2 puan birden.
Bunu da beğendi piyasalar.
Hatta muhalefet Cumhurbaşkanı’na sormaya başladı. Hani faiz enflasyonun hem anası hem babasıydı?
Ardından, gece yarısı bir kararname. Hoop, Naci Ağbal Merkez Bankası’nın kapısının önünde.
Faizi yükselterek damarına mı basmıştı Ağbal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın?
İyi de Cumhurbaşkanı, görüşmüyor mu Naci Ağbal’la?
Yoksa görüştüler de Ağbal Cumhurbaşkanı’nı dinlemeyip bildiğini mi okudu?
Mümkün değil. Bu kadarını yapmaz.
Belki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığını görünce affını ister.
Şunu düşünmek aşırıya kaçmak mıdır?
Faizin yükseltilmesi gerektiğini biliyorlardı, Ağbal’a yükselttirdiler, vebali onun boynuna dediler. Yeteri kadar yükseltince değiştirdiler.
Bu, aşırıya kaçmak değildir, düpedüz saçmalıktır!
Ya da başka bir mekanizma çalıştı. Bir tür adam yeme mekanizması.
Berat Albayrak affedildi affedileli ekonomi yönetiminin altını oymaya çalışan acayip makina.
Yeni Merkez Bankası Başkanı bir profesör. (Şahap Kavcıoğlu.)
Faiz konusundaki görüşleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teorisine benziyor. Şöyle diyor:
“Merkez Bankası’nın yüksek faiz politikasında ısrar etmemesi gerekir. Dünyada faizler sıfıra yakınken bizde faiz artışına gitmek ekonomik sorunları çözmeyecektir. Çünkü, faiz artışları dolaylı olarak enflasyonun artmasına yol açacaktır.”
Tam nabza göre şerbet.
Yeni başkan uygulamalarıyla bu teoriyi kanıtlarsa memleket kurtulur.
Kavcıoğlu’nun göreve geldikten sonra yaptığı açıklama Naci Ağbal’ın göreve geldiğinde yaptığı açıklamaya benziyor.
Şu cümlesi sağlam. Belki de bir çekmecede her gelen başkan okusun diye muhafaza ediliyordur.
“Merkez Bankası enflasyonda kalıcı düşüşü sağlama hedefi doğrultusunda para politikası araçlarını etkin kullanmaya devam edecektir.”
Dikkat çekici bir cümle daha var:
“Para politikası kurulu toplantıları daha önce kamuoyuna ilan edilen takvime uygun şekilde yapılacak.”
Demek ki yeni başkan Ağbal’ın yaptığı faiz artışından hiç olmazsa birkaç hafta istifade etmek istiyor.
Yoksa, hemen, ivedilikle kolları sıvar ve faizi düşürerek enflasyona ve dövize kuvvetli bir darbe indirirdi!
Bu arada, Merkez Bankası başkanlarının görev süresi biraz kısaltılsa nasıl olur? 20 ayda dört başkan gelmiş. Ortalaması 5 ay ediyor.
Kabul ediyorum, bu da mantıksız.