Belediye seçimleri, havaya erken girdiğim kadar varmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan adayları açıklarken merak, heyecan ve endişe, insanların yüzlerinden, gözlerinden okunabilecek kadar barizdi.
Merakı, heyecanı anladık da endişe neden olabilir?
Aday adayının, bilhassa kendisini favori gören aday adaylarının ‘penaltı anındaki endişesi.’
Bu lafı Peter Handke’nin ‘Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi’ romanından uyarladığımı söylemem gerekir.
Aday gösterilecek miyim, gösterilmeyecek miyim?
Tatmadığım bir endişe, ama aday adayının iç dünyasındaki gerilimi tahmin edebiliyorum.
Sade aday adayında mıdır endişe? Hayır. Etrafındaki bütün adamlarda.
‘Müstakbel başkan’ın müstakbel çalışmalarında hizmete talip olması muhtemel yakın çevrede.
Ayrıca, karşısındaki adamlarda.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 40 ilin adayını açıkladı.
50 ilin adayını açıklayacak deniliyordu. Neden 40’a düştü? Bu da bir endişe kaynağı.
Acaba bizim ili İstanbul, Ankara ve İzmir’e karşılık olarak MHP’ye mi verdiler?
Zor soru.
Ama saçma bir soru değil.
MHP lideri Bahçeli’nin önerisiydi, yerelde Cumhur İttifakı.
Sonra bozuldu.
Bozulacağını tahmin etmiyordum. Bozulmasına şaştığımı da yazmıştım.
Düzelmesi, bilhassa İstanbul ve Ankara’da ittifakın lehinedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hissettiği lüzum üzerine yeniden tesis edildi ittifak.
Yani, dönüş yapan, ittifakın yeniden tesisine ihtiyaç hisseden AK Parti oldu.
Böyle bir şey, ikili ilişkilerde avantaj sağlar.
Bu vakada kime avantaj sağlamış olabilir?
Doğal olarak MHP’ye.
MHP, İstanbul, Ankara ve İzmir’de aday göstermekten sarf-ı nazar etti.
Devlet Bey ‘ön şartsız’ diyor ama, ittifakın hukuku, ‘ön şart’ olmasa bile bir ‘mütekabiliyet’ gerektirir.
Balıkesir’de bir endişe var. ‘Penaltı anındaki endişe’nin aynısı... Kulağıma kadar geliyor. Manisa’dan bahsediliyor. Adana’dan, Mersin’den bahsediliyor. Belki Kars, Ardahan...
Yoksa Trabzon da mı?
Yok canım, o kadar da değildir.
İstanbul ve Ankara’nın açıklanmaması da siyaset piyasasında istifhamlara sebep oldu.
İstanbul’da, Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın aday gösterileceğine kesin gözüyle bakılıyordu.
Açıklanmadı.
Piyasa, ‘Binali Bey’in şartları varmış’ söylentileriyle çalkalandı.
Bu ‘şartlar’ ilçe belediyeleriyle ilgiliymiş.
Rivayete göre, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın İstanbul’un ilçelerindeki ve teşkilattaki inisiyatifine yönelikmiş Binali Bey’in ‘şart’ları.
Temayül yoklamasında İstanbul, Ankara ve İzmir teşkilatlarından ‘iyi puan’ aldığı söylenen Süleyman Soylu’nun adı telaffuz edilmeye başlandı ‘fısıltı gazetesi’nde.
Malum, gazetelerde şiddetli bir alaka erozyonu var. Bu yüzden ‘fısıltı gazetesi’nin tirajı sürekli yükseliyor.
‘Fısıltı gazetesi’nin sorumlu müdürü, ilan sorunu yok.
Yanıltma ihtimali öteki gazeteler kadar.
Ama ‘fısıltı’ öteki gazetelere göre daha serbest.
Millet, belki serbestliğinden dolayı alaka gösteriyor.
Binali Bey’in ‘şart’ları varsa, Süleyman Bey’in de şartları olabilir. Öyle değil mi?
Neyse, bunlar henüz rivayet.
Ben, bu rivayetlere ‘kaynağından’ muttali olmadım. Etraftan işittim.
Artık önümüzdeki günlerde anlarız, doğru mu yanlış mı olduğunu.
Açıklanan adaylar arasında tanıdığım, bildiğim güzel isimler var. Muvaffak olurlar inşallah.
Bilmediklerimi zaten bilmiyorum.
Memleket için hayırlı olsun.