Nihat, tütün işçici bir ailenin beşinci çocuğu olarak Denizli Tavas’ta dünyaya geldi. 7 yaşında tütün tarlalarında çalışmaya başladı. Su dağıttı, getir-götür işleri, amelelik yaptı. Tütünler şişe geçirilirken parmağına battıkça hırslanıp “Okulun en iyisi ben olacağım” derdi. Ama ilk ve ortaokulu ilçesinde tamamladıktan sonra babası karşına geçip "Oğlum seni bu koşullarla okutamayız" deyince yıkıldı. Neyse ki okuldaki öğretmeninin yardımıyla son gününde Devlet Parasız Yatılı Okulu Sınavı’na başvurdu. Kütahya İmam Hatip Lisesi'ni kazandı. Lise okumak için evinden çok uzağa Kütahya’ya gitti, yatılı okudu. Oradan Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü'ne girdi, tavan arasındaki bir evde kalarak üniversiteden de mezun oldu. İngiltere'ye gitti ve Londra'daki South London Collage'da yüksek lisans yaptı.
Recep, 1960 yılında Erzurum’un İspir ilçesine bağlı köyde bir çiftçi ailesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Erzurum’da okudu. Lise eğitimi içinse uzaklara gitmesi gerekecekti. Ankara Atatürk Lisesi, 1886 yılında idadi olarak kurulmuş, 1908’de sultani olmuş, Anadolu’nun ilk 10 lisesinden biriydi. 1919’da Atatürk’ün ziyaret ettiği lise, cumhuriyetten sonra Ankara Erkek Lisesi adını almış 1938 yılında da adı Atatürk’ün izniyle Ankara Atatürk Lisesi olarak değiştirilmişti. 1960 yılından sonra yatılı bölümü açılınca Anadolu’dan öğrenciler kabul etmeye başlamıştı. Recep de, İspir’in bir köyünden Ankara’ya gidip yatılı okuduğu lisesinden Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmeyi başardı.
Nurettin, 1960’da olarak Giresun'un Alucra ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra 1974 yılında yapılan Devlet Parasız Yatılı Okulları sınavıyla Giresun İmam Hatip Lisesi'ni girdi. 1978 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi Ekonomi Bölümü'nü kazandı. Yüksek Lisansını Birleşik Krallık'ta bulunan Sheffield Üniversitesi'nde Para-Banka-Finansman alanında tamamladı.
Mehmet, Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Arıca köyünde, sekiz çocuklu, geçimlik tarım yapan bir ailede doğdu. Beş yaşındayken annesini kaybetti. İlkokula köyünde başladı, sonra öğretmen olan abisinin yanına Batman’a gidip okula orada devam etti. Türkçe’yi burada öğrendi. Ortaokulda imam hatipe gittikten sonra lise için Gercüş Lisesi’ne girdi. Oradan Ankara Siyasal İktisat Bölümü’nü kazandı. Birincilikle bitirdi. Bursla İngiltere’de University of Exeter'de master yaptı.
Naci, 1968 tarihinde yine bir çiftçi çocuğu olarak Bayburt'un Yoncalı köyünde doğdu. Pek çok başka Bayburtlu aile gibi ailesi iş imkanları için Çorum’a göç etti. İlk ve ortaokulu Çorum’da okudu. 1986 yılında mezun olduğu Çorum Lisesi, dönemin iyi liselerinden biriydi. Oradan kazandığı İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 1989’da mezun oldu. Exeter Üniversitesi’nde MBA masterı yaptı.
***
Fikri, Gümüşhane’ye bağlı Babacan köyünde doğmuşu. Ailesi İzmit’e göç etmiş, ilkokul eğitimini Hereke’de, ortaokul ve liseyi ise İzmit İmam Hatip Lisesi'nde tamamlamıştı. Oradan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Matematik Öğretmenliği Bölümünü kazandı.
Ömer, Adana Motor Teknik Lisesi'nde başladığı lise öğrenimini Adana Erkek Lisesi'nde tamamlamıştı. Gazi Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi kazandı, aynı üniversitede yüksek lisans yaptı.
1962 yılında yılında Kağızman’ın Bulanık köyünde doğan Ahmet, Kağızman Lisesi’nde okudu, oradan, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Gemi İnşa ve Makine Mühendisliği’ni kazandı.
Cevdet, Bingöl Merkez’e bağlı Şabanköy’de doğmuştu. İlk, ortaokulu Bingöl’de okudu. Bingöl Lisesi’nden 1983 yılında ODTÜ Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. Bölümü birincilikle bitirdi. Yüksek lisansını ABD Denver Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde, doktorasını Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde tamamladı.
Binali, Refahiye’nin Kayı Köyü’nde yedi çocuklu bir ailede doğdu. Köyündeki ilkokulda okudu. Dersleri çok iyiydi. Ailesi onu okuması için İstanbul’a amcasının yanına gönderdi. Küçük bir Anadolu köyünden İstanbul’a okumaya gelmiş bir çocuktu. 1967 yılında Beyoğlu’ndaki Piri Reis Ortaokulu’nu bitirdi. Amcalarının yanında kalıyordu ve artık kimse yük olmak istemiyordu. 1960’ların sonunda maddi durumu iyi olmayan öğrenciler için ilk tercih yatılı öğretmen okullarıydı. Sınavlarına girmek için başvurdu. Ama coğrafya hocası “Beni görmüyor musun, öğretmen olup ne yapacaksın” diyerek başvuru kağıdını yırttı. 1970 yılında Kasımpaşa Lisesi’ne girdi. Oradan da İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’ni kazandı.
***
İsmet, Sivas Gürün İlçesi’ne bağlı Güneş Köyü’nde hayvancılık ve çiftçilik yapan bir aileden geliyordu. Babası sevilen sayılan bir kişiydi, ilçeye bir devlet büyüğü geldiğinde muhakkak onunla görüşürdü. Belki de bu yüzden 1954 yılında doğan oğluna Adnan, 1961 yılında doğan oğluna İsmet adını verdi. Beş çocukları vardı. Tek geçimleri hayvanları ve tarlalarıydı. Eşi Turunç Hanım’a bir gün “Hayvanları satıp çocukları okutalım” demişti. Hem Adnan hem de İsmet okudular.
İlkokulu Gürün Cumhuriyet İlkokulu’nda, ortaokulu Gürün Ortaokulu’nda tamamlayan İsmet, Lise eğitimi için 1960’ların sonunda İstanbul Anadolu yakasındaki sayılı liselerden olan ve Anadolu’dan gelen çocukların parasız yatılı olarak girebildiği Haydarpaşa Lisesi’ne yatılı olarak girdi. Oradan İTÜ’de Denizcilik, İstanbul Üniversitesi’nde Hukuk okudu. Malmö’de Dünya Denizcilik Üniversitesi’nde master yaptı. Uzun yıllar kamuda ve özel sektörde denizcilik alanında çalıştı. Denizcilik müsteşarlığı, ardından seçim döneminde tarafsız Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Sonra, milletvekili seçildi, Meclis’e girdi. Savunma Bakanı oldu, ardından Meclis Başkanı seçildi, tekrar Savunma Bakanlığı’na getirildi. Ardından Mili Eğitim Bakanlığı’na getirildi. Bakanlığı sırasında Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı (TEOG) kaldırıldı.
***
Sivas’ın denize kilometrelerce uzak bir köyünden çıkıp, denizlere ulaşmasını sağlayan Haydarpaşa Lisesi olmuştu.
İsmet Yılmaz, bugünlerde kendi hayat hikayesinin de merkezinde yer alan lise seçimini yeni nesillerin nasıl yapacağını belirleyecek modeli Bakanlar Kurulu’na sunacak.
Bu modeli sunacağı kabinede Bakanlar Kurulu sıralarında Tavaslı tütün işçici bir aileden gelen ve lise için yatılı olarak Kütahya’ya gitmiş Nihat Zeybekçi, İspirli çiftçi bir aileden gelen lise okumak için Ankara’ya gitmiş Recep Akdağ, Devlet Parasız Yatılı sınavıyla lise okumuş Nurettin Canikli, sekiz çocuklu geçimlik tarım yapan bir aileden, hiç Türkçe bilmeden şehre abisinin yanına gidip Gercüş Lisesi’ni bitirmiş Mehmet Şimşek, Bayburt’tan göç ettikleri Çorum’da lise okuyarak üniversite kazanmış Naci Ağbal, Gümüşhane’deki köylerinden İzmit’e, imam hatip lisesinden ODTÜ’ye gitmiş Fikri Işık, Adana’da teknik lisede başlayıp, düz liseye geçip, siyaset bilimci olmak üzere Ankara’ya gelmiş Ömer Çelik, gemilerin çok uzağındaki Kağızman’ın bir köyünden Kağızman’da lise okuyup, İTÜ’ye gemicilik okumaya gelmiş Ahmet Arslan, Bingöl Lisesi’nden birincilikle bitirdiği ODTÜ’yü kazanan Cevdet Yılmaz, Yozgat Lisesi’nden Bekir Bozdağ, Birecik Lisesi’nden Eşref Fakıbaba, Afyon Lisesi’nden Veysel Eroğlu, Düzce Lisesi’nden Faruk Özlü, Plevne Lisesi’nden Süleyman Soylu da oturacak.
Masanın başında ise okumak için çocuk yaşta Erzincan’dan İstanbul’ gelmiş Binali Yıldırım.
Türkiye’de bütün eşitsiz koşullara, iller arasındaki uçurumlara, zorluklara, yokluklara rağmen insanların gelecekten ümitli olmasını, ülkeye inancını korumasını sağlayan en önemli motivasyon sınıflararası geçişkenliğin mümkün olması. Bunu yine bütün eşitsiz koşullara rağmen sağlayan şey de eğitim. Bu ülkede artık eskisi kadar güçlü sesle söylenemese de hala “eğer okursan adam olabiliyorsun.”
Okullar da bu geçişkenliğin kaldıraçları. Daha eşit ve birbirine yakın olan ilk ve ortaokullardan sonra farkın açıldığı ilk yer de liseler.
O yüzden yeni sistem ne olursa olsun torpilin, adam kayırmanın olmadığı, insanları doğdukları yerlere ve sosyal statülere hapsetmeyen, işçisin sen işçi kal demeyen, yukarı çıkan basamakların önünü kapamayan bir sistem olmalı.
Bunun kıymetini en iyi, yeni modele karar verecek bu bakanlar kurulu biliyor olmalı.