Lübnan, Zimbabwe, Türkiye, Mısır, Ruanda, Gana, Surinam, Sierra Leone…
İç ve dış güçlerin önünü kesmeye çalıştığı büyük Türkiye’nin bu ülkeler arasında ne işi olabilir?
Cevap, televizyonları kapattıktan sonra evde baş başa kaldığımız en somut hakikatimizle ilgili: Hayat pahalılığı.
TÜİK rakamlarına göre Türkiye’de mart ayında tüketici fiyatları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 50,51 arttı.
Türkiye, ‘düştüğü’ iddia edilen ama hala her şeyin pahalanmasına neden olan bu enflasyon oranıyla dünyada en yüksek enflasyona sahip 9’uncu ülke oldu.
Enflasyon oranı Türkiye’den daha düşük olan 10’uncu, 11’inci, 12’inci… ülkeler sırasıyla Haiti, Gana, Küba, Sierra Leone, Laos, Pakistan, Sri Lanka, Etiyopya…
Enflasyon oranı Türkiye’den daha yüksek olan sekiz ülke yine sırasıyla; insanların bankalardan kendi paralarını bile silahlı soygunla çekebildiği Lübnan, 1 kilo tavuk almak için kasaya bir kilo para bırakılan Venezuela, iç savaştan yeni çıkmış Suriye, Türkiye’nin 70’ler cosplay gibi olan Arjantin, inen uçaklara bile ateş açılan, iç savaşın sürdüğü Sudan, aylardır sokaklardan protestolarla sarsılan, ambargo altındaki İran ve haritada yerlerini çok az insanın gösterebileceği Surinam ve Zimbabwe…
Türkiye, enflasyon oranında dünyadaki 9’uncu ülke iken, Avrupa’da birinci, G-20 ülkeleri arasında ise Arjantin’den sonra 19. sırada.
O kadar ki Avrupa’daki en düşük enflasyonu olan ilk 12 ülkenin enflasyon oranlarını topladığınızda Türkiye’nin enflasyonu yapıyor.
Ama sokak röportajlarına, onlardan hallice olan tv programlarındaki iktidar sözcülerine bakılırsa “dünyanın her yeri aynı.”
Biraz daha bilgi sahibi olanlar pandemi ve Ukrayna savaşını mazeret olarak gösteriyor.
Halbuki bunlar da artık mazeret değil.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyatlarının martta aylık yüzde 2,7, yıllık yüzde 47,7 oranında gerilediğini açıkladı.
Böylece dünyada gıda fiyatları art arda 12 ay düşmüş oldu.
Yani ne pandeminin ve ne de Ukrayna savaşının etkisi kalmadı.
Peki, Türkiye’deki gıda fiyatları ne durumda?
Dünyada gıda fiyatları 12 aydır düşerken, TÜİK'e göre Türkiye’de gıda fiyatları aralıksız 31 aydır yükselişte.
Son iki senede dünyada gıda fiyatları yüzde 6 artarken Türkiye’de ise yüzde 187 arttı.
Türkiye'de gıda enflasyonu mart ayında yüzde 67,8 oldu
Bu oranla Türkiye, mart ayında dünyada gıda enflasyonu en yüksek beşinci ülke oldu.
Ama gıda enflasyon oran şampiyonları listesinde de yalnız değiliz.
Vaziyetin bizden daha kötü olduğu dört ülke sırayla; Lübnan, Zimbabwe, Arjantin, İran.
Gıda fiyatları Türkiye’den daha az artan ülkeler ise; Mısır, Ruanda, Gana, Surinam ve Sierra Leone.
Ama durumun vahametini istatistikler tam olarak anlatmıyor.
Bir noktadan sonra sanki bu rakamlarda anlatılan biz değilmişiz gibi bir yabancılaşma hissi oluşuyor.
Rakamlar ile günlük hayat arasındaki makası kapatmak için Avrupa’daki dört ülkede yaşayan dört arkadaşımdan yardım istedim.
Almanya, Hollanda, Fransa ve İngiltere’de yaşayan dört arkadaşım yaptıkları son market alışverişlerinden birinin fişini gönderdi.
Marketten temel gıda ve günlük temel ihtiyaç ürünlerini aldıkları alışverişlerine ait fişlerdi bunlar. Yani bizim her gün yaptığımıza benzer alışverişleri.
Alışveriş yaptıkları marketlerin bazıları indirimli, bazıları orta düzeyde marketlerdi. En ucuz fiyatları toplamadık. Nereden alışveriş yapıyorlarsa o marketlerin fiyatlarını esas aldık.
O yüzden fiyat karşılaştırmasında da ortalama olsun diye Migros sanal marketteki muadilleri esas alındı.
Alışveriş fişlerindeki temel ihtiyaç olmayan, daha kişiye özel ürünleri, aynı marketin sanal mağazasındaki daha sık alınan temel ürünlerle değiştirdim.
Ama esas olarak orijinal alışveriş fişine sadık kaldım.
Durumun vahametini anlayabilmek için bu yazı yazılırken ki son döviz kurlarını da yazalım.
Bu yazı yazılırken; 1 Euro, 21.36 TL’ydi. 1 Sterlin ise 24,24 TL.
Bizi kıskanan, oradan Türkiye’ye tatile gelen Türklerin burada yaşayanları nankörlükle suçladığı Almanya’dan başlayalım.
Arkadaşım Berlin’de yaşıyor ve alışverişi yaptığı marketin adı Lidl.
Önce şüphe edenler için orijinal fişi koyalım:
Alışverişe başlayalım.
Domates kg 2,096 Euro 29,90 TL
Mantar 500 gr 1,99 32,90
Muz kg 1,45 49.90
Elma kg 1,99 19,90
Tavuk kanat 1 kg 2,79 133,90
Tavuk but 1 kg 4,89 69,75
Dana Kıyma kilosu 12 279,90
Sıkmalık portakal 2,19 52,90
Taze soğan 0,65 16,90
Maydanoz, 0,99 7,90
Salatalık 500 gr. 1,69 14,25
Cheddar peynir paket (400gr) 1,49 85,50 ya da lüks kaçtığı için onun yerine taze kaşar 127,90 (400gr)
Barilla makarna 1,79 22,75
Şeker 1kg, 1,49 28,90
Beyaz un 1 kg 0,79 25,90
Kağıt havlu 4’lü 2,85 64,90
Çamaşır suyu 1,65 26,90
Bulaşık makinesi tablet 40 adet 1,35 153,90
Tereyağı 250 gr 1.88 74
Ayçiçek 1 litre 1.88 48.50 (Yudum)
Kuru soğan 1.99 29.90
Toplam: 49.886 Euro 1281,75
Şimdi 49, 886 Euroluk Berlin’deki market alışverişinin faturasını TL’ye çevirelim.
Yani 49, 886 çarpı 21,36 eşittir: 1,065 TL.
Şimdi de muadil ürünlerden Türkiye’deki Migros sanal marketten yaptığımız alışverişin toplamına bakalım: 1281,75.
Sonuç inanılmaz.
1 Euro, 21, 36 TL olmasına rağmen yani Almanya’da fiyatlar bizden otomatik olarak 21 kat fazla olmasına rağmen Berlin’deki bir marketteki gündelik temel gıda alışverişi artık Türkiye’den daha ucuz.
Son olarak Almanya’daki asgari ücreti de yazalım: 1920 Euro.
1920’yi bir zahmet yine 21.36’yla çarpın.
Peki, bu Almanya’ya, Berlin’e ya da o alışveriş yapılan markete özgü bir durum mu?
Kıta Avrupa’sından Londra’ya gidelim.
Londra’da yaşayan arkadaşım da yine orta sınıf bir market olan Asda’nın online mağazasından aldığı son ürünlerin fiyatlarını gönderdi.
Köpek maması, Hindistan cevizi sütü gibi elit kalemleri eleyelim.
Fişimiz şöyle oldu:
Zeytin yağı 1 lite 5,10 Sterlin 154 TL
Domates püresi 200 gr 0,60 10,90
Tuvalet kağıdı 6’lı 1,99 74,90
Kağıt havlu 2’li 1,19 48,90
Dana biftek 1 Kg 6,30 359
Tavuk butu 1 kg 6.00 112, 90
Kırmızı mercimek (yarım kilo) 1,35 22,50
Kahve 200 gr 2,5 79,90
Diş macunu 0,98 49,90
12’lik yumurta 2,45 46,90
1 litre süt 0,90 34,90
1 kilo soğan 1,10 29,90
2,5 kilo patates 1,60 35
200 gr beyaz peynir 0.90 24,50
TOPLAM 32,96 Sterlin 1083 TL
Londra’da yapılmış 32, 96 Sterlin market alışverişini 24,24 ile çarpıp TL’ye çevirelim: 798,95 TL.
Peki, bu alışverişteki ürünlerin Türkiye’deki muadilleri toplamı ne; 1083 TL.
Yani Berlin’deki durum bir rastlantı değil.
24 kat kur farkı bile Türkiye’deki fiyatların Londra’dan daha pahalı olmasını artık engelleyemiyor!
Bu arada İngiltere’de asgari ücret saatlik olarak 10,42 Sterlin. Yani bu market alışverişi alt sınıf bir İngilizin üç saatlik çalışmasına denk.
Asgari ücretin aylık ne kadara geldiğini ve bunun Türkiye’deki asgari ücretle kıyasını artık siz hesaplayın.
Üçüncü durağımız Hollanda’nın Rotterdam şehri olsun.
Şehrin orta üst sınıf marketi Albert Heijn’da alışveriş yapan, ürün tercihi konusunda organikçi, elit arkadaşımın alışveriş fişi önce.
Nazik arkadaşım Dutch dili bize hiçbir şey ifade etmediği için yanına Türkçelerini de yazmış.
Biz yine bu fişten daha sıradan günlük ürünleri seçip bir sepet yapalım.
Ispanak paket 1 kg 2,99 24,90
Somon Füme 4,99 144,90
Yarım kilo kıyma 4,19 140
Soda paket 0,99 23,75
Kabartma tozu 0,85 11,60
Maya paket 0,95 16
Esmer şeker 1,25 46,50
Gezen yumurta 3,99 72,75
Tahin 3,39 61,25
Taze soğan 0,82 16,90
Avokado 2,89 60 TL
Turp 1 kg 0,89 22
Tavuk göğsü 1 kg 4,9 99,9
Brokoli yarım kilo 2,14 47,90
Maydanoz 1,39 7,9
Çilek 1,49 29
Salatalık 1 kg 1,99 14,25
Ton balığı 3,99 44,5
Pirinç 1,99 36
Tereyağı 250 gr 2,89 74
Ayçiçek yağı (1 litre) 4,59 48,5
Zeytin yağı (1 litre) 7,49 154 TL
Yoğurt 2,59 29,5
Organik süt 1 şişe 1,69 47,9
Diş macunu 3,69 89.9
TOPLAM 69,02 1205 TL
Rotterdam’daki bu orta sınıf marketten yapılan alışveriş TL cinsinden 1474 TL tutuyor.
Bunun daha az kaliteli ürünlerle Türkiye’deki bir marketteki muadili ise 1205 TL.
21 katlık kur farkına rağmen neredeyse rakamlar birbirine yaklaşmış.
Bu arada Hollanda’da asgari ücret 1756 Euro.
Emin olmak için bir de dünyanın en pahalı şehirlerinden Paris’e gidelim.
Paris’te yaşayan arkadaşım orta sınıf Monoprix market zincirinden en son yaptığı temel gıda ve temel ihtiyaçlar alışveriş faturasını gönderdi.
Önce yine işimizi sağlam tutalım ve fişi koyalım.
Alışveriş fişindeki bazı temel gıda olmayan ürünlerin yerine aynı marketten temel gıda ürünlerini koyalım.
İşte bu da Paris market alışverişimiz:
Soğan (kg) 1,80 19,90
Portakal suyu 1,45 (1lt) 35
Peçete 100’lük 2,29 29,90
Tereyağı 250 gr.2,15 74
Yumurta (12li) 4,09 47,45 (10’lu)
Patates (2,5 kg) 4,99 34,975
Bulaşık deterjanı (500ml) 1,65 32,75 (500 ml)
Tuvalet kağıdı (6’lı) 2,75 74,90 (8’li)
Süt (1lt) 1,75 7 27,50
Kıyma (kg) 12,90 279,90
Tavuk kanat (kg) 5,54 133,90(kg)
Keçi peyniri (180gr. ) 13,83 123 (200 gr.)
Toplam: 55, 19 Euro. 953,19
Paris’te orta sınıf bir marketten yapılan market alışverişi 55,19 Euro yani 1178 TL. Daha az kaliteli Türkiye’deki muadilleri 953 TL tutuyor. 21 katlık kur farkı Türkiye’deki enflasyon yüzünden neredeyse 1,5 kata düşmüş.
Yine Fransa’da aylık asgari ücret 1353 Euro. Yani en düşük ücretli 28.900 TL alarak bu alışverişi yapıyor.
Fransa’daki bir asgari ücretli bu alışverişi ayda 21 kez, Türkiye’deki bir asgari ücretli 10 kez yapabilir.
Tablo felaket.
Türkiye’deki enflasyon o hale geldi ki Avrupa’daki ülkelerle olan 20 kat üzeri kur farkını bile kapattı ya da kapatacak.
Nasıl Bulgarlar alışveriş için Edirne’ye geliyor, eğer komşu olsaydık herhalde biz de daha karlı bir market alışverişi için Berlin’e ya da Londra’ya gidebilirdik.
İşte Türkiye’nin herkesi ilgilendiren esas büyük meselesi; hiçbir terör suçlaması, savaş gemisi, din popülizmi, Ayasofya Camii propagandasıyla örtülemeyecek esas büyük hakikati budur.
İktidar bütün maharetiyle bu büyük gerçeğimizi örtmeye çalışıyor, muhalefet kısıtlı imkanlarla bunu anlatıyor.
Ama soru açık…
Lübnan, Zimbabwe, Arjantin, İran, Türkiye, Mısır, Ruanda, Gana, Surinam…
Anlattığınız o büyük Türkiye’nin bu ülkeler arasında ne işi var?
Son beş yılda Türkiye’de dünyada olmayan ne oldu?