Trabzonspor'un şampiyonluğu ve Fenerbahçe

Veysel Taşkın

Öncelikle, bir süredir sağlık nedeniyle yazı paylaşmadığım için herkesten hoşgörü talep ederek başlayalım. Çok şükür toparladık ve yeniden yazma fırsatı bulduk. Hakikatten de “olmaya cihanda bir nefes sıhhat gibi”. Allah cc. Bütün hastalara şifa ve tüm hasta yakınlarına dayanma kudreti nasip eylesin. Hastalık zor iş, vesselam…

Yazı paylaşamadığımız süre içerisinde Süper Lig’de çok fazla değişen bir şey de olmadı aslında. Temmuz ayında başlayıp ve tam dokuz aydır devam eden zorlu maratonu, sonbahardan beri gittikçe artan bir oranda özgüven ve dominantlık seviyesi ile ve sürekli daha da açılan puan farkıyle önde götürmekte Trabzonspor.

Öyle ki önceki sezonlar da içinde bulunduğumuz dönemlerde genellikle kimin şampiyon olacağına dair hararetli tartışmalar yapılır, iki üç hatta dört bilinmeyenli şampiyonluk denklemleri haftalarca, aylarca spor kamuoyunu meşgul eder, kulüpler gece yarısı bildirileri yayınlar, birileri “eğer konuşursa ortalığın karışacağını” iddia eder, hakemler yerden yere vurulur ve x takımının lehine daha az veya fazla hata yapıldığı vs. iddia edilirdi. Bu sezon ise ortalık süt liman. Çünkü şampiyonluk tartışmalarını Trabzonspor çoktan bitirdi bile.

Ortalık o kadar rahat ve süt liman ki son 15 yılın ateşli hakem tartışmalarının başrollerinde olan tam 13 üst düzey hakem, birkaç dakika içerisinde Türk futbolundan emekli edildi. Detaylarını hemen herkesin merak ettiği bu ilginç ve tarihi operasyon henüz gizemini korumakta. En azından bizler için öyle.

Süper Lig’de ise şu sıralar aralarında Fenerbahçe ve Beşiktaş’ında bulunduğu 7 takım ikincilik, aşağılarda ise 8-9 takım kümede kalma mücadelesi vermekte. Tartışmalar daha çok buralara kayarken Trabzonspor’unda şampiyonluğu resmi olarak ne zaman ilan edeceği tahminleri yapılmakta. Bordo-mavililere, 2.sıradaki Konyaspor’un kalan 9 maçı kazanması halinde bile sadece 4 galibiyet “şampiyonluğu resmen ilan etmek için” yeterli olabiliyor.

FENERBAHÇE-TRABZONSPOR DERBİSİ

Trabzonspor’un daha önce şampiyon olduğu yıllarda ligin ikincisi genellikle Fenerbahçe, ikinci olduğu yıllarda da ligin birincisi yine genellikle Fenerbahçe olmuş. Kaderin cilvesinden midir ya da nedendir bilinmez, ligde bulunduğu 1975-76 sezonundan beri Trabzonspor, Galatasaray ve Beşiktaş ile baş başa bir şampiyonluk mücadelesine birkaç kereden fazla girmemiş. Hep Fenerbahçe ile çekişe gelmiş, kadrosunun daha iddialı olduğu sezonlarda. Bu da ezeli rekabeti daha çok koyulaştırmış Trabzonspor ile Fenerbahçe arasında, doğal olarak.

Geçen hafta oynanan Fenerbahçe- Trabzonspor maçına getirmek istiyoruz sözü.

Ve tabi istenmeyen olaylara. Koro halinde kullanılan organize sinkaflar, sahaya giren ve hakeme saldırmaya çalışan taraftar, korner atmaya çalışan Bakasetas’ın kafasına gelen falçata ve içlerinde bir cep telefonun da olduğu birçok yabancı madde vs.

Fenerbahçe’nin şampiyonluk iddiası kalmamış olmasına rağmen, bu sezon hemen hiçbir maçta olmadığı kadar tribünleri doldurarak ve sahada 10 kişi kalmasına rağmen belki de sezonun en iyi futbolunu oynayarak rakibini yenmeye çalışması ne kadar sempatikse yukarıda bahsi geçen istenmeyen olaylar da bir o kadar antipatikti.

Ve bu istenmeyen olayların en çok zarar vereceği kurum da Fenerbahçe olacaktır şüphesiz.

Nitekim rollerin değiştiği önceki sezonlarda oynanan maçlarda Trabzon’da da benzer olaylar olmuş ve en büyük zararı yine o zamanlarda Trabzonspor görmüştü. Keskin sirke en çok zararı içinde bulunduğu küpe veriyordu, malum.

Oysa Fenerbahçe’de şu sıralar Arda Güler isimli 17 yaşındaki bir genç pırıl pırıl parlamakta. Geleceğinin oldukça parlak olacağı aşikar. Henüz çocuk yaştaki bu yıldız adayının en son görmesi gereken eylemler, sahadaki oyuncunun başına fırlatılan falçata ve sahaya adam dövmeye giren holigan.

Yani çocuklara da ayıp oluyor biraz…

Fenerbahçe-Trabzonspor ve Trabzonspor-Fenerbahçe maçları daha uzun yıllar oynanacak şüphesiz. Ancak gerek yayın ihalesinde, gerekse de Avrupa puantajında görüldüğü üzere sürekli kan kaybeden Türk futbolunun, bu durumdan kurtulması için altyapı, transfer, bütçe, taktik, teknik vs. kısaca üretim endeksli ve seviyeli bir rekabete ihtiyacı var. İki takım adına da, diğer kulüplerimiz adına da.

Falçata ve şiddetten daha ziyade…

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.