Haftalardır rehavet konusunda uyardığımız ve açıkça rehavet emareleri gösteren Trabzonspor, Galatasaray maçına da benzer emareler göstererek başladı. Öyle ki, son on bir maçının sadece birini kazanabilen ve ligde küme düşme hattına yaklaşan Galatasaray karşısında koca bir ilk yarı boyunca Trabzonspor adeta mahkumlara oynadı. Eğer Uğurcan’ın Belçika’nın efsane kalecisi JM PFAFF’ı anımsatan olağanüstü kurtarışı olmasaydı, Galatasaray bulduğu penaltı golünün üstüne bir gol daha ekleyerek maçı kazanabilecekti. Bu durumun sebebi sadece Trabzonspor’un eksikleri ve eskisi kadar formda görünmeyişi değildi şüphesiz.
Türk Futbolunun son yirmi yılındaki kuşkusuz en başarılı takımı olan Galatasaray bu sezon Turkcell Süperlig’de tam bir drama yaşamakta. Yıllardır zirvesini kovaladığı ligde, şu sıralar ise son sıralardaki puan durumunu kolaçan etmekte Galatasaray Galatasaraylılar. Üstelik bu maça atfedilen önem üzere iki yıldır girmediği kampa girerek ve bu maçta galibiyete ekstra prim iddiası ile çıktı sarı-kırmızılar. Sonuçta son on bir maçtır tek galibiyeti bulunan, efsane teknik direktörü Fatih Terim’i görevden alan ve yerine Domenec Torrent’i getiren ancak üç maçtır yine kazanamayan ve on bir maçın üzerine on ikinciyi ekleyen Galatasaray kamp motivasyonuna ve prim iddiasına rağmen yine kaybetti. Camianın Fatih Terim’in gönderilişinden sonra fikir olarak ikiye bölünmesi ve kan kaybının bir türlü önlenememesi, dost acı söyler misali söylemeli ki bir vehamete doğru gitmekte ve kulüp içler acısı bir görüntü arz etmekte.
Umarım düzelirler.
Tekrar maça dönersek ikinci yarıda roller tamamen değişti. Stopere genç Ahmetcan’ı ve orta sahaya ele avuca sığmaz Siopis’i alan Avcı, bu hamlesiyle orta alan üstünlüğünü ele geçirdi. Maçın sonlarına doğru iyice yüklenen ve Galatasaray kalesini adeta abluka altına alan Trabzonspor maçın son on dakikasına, o dakikalara kadar sahada durgun bir görüntü arz eden Bakasetas ve Viça’nın iki füzesi ile rakibini adeta yıktı.
Bordo mavililer sadece üç puan almakla kalmayıp aynı zamanda da ezeli rakibinin en üst seviye konsantre olduğu bir maçta, ezeli rakibini evinde yenmenin yüksek prestiji ile şampiyonluk iddiasını bir kere daha deklere etti. Böylece milli araya moralli giren bordo mavililer milli ara sonrası yoğun döneme çok daha uygun şartlarda hazırlanma ve transferlerini de tamamlama imkanı bulacak.
Bu arada Puchacz’a ve genç Ahmetcan’a ayrı bir paragraf açmak lazım. Puchacz’ı tespit eden, arayıp bulan, transfer eden vs. emeği geçen herkesi tebrik ederiz. İki maça bakarak konuşmak belki erken olabilir ama Puchacz çok iyi bir sol bek. Artık Trabzonspor’un sol bek sorunu yok denilebilir. Ve Ahmetcan… On dokuz yaşındaki bu genç yetenek böyle bir havada ve böyle bir maçta üstelik oyuna sonradan girerek adeta ben buradayım dedi. Şimdilik çok övmeyelim. Allah nazardan saklasın.
Maçın adamı Uğurcan içinse ayrı bir yazı yazacağız.
Sonuçta Trabzonspor birçok eksiğine rağmen ve vasat bir performansla derbinin galibi, günün kazanını. Şampiyonluğun açık ara en büyük adayı kalmaya devam ederek haftayı tamamlamış oldu.