Ali Koç’un adadan ayrılma zamanı

Veysel Taşkın

Bir tv kanalında Survivor isimli sevimsiz bir yarışma programı var.

10-18 yaş grubu ergen gençleri hedef kitle alan, her türlü entrikanın yakalanmamak şartı ile adeta mübah olduğu popüler kültürün son derece itici bir örneği.

Yarışma Dominik Cumhuriyeti’ne ait bir adada çekiliyor ve yarışmanın en önemli kuralı olarak “yarışmada kaybeden yani elenen yarışmacı zorunlu olarak adayı terk ediyor.”
***

Sezona şampiyonluk iddiası ile başlayan 4 büyük takımdan şüphesiz en büyük kaybeden yani sezonun kaybedeni Fenerbahçe.

Tabi Beşiktaş ve Trabzonspor hemen akla gelecektir ancak bu iki kulüp sezon başında Fenerbahçe ve Galatasaray’a göre daha mütevazi bir harcama yaptığından, doğal olarak bir adım geride duruyorlardı. Her ne kadar sezon başında Beşiktaş başkanı ve teknik direktörü iddialı demeçler vermiş olsa da her ikisi de Beşiktaş’tan gönderileli uzun zaman oldu, artık her ikisi de zaten yoklar. Galatasaray ise her ne kadar Avrupa’da umduğunu bulamasa da inanılması zor bir galibiyet sayısı ile 24. şampiyonluğunu ilan etmek için gün saymakta.

Fenerbahçe, 6 yılı doldurmak üzere olan Ali Koç yönetimi ile sezonu “2024 de 4 kupa” hedefi ile açmıştı.

10 yıldır alınamayan şampiyonluk kupasının yanısıra ezeli rakip ile oynanacak süper kupa, Türkiye Kupası ve “favorileri arasında gösterildiği” Avrupa Konfederasyon Kupası bu yıl Fenerbahçe’nin hedefleri arasındaydı.

Özellikle Avrupa Kupası maçları dahil 19 maçta 19 galibiyet ile yapılan sezon başlangıcı uzun süredir gelmeyen başarılar nedeni ile tedirginlik ve karamsarlığa bürünmüş Fenerbahçe camiasını da heyecanlandırmıştı.

Ancak olmadı.

Fenerbahçe iddialı ve favorisi olduğu bu 4 kupadan hiçbirini kazanamadı.

Henüz kimsenin sebebini anlamadığı U 19 takımı ile çıkılıp ezeli rakip Galatasaray’a adeta hediye edilen Süper Kupanın yanısıra 10 yıldır karşılanamayan şampiyonluk beklentisi de tam 11 yıla çıktı.

Türkiye Kupasında Ankaragücü’ne farklı bir skorla kaybedilirken çok rahat yükseldiği Konfederasyon Kupası çeyrek finalinde, kendi bütçesinin beşte biri büyüklüğünde olan Yunan takımı Olimpiyakos’a boyun eğiyordu Fenerbahçe.

SAYIN ALİ KOÇ

Oysa sayın Ali Koç çok büyük bir beklenti, çok büyük umutlar ve çok büyük bir gürültü ile gelmişti Fenerbahçe’nin başına.

Türkiye’nin en büyük iş ailesinin bir veliahtı olmasının yanında, uzun yıllar Fenerbahçe kulübünde yönetim tecrübesi de bulunuyordu sayın Koç’un.

Ve bu umut, tam 20 yıl aralıksız görev yapan Fenerbahçe’nin efsanevi başkanı sayın Aziz Yıldırım’ı bile akıl almaz bir farkla bertaraf edip 6 yıl önce Fenerbahçe başkanlığına taşıyordu sayın Koç’u.

6 yılın sonunda ve özellikle bu sezon sonunda, çok büyük hayallerin ve umutların karşılığı olarak milyonlarca Fenerbahçe taraftarına kalan tek şey ise koskocaman bir “hayalkırıklığı” oluyordu.

Öyleki büyük umutların başkanı Ali Koç başkanlığındaki Fenerbahçe, sadece ve sadece “önümüzdeki sezon katılmayı dahi düşünmediği” bir adet Türkiye Kupası kazanabilmişti.

Bunca emek, bunca çaba, bunca hayal , bunca umut, bunca beklenti uçup gitmişti.

20 yılın sonunda efsane başkanı sayın Aziz Yıldırım’ı adeta davul-zurna ile gönderen
Fenerbahçe camiası karşılığında “tam 6 yıllık bir hüsran” satın almıştı.

Muhtemelen sadece Fenerbahçe’nin değil Türk Futbol tarihinin en ağır ve en çok zarar edilen ticareti oldu bu Fenerbahçe adına.

“Futbol fakirlerin oyunudur” diye söylenir Trabzon’da. “Fakirler oynar, zenginler izler” diye de eklenir.

İlgilileri bilir soyunma odası kültürü bambaşkadır. Limonlar, sular, ter kokulu formalar, rakiple kavgalar, takım içi kavgalar, duvarları yumruklamalar, iğrenç Bengay kokusu vs.

Yeminler, hırslar, umutlar ve bazen sevinçten bazen hüzünden gözyaşları ya da.

Soyunma odasında duvar yumruklamamış ya da benzer hissiyatı yaşamamış insanların futbol sektöründe başarılı olma olasılıklarının düşük olacağına inananlardanız.

Şüphesiz profesyonel futbolun olmazsa olmazı bütçe yani para. Her iş gibi. Ama profesyonel futbolda başarı için sadece para ne yazıkki yetmiyor.

Sorumlusu olduğunuz grup her kimlerse (ki çoğunlukla bu futbol takımıdır) saygınlığını sadece maddi anlamda değil manevi anlamda da kazanmanız gerekir.

Bu kazanma ise mutlaka ve mutlaka liderlik gerektirir ve liderlik de doğuştandır, asla sonradan kazanılamaz”.

Bir lidere” kitlesini harekete geçirmek” veya “bir amaç doğrultusunda organize olarak başarıya taşımak” için ne yapması gerektiğini kolay kolay anlatamazsınız. O bunu, doğaçlama olarak çocukluğundan beri yapıyordur zaten.

6 yıl boyunca Fenerbahçe’nin “maddi” sorunu olmadı.

6 yıl boyunca “sorunun” ne olduğu da aslında belli.

Sayın Ali Koç şüphesiz Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından biri hatta belki de birincisi.

Çok ama çok başarılı bir iş insanı.

Ve daha bir çok alanda büyük başarıların sahibi de olacaktır, muhtemelen.

Ama Fenerbahçe ‘de değil.

Sayın Ali Koç için “ adadan ayrılma zamanı”.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.